Aksu, küresel salgın sürecinde, yatılı hizmet veren kuruluşlarda alınması gereken tedbirleri sıraladı
SES Hatay Şube Eşbaşkanı Mahsun Aksu, koronavirüs salgınının bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de hızla yayıldığını ve ölümlere yol açtığını bildirdi. Aksu, özellikle yatılı olarak hizmet vermekte olan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’ne bağlı kuruluşlarda hizmet almakta olan kadın, çocuk, yaşlı ve engelli vatandaşlar ile onlara hizmet veren sosyal hizmet çalışanlarının ciddi risk altında olduğunu vurguladı.
Şube yönetim kurulları tarafından edinilen bilgiye göre, gerek hizmet alanlar ve gerek hizmet verenler açısından zorunlu olarak alınması gereken önleyici tedbirlerin alınmadığının tespit edildiğini savunan Aksu, özellikle İspanya’da yaşanan, huzurevinde kalan bütün yaşlıların yaşamını yitirdiği gibi olumsuz örneklerle yatılı kuruluşlarda karşılaşmamak açısından, bugünden başlamak üzere, çalışanların haklarının da göz ardı edilmeden gerekli tedbirlerin alınmasının bir zorunluluk bildirdi ve açıklamasında şunlara değindi:
“Sendika olarak taleplerimiz şunlardır: Sosyal izolasyonu sağlanmış ilk kabul karantina kuruluşları ile diğer bakım hizmetleri verilen kuruluşlarda görev yapan personelin, ayrı ekiplerden oluşturulması sağlanmalıdır. Yatılı kuruluşlarda ve karantina kuruluşlarında, personelin, 7-10 günlük vardiyalar halinde çalıştırılması uygulamasına geçilmesi, çalışanlar ve hizmet alanları korumak açısından ilkesel olarak doğrudur. Ancak bunun gerçek bir tedbir olabilmesi için de belirli koşulların sağlanması zorunludur. Bu koşullardan bazıları ise şunlardır: Çalışanların, öncelikle hizmet binası dışında dinlenme, banyo ve yemek gibi asgari temel ihtiyaçlarını rahatlıkla karşılayabilecekleri, iş ortamından uzak, kiralanacak misafirhane ya da evlerde konaklamasının sağlanması, ayrıca ulaşımlarına tahsis edilecek kurumlara ait araçlar tarafından güvenli şekilde yerine getirilmesi mutlaka gereklidir. Uygulamada ve iç genelgelerde, çalışanların, kuruluşlarda kalması ve imkanlar ölçüsünde tuvalet ve banyosu olan tek kişilik odalarda kalmasının sağlanması gerektiği ifade edilmiştir. Planlanan, bu türde çalışacaklara kuruluşlarda odalar ayrılması düşüncesi gerçekçi olmadığı gibi, yöntem olarak da doğru değildir. Çünkü kuruluşta kalmak demek, bir çalışan için, orada bulunduğu tüm süre boyunca görevde olma anlamına gelmektedir. Bu kadar uzun saatler boyunca görev başında olmak ise salgın karşısında korumanın ve riskini azaltmanın önemli faktörlerinden olan mesai saatlerinin azaltılmasının karşılanmasına, dinlenme, beslenme,düzenli uyku gibi ihtiyaçların karşılanmamasına, oluşacak aşırı yorgunluk ve stres nedeniyle riske de daha açık hale gelecekleri anlamına gelmektedir. Salgın konusundaki bilimsel yaklaşımlar ve uyarılara uygun değildir. Sosyal hizmet çalışanlarının, vardiya bitimlerinde ve vardiya başlangıçlarında sağlık kontrollerinin düzenli olarak yapılarak göreve başlamalarına ya da ailelerinin yanına gitmelerine, sağlık kontrolünden sonra izin verilmesini verilmesi gerekmektedir. Haftalık vardiya uygulamasına alınacak personelin kronik rahatsızlığının olup olmadığının, bakmakla yükümlü olduğu yaşlı, engelli ve çocuğu bulunup bulunmadığının biliniyor olması, vardiya düzenlemesinde durumlarının ayrı ayrı değerlendirilmesinin, bununla bağlantılı olarak ve kişinin onayı halinde haftalık vardiya usulü çalışacak olanlardan eşi başka kurumda çalışanlar var ise eşinin idari izinli sayılması için gerekli koordinasyonun yapılması bir zorunluluktur.
Çalışan personelin Covid19’a yönelik eğitiminden geçirilmesi, korunma yöntemleri, ekipmanların kullanılması, ilk başvuran kişiler ile ilişki mesafe nasıl çalışacakları, şüpheli vaka ile karşılaştırıldığında nasıl hareket edecekleri ve iletişim zinciri kayıt tutanaklarında bildirilmesi gerekmektedir. Tüm bu konular sendikamız tarafından önerilmektedir olup, uygulamalar titizlikle takip ve kontrol edilecektir.”
Mehmet ÖZGÜN