Kadın Dayanışmasından, çocukların cinsel istismarı suçuna ilişkin değişiklikler öngören tasarıya eleştiri
Antakya Kadın Dayanışması bileşenleri, dün SES Hatay Şube binasında bir araya geldi, TBMM’ye sunulan çocukların cinsel istismarı suçuna ilişkin değişiklikler öngören tasarısını eleştirdi ve tasarıda istismarı önlemeyi içeren düzenlemelerin olmadığını vurguladı.
Antakya Kadın Dayanışması adına konu ile ilgili ortak açıklamayı okuyan SES Hatay Şube Eş Başkanı Meryem Avcı, hazırlanan yasa tasarısının, istismarla ilgili cezalara odaklanan ve sorunun çözümünü cezalarda arayan bir mantıkla hazırlandığını söyledi, oysa istismarın cezaların artırılması ile önlenemeyeceğini ifade etti. Devletin öncelikli görevinin, istismarın oluştuğu şartları ortadan kaldırmak, koruyucu ve önleyici hizmetleri kurumsallaştırmak olduğunu belirten Avcı, oysa kanun taslağında istismarın önlenmesine ilişkin bir perspektif ve önlemeyi içeren düzenlemelerin olmadığını savundu.
Zamanaşımına uğrama, istismar vakalarında önemli engel …
Taslağı hazırlayanların, çözümün cezaların artmasında olduğunu savunduğunu ve tasarı ile istismarda cezaların artırıldığını iddia ettiğini söyleyen Avcı, ancak, istismar vakalarında ceza konusunda en çok karşılaşılan sorunlardan birinin ceza indirimi uygulaması olduğunu bildirdi ve şunlara değindi: “Oysa tasarıda ceza indirimi uygulamasını değiştirecek bir düzenleme yoktur. Sadece indirime gerekçe yazma zorunluluğu getirilmektedir. Yargılama sisteminizde nasıl gerekçeler yazıldığı ise malumumuzdur. Yine adalet sistemindeki eksiklikler nedeniyle istismar vakalarında karşılaşılan önemli engellerden biri de zamanaşımına uğramadır; çocuklara yönelik istismarda zamanaşımı kaldırılmamıştır.
18 yaşın altında her birey çocuktur; çocuklara yönelik istismar da bu çocuk tanımına uygun olarak düzenlenmelidir. Oysa kanun tasarısı istismara maruz kalan çocuklar arasında yaş ayrımı yapmaktadır; 18 yaşın altındaki herkesin çocuk olduğu gerçeğini muğlaklaştırmakta, 12 yaşın üzerindeki çocuklara yönelik cinsel istismarı meşrulaştırmaktadır. “12 yaşın altındaki çocukların istismarında daha fazla ceza getirme” iddiası ile önerilen düzenleme, gerçekte çocuk istismarında 12 yaşı fiilen ‘rıza’ yaşı haline getirmektedir. 15 yaşını tamamlamış çocukların istismarında ise ceza oluşması için silah kullanma şartı getirilmektedir; bu da 15 yaş üstü çocuklara yönelik istismarı meşrulaştırılması anlamına gelmektedir.
Hadım, istismarda çözüm değil …
Basit cinsel saldırı ile cinsel taciz dışındaki cinsel suçlarda cinsel isteğin ilaçla baskılanmasına yönelik tıbbı müdahalede bulunulması düzenlenmektedir. Bu düzenleme sorunu bireyselleştirmek, sorunun sebeplerini bireylere indirgemek demektir; bu ise istismar sorunun toplumsal boyutunu ve devletin istismarın önlenmesi sorumluluğunun üstünün örtülmesi anlamına gelmektedir. Bir yandan da yine istismar olduktan sonrasına yönelik bir cezadır ve öncesinde önlemeye dair bir yaklaşım niyeti olmadığını göstermektedir.
Tasarıda 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununa ek bir madde eklenerek cinsel suç mağdurlarının adli ve tıbbi işlemlerinin bir seferde ve tek merkezde gerçekleştirilmesi için özel merkezler kurulacağı, bunların adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonu bulunan yerlerde, yani ağır ceza ve bölge idare mahkemeleri olan yerlerde kurulması düzenlenmektedir. Bu tip merkezler
İstismar durumunda çocuğu hızla koruyacak sistem kurulmalı …
İstismar durumunda çocuğun hızla korunması için çocuk odaklı, çocukların kurumlar tarafından hırpalanmadığı, yargılanmadığı, suçlanmadığı, hızlı işleyen, faile cezasızlık getirmeyen, çocuğu mağdur etmeyen, çocuğu istismar ortamından uzaklaştıracak, istismarcıdan koruyacak, çocuğun iyileşmesi için gerekli olanakların sağlandığı bir başvuru ve müdahale sisteminin kurulmasının önemine değinen Avcı, “Çocuğun iyilik halinin takip edileceği, herhangi bir ihmal – istismara uğrama riskinin fark edilip risklerin ortadan kaldırılabileceği; çocuğun 18 yaşına kadar devlet kurumları tarafından sürekli takibinin yapılacağı bir izleme mekanizması kurulmalıdır.
Bildirme yükümlülüğünün yerine getirilmesine engel olan sorunlar ortadan kaldırılmalı, bildirim yapanlar için güvenlik önlemleri alınmalıdır.
Sadece çocukla ilgili başvurular için ve herkesin rahatlıkla ulaşabileceği bir başvuru sistemi oluşturulmalı, ayrıca çocukların da kendilerinin başvuru yapabilecekleri bir başvuru mekanizması olmalıdır.” Mehmet ÖZGÜN