Daha kaç kadın?
Mor Dayanışma’nın Hatay ayağında bir araya gelen kadınların ortak sorusu net… “İstanbul Sözleşmesi’nin ve 6284’ün etkin uygulanması için daha kaç kadının ölmesi bekleniyor?”
Mor Dayanışma, Hatay ilinde yaşanan ‘basın açıklaması’ yasaklamaları kapsamında, Zoom uygulaması üzerinden bir araya geldi. Hülya Muslioğlu, Çiğdem Altunok, Gülbahar Aşkar, Gülay Mübarek, Liman Eski, Selda Özgür, Türkan Öztürk ve Şirin Kader’in de aralarında olduğu 12 kadın, açıklama metnini beraber okudu. İstanbul, İzmir, Adana ve Mersin’de bir araya gelen kadınlar da, aynı uygulama üzerinden metni takipçileri ve kamuoyu ile paylaştı.
-EMEK SÖMÜRÜSÜ-
“Pandemi ile daha da görünür hale gelen krizler sarmalında, kadınların gündeminde ‘şiddet, yoksulluk, işsizlik, hastalık’, bu süreç ile artış gösteren ‘ev emeği ve emek sömürüsü’ var” denilen açıklamanın devamı şöyle:
“Araştırmalar, pandemi ile kadına yönelik şiddetin arttığını gözler önüne sererken, erkek egemen zihniyetin kadın düşmanı politikaları, kadınların kazanılmış haklarına saldırıları katlanarak arttı. İktidar koalisyonunun attığı her adımın, erkek egemen sistemden yana olduğunu ve kadına yönelik şiddetle mücadelede etkin rol almak yerine, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun’u hedef tahtasına koyduklarını defalarca deneyimledik.
Biz, Mor Dayanışma olarak; kadına yönelik şiddetin önünü açan politikaları, yalanları, ihlalleri teşhir etmekten, kadınları ölüme sürükleyen uygulamaları dillendirmekten, şiddetin durdurulması için gerekli adımların atılmasını talep etmekten vazgeçmeyeceğiz.”
-ADIM ATILMADI-
Cinsel şiddetle mücadele kapsamında, tecavüz kriz masalarının oluşturulması yönündeki İstanbul Sözleşmesi maddesi doğrultusunda herhangi bir adım atılmadığını paylaşan kadınların ortak açıklamasında, şu tespite yer verildi:
“İstanbul Sözleşmesi’nin 56. Maddesi’nde, ‘şiddete maruz bırakılanın, en azından kendisinin veya ailesinin tehlikede olabileceği durumlarda, failin kaçması veya geçici veya kesin olarak serbest bırakılması halinde şiddete maruz bırakılanın bilgilendirilmesini sağlamak’ ifadesi yer almaktadır. Pandemi bahane edilerek geçirilen ‘infaz yasası’ düzenlemesiyle, şiddet faillerinin ellerini kollarını sallayarak dışarı çıktıklarını, haber verme yükümlülüğünün yerine getirilmediğini, birçok kadının yeniden şiddet gördüğünü, en az 8 erkeğin pandemi bahanesiyle cezaevinden çıktıktan sonra kadınları öldürdüğünü öğrendik.”
-SORUYORUZ-
Açıklamada paylaşılan ortak soruda, “İstanbul Sözleşmesi’nin ve 6284’ün etkin uygulanması için daha kaç kadının ölmesi bekleniyor?” denilirken, yapılması gerekenler ise şöyle sıralandı:
“Yılmadan ve bıkmadan tekrar ediyoruz…
*Mevcut sığınma evlerinin koşulları iyileştirilmeli ve hiç bir kadının geri gönderilmeyeceği şekilde, sayıları ve kapasiteleri arttırılmalıdır.
*Kadınların, 24 saat boyunca ulaşıp destek alabilecekleri, acil ve konuya özel destek hattı derhal oluşturulmalıdır.
*Tecavüz kriz merkezleri acilen oluşturulmalıdır.
*Kadına yönelik şiddetle mücadelede yer alacak her birim, her kurumda bulunan ve bulunacak kişilerin toplumsal cinsiyet eşitliği bakımından yeterliliği denetlenmelidir ve personele, kadının insan hakları ile kadın erkek eşitliği konusunda düzenli ve sürekli eğitimler verilmelidir.
* Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dersi, MEB müfredatında okutulmalıdır.
*Kadınlara, şiddetle mücadelede izlemesi gereken yollar ve haklarla ilgili bilgilendirici yayınlar yapılarak yaygınlaştırılmalıdır. Bizler, taleplerimizi bir kez daha yineliyoruz. Kadına yönelik şiddeti durdurmak için İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun etkin ve eksiksiz uygulansın. Kadına yönelik şiddet son bulana dek mücadelemiz sürecek.” -Tamer Yazar-