Gözlerim Kapalı!
Antakya kent merkezinde, Atatürk Caddesi’nin ‘yeniden düzenleme’ adı altında tamamen kapatılmasının ardından yaşanan trafik İstanbul’u aratmıyor! Atatürk Anıtı’nda biriken yüzlerce aracın ilerleyişi ise hem sabır hem dikkat gerektiriyor.
Şehirleşme adı altında betonlaşan Antakya’da, düzensiz büyümenin ve yapılaşmanın faturasını, her gün trafiğe çıkan, ancak yetersiz gelen yollarda ‘sabır’ çekerek ilerleyen vatandaşa kesme geleneğimiz sürüyor. Yerel idareciler ise, yıllar içinde adeta kangren haline dönüşen trafik sorununa günlük çözümler ya da ‘yap-boz’ projelerle nefes aldırmaya çalışıyor. Ancak sonuç, her sabah ve her akşam, iş trafiğinin başlangıç ve bitiş saatlerinde kendisini gösteriyor. Peki, bu karmaşada yaya olmak mı? O da zor!
Bir vatandaşın dediği gibi…
“Arabam var, ama bazen yaya olmak çok daha kolay. Sizi bilmem ama, araba kullanmak için sağlam sinirler ve sabır lazım, hele ki böyle yağmurlu günlerde. Santim santim ilerliyorsunuz. Yollar zaten kötü. Ama yaya olmanın da berbat tarafları var. Bir kere yollar kötü dedik ya, yaya olana daha kötü! Anlamadınız, değil mi? Yolların hiç biri standarda uygun değil! Hepsi göller yöresi gibi mübarek! Biz de mecburen, yola uzak, kaldırımın en dibinden ilerliyoruz, ıslatılmamak için! Ama bu da yetmiyor! Kaldırım taşlarının çoğu, altında biriktirdiği sularla sizi bekliyor. Oyun olsa, zevkli! Ama değil! O yüzden çokça sinir bozucu!”-Tamer Yazar-