Sıra ne kazandığımızda!
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO’nun ‘Yaratıcı Şehirler Ağı’nda Türkiye’yi temsil eden iki şehirden biri olan, Hatay’ın, kültürel ve gastronomi zenginliklerini ulusal ve uluslararası arenaya taşımayı hedefleyen “Hatay Turizm ve Gastronomi Günleri”, 26-29 Eylül 2019 tarihleri arasında İstanbul’daki sunumunu geride bıraktı belki ama… Tartışması henüz bitmedi!
Gastronomi ağırlıklı içeriği ve bu başlığa özel bir sunumla paylaşılan Hatay GastroFest konsepti ile bu defa çok farklı bir programla yola çıkan ve öncekilerle kıyaslandığında oldukça başarılı bir tablo sunan, Hatay Turizm ve Gastronomi Günleri, 4 günlük İstanbul trafiğini geride bıraktı. UNESCO’nun ‘Yaratıcı Şehirler Ağı’nda Türkiye’yi temsil eden iki şehirden biri olan Hatay’ın yöresel zenginliği, bu 4 günlük süre içinde, ünlü ve popüler isimlerin katkısıyla misafirlerini ağırladı. Bu isimler arasında; Vedat Başaran, Maksut Aşkar, Murat Bozok, Arda Türkmen, Rafet İnce, Cihan Kıpçak, Deniz Temel, Mehmet Özer, Sahrap Soysal, Mehmet Yaşin, Müge Akgün, Dilara Koçak, Ebru Erke, Gül Erçetingöz, Meliha Okur, Neslihan Yeldan, Mert Fırat, Uğur Aslan, Neşe Biber, Berrin Bal ve Jale Balcı gibi pek çok değerli şef ve ünlü isim yer aldı.
-MALİYETİ!-
Geride kalan 4 günlük Hatay sunumunun tartışması ise önceki gün Vali Rahmi Doğan başkanlığında gerçekleşen bir toplantıda yapıldı. Hatay Valisi Rahmi Doğan başkanlığında gerçekleşen Hatay Turizm ve Gastronomi Günleri değerlendirme toplantısına, ilgili kurumlar ve organizasyonda yer alan isimler katılım gösterdi. Ortaya konan çaba için herkese teşekkür eden Vali Doğan, “Hatay Valiliği olarak büyük bir sorumluluk aldık. Bence güzel bir organizasyon yaptık” derken, eleştirilen tarafları da konuşmayı ihmal etmedi. 4 Günlük etkinliğin maliyetinin 1 Milyon TL olduğunu ifade eden Vali Doğan, oldukça tartışma yaratan ve bazı ilçelerin eksik gösterildiği iddiası ile haber olan ‘Künefeden Hatay Haritası’na dair de konuştu, “kasıt yok” dedi.
-YER KİRASI!-
Hatay Turizm ve Gastronomi Günleri’nin İstanbul ayağından Antakya’ya yansıyan ‘fahiş’ oruk ve kaytaz böreği fiyatlarına rağmen, oldukça farklı bir tablo çizen Vali Doğan’ın değerlendirmesi özetle şöyle:
“44 firma götürdük. 6 tır dolusu toplamda 135 ton mal götürdük. Tırların maliyetini bir işadamı (Selahattin Eskiocak), Medeniyetler Korosu’nun masrafını ise İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası karşıladı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne tahsis ettikleri alan için para ödemedik. Firmalardan yer kirası aldık. Bunu da cüzi bir rakama düşürdük. Mesela Kastamonu günlerinde yöresel ürünler çadırı 16-17 bin lira civarındaydı. Biz esnafımıza 6 bin 608 liradan verdik.”
-ELEŞTİRİ-
Vali Doğan başkanlığında yapılan ve eleştirilerin cevaplandığı Hatay Turizm ve Gastronomi Günleri değerlendirme toplantısının sokağa yansıması ise oldukça farklı oldu. Vatandaşların, izledikleri ve gözlemledikleri sürece dair yorumları şöyle oldu:
Y.A. >> Geçtiğimiz günlerde bir Turizm Çalıştayı oldu. Açıkçası izleyemedim, ama Valilik o kadar güzel bir Rapor sundu ki o toplantı sonunda, tüm detayları okumak keyifliydi bizler için. Aslında olması gereken de bu. Yapılanların raporlaştırılıp kamuoyu ile paylaşılmasını demek istiyorum… Peki, bu defa neden böyle olmadı? Bunun için Valilik sitesine baktığımda, şu cümleyi okudum finalinde: “İstanbul’da Hatay Turizm ve Gastronomi Günleri etkinliğinin değerlendirildiği konuşmaların ardından soru cevap şeklinde devam eden toplantı basına açık olarak gerçekleştirildi. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.” Tamam da, bu aynı şey değil ki! Bence, benzer bir yol izlenmesi güzel olurdu.
J.B. >> Önemli, ünlü ve popüler insanları bir araya toplamanız yetmiyor. Onları, nasıl bir strateji içinde kullandığınız, sizi farklı kılıyor. Burada konuşulması gereken bu. Aslında, konuşulmayan da! Bu etkinliğin maliyeti ne oldu bilmiyorum ama, iyi para harcanmıştır her halde. Ama ben basın yansıyan kısımda, Medeniyetler Korosu dışında pek öyle içerikli ve geniş bir haber görmedim, okumadım.
U.P. >> Ben bir şeye takıldım hep! Niye bu işleri yapanlar, bu süreci yönetmek üzere bir twitter hesabı, bir web sitesi ve hatta bir blog bile olabilir, ki bunları kullanmaz? Artık asıl kalabalıklar burada. Bunu ben biliyorum. Sen biliyorsun. Onlar da biliyor. O zaman, neden bu yol izlenmedi? Tanıtım ayağındaki en büyük eksiklik bence bu oldu. An ve an, olanlar, yaşananlar, paylaşılamadı. Birinci gün ne oldu, kimse bilmedi. İkinci gün hangi ünlü yemek pişirdi, takip edilemedi. Evet, bu defa her şey güzeldi, ama… Tanıtım, yine kötüydü! Bunu kabul edelim!
G.O. >> Herkes ne söyler ya da ne söyledi bilmiyorum ama, ben her şeyi artık sosyal medya üzerinden takip ediyorum. Onca ünlü ismin katılacağını okudum, ama hiçbir katılımcı ünlünün kendi sosyal medya hesabından bizi, Hatay’ı, bu anları paylaştığını görmedim. Bence en büyük başarısızlık, bu kadar ünlüyü bir araya toplamışken, onların popülaritesinden yararlanamamak olmuş! Bu kadar isme para ödenmiş, ama onlar da katılıp, gitmişler. Tanıtım ayağında olmamışlar!
-SOSYAL MEDYA-
Başta da dediğimiz gibi… Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO’nun ‘Yaratıcı Şehirler Ağı’nda Türkiye’yi temsil eden iki şehirden biri olan, Hatay’ın, kültürel ve gastronomi zenginliklerini ulusal ve uluslararası arenaya taşımayı hedefleyen “Hatay Turizm ve Gastronomi Günleri”, 26-29 Eylül 2019 tarihleri arasında İstanbul’daki sunumunu geride bıraktı belki ama… Tartışması henüz bitmedi! Ve o tartışma, en çok da, tanıtım ayağında, sosyal medya başlığında birikti. -Tamer Yazar-