Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Kaç yılda unutur insan? Yangının çıkardığı sesi!

Hataylı Akademisyen / Hukukçu

Hataylı Akademisyen / Hukukçu Neval Oğan Balkız: “Rüyalarında, kendi mezheplerinden olanlara cennet kapılarını açan fanatiklerin, yeryüzünde hep birlikte yaşamayı cennete yeğleyenleri yakarak öldürmesinin üstünden tam yirmi üç yıl geçti.”

“Hem çok şey değişti, hem hiçbir şey değişmedi Türkiye’de” diyen Hataylı Akademisyen / Hukukçu Neval Oğan Balkız; Sivas Katliamı, Madımak Katliamı ya da Madımak Olayı olarak bilinen, 2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas’ta Madımak Oteli’nin yakılması ve 33 yazar, ozan, düşünür ile 2 otel çalışanının yanarak ya da dumandan boğularak hayatlarını kaybetmesi ile sonuçlanan olaylar üzerine bir yazı kaleme aldı.
-YAŞANANLAR-
2 Temmuz’da yaşananları detayları ile anlatan Neval Oğan Balkız, şunları söyledi:
“Kültür Bakanlığı ve Sivas Valiliği katkıları ile Pir Sultan Abdal Kültür Derneği tarafından Sivas il merkezinde düzenlenen Pir Sultan Abdal Kültür Etkinlikleri’ne katılmak üzere, 2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas’ta bulunan onlarca sanatçı, tiyatrocu, yazar, şair ve katılımcıların bulunduğu Madımak Oteli; örgütlü şekilde otelin çevresini dolduran, polis kayıtlarına göre sayıları on beş bin kişiyi bulan saldırganlar tarafından yaklaşık olarak sekiz saat boyunca kuşatılarak, taş ve kiremit yağmuruna tutuldu. Ardından da; ‘Cumhuriyet Gidecek, Şeriat Gelecek’, ‘İslamın Ordusu Laiklerin Korkusu’, ‘Kanımız Aksa da Zafer İslamın’, ‘Cumhuriyet Burada Kuruldu Burada Yıkılacak’, ‘Şeriat Gelecek Zulüm Bitecek’ sloganları eşliğinde, ‘yak yak’ bağırtıları altında ateşe verildi. İkisi otel çalışanı olmak üzere, otuz beş kişi katledildi. Devletin, Asker ve Emniyet güçlerinin gözleri önünde ve tüm Türkiye’nin tanıklığında!
‘Devlet, toplu iğnenin başında vardır’ diyen anlayış, kurtarıcı olarak Madımak’ın önünde değildi. ‘Süslü giysiler ve arabalarıyla ancak yangından yirmi dört saat sonra olay yerine gelebildi… Hem de salyangoz hızıyla!”
-MÜDAHALE!-
Olaylara beklenen müdahalenin bir türlü gerçekleşmediğinin altını çizen Balkız, şöyle devam etti:
“Olaylar başladıktan sonra ve yangın başlamadan hemen önce, otelin önüne askerleriyle birlikte gelen rütbeli asker, kalabalığın ‘Asker Bosna-ya’ sloganları eşliğinde, hiçbir müdahalede bulunmadan olay yerini terk etti. Etkinliklerden önce Sivas’ta ‘Müslümanlar’ imzasıyla dağıtılan kışkırtıcı bildirinin kimler tarafından, neden ve nasıl yazılmış olduğunun peşine düşülmedi. Üstelik bu bildiri, tüm yargılama aşamasında, mağdur Avukatlarının ve kamuoyunun tüm ısrarına karşın araştırma konusu yapılmadı. Yerel basının günler öncesinden yaptığı olumsuz ve kışkırtıcı yayınlar da soruşturma kapsamına alınmadı. Gerçekleşen katliamı ‘Şanlı Sivas Kıyamı’ olarak tanımlamış, içeriğinde suçu ve suçluları öven yazıları kaleme alan kişilere, bu yazıları yayınlayan Taraf adlı dergiye karşı herhangi bir idari, cezai, hukuki işlem de yapılmadı. Şehir içinde hiçbir yerde kaldırım çalışması ve benzeri faaliyetler yokken, otelin önünde yığınlar şeklinde parke taşları bulunmasının nedeni bilinmedi. Olaylara katılan on binlerin destek aldıkları güçler, olayları örgütleyenler saptanmadı. Saptanmaları için gerekli çaba gösterilmedi. Dönemin siyasi ve idari yetkililerinin görev kusur ve ihmalleri araştırma ve soruşturma konusu bile olmadı.”
-ÖRGÜT YOK!-
Olaylardan 18 gün gibi çok kısa bir süre içerisinde, henüz hazırlık aşaması tamamlanmadan, olayda “örgüt yok tahrik var” saptaması yapıldığını ve deliller dahi toplanıp değerlendirilmeden, bu saptamayla davanın hemen açıldığını ifade eden Hataylı Akademisyen / Hukukçu Neval Oğan Balkız, “Saldırganların sayısı on binler iken, sanık sayısı yalnızca 124 sınırında kaldı” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“Davada, uzun yargılamalar neticesinde; katliamın, Anayasal düzeni zorla bozma amacı ile gerçekleştirilmiş olduğu sonucuna varıldı. Türk Ceza Kanunu’nun ‘Anayasayı cebren değiştirmeye teşebbüs suçunu’ düzenleyen 146. Maddesi uygulamasıyla, otuz üç sanık idama (yeni yasa gereği ağırlaştırılmış müebbet hapis), dört sanık yirmişer yıla, bir sanık da, on beş yıla mahkum edildi. Diğer sanıklar, beş ila iki yıl arasında değişen cezalar aldı. Türk Ceza Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle, bu hükümlülerden on üçü, yeni kanunda ceza aldıkları maddeyi doğrudan karşılayan bir düzenleme olmadığı gerekçesiyle, haklarında infazın tehiri kararı verilerek salıverildi. Mahkeme, bu kararı sonradan kendiliğinden geri aldı. Ancak salıverilen sanıklardan firari olan yedisi yakalan(a)madı.”
-GERÇEKLER!-
Değerlendirmesinde, “Gerçekler, yangın küllerinin altında kaldı” diyen Balkız, yaşanan acıdan bugüne damlayanları şöyle noktaladı:
“Madımak Öldürümü ve diğer yaşadığımız katliam ve şiddetin oluşturduğu bilinçli öfke, bize, Madımak ve diğer tüm öldürümlerin yarattığı utancın her daim ayakta kalacağını gösteriyor.” Tamer Yazar