Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu raporuna göre, 2020 yılının ilk on ayında 397 kadın, erkek şiddeti sonucu yaşamını yitirdi. Ölümlerin 151’i, “şüpheli ölüm” olarak kaydedildi. Kadınların 136’sı, ateşli silahla yaşamını yitirdi.
Yaşanan erkek şiddetinin faturasına her ay yeni kurbanlar eklenirken, kadınlar ve kadın örgütleri, daha net önlemler alınmasını ve bu konuda ciddi bir altyapı oluşturduğu ifade edilen İstanbul Sözleşmesi’nin tartışma konusu yapılmamasını istiyor.
-YENİ BİR TOPLUM-
Konuya ilişkin konuşan Hataylı Akademisyen / Hukukçu Neval Oğan Balkız, şunları söyledi:
“25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü! Yeşim Arat; ‘Bugünün anlam ve tarihçesi, bize asıl gerçeklik; Kadınları, dini bütün hayatlar sürmeye teşvik etmeden önce, kendi hayatlarına ve ne yapabileceklerine dair asli tercihlere sahip olmalarını sağlayacak koşulların oluşturulmasının mücadelesini vermektir. Bunun için de, dini kurallardan ziyade, laik ve eşitlikçi yasaların anayasal güvence altına alındığı bir siyasi bağlam oluşturma gereği ve zorunluluğu bulunmaktadır’ der. Çünkü kadına yönelik şiddet sorunsalı politik, kültürel, sosyolojik ve ekonomik olmak üzere, tarihsel, demografik ve kriminolojik yönü olan, çok katmanlı bir sorunsaldır! Çözümü de, başka bir toplumsal yapının, farklı bir hukuksal, siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel koşullar bütününün, farklı bir dinsel/kültürel yaşam anlayışının, yeni bir toplum yönetimi anlayışının hakim kılınması ile olanaklıdır!
Kadına yönelik fiziksel, biyolojik, psikolojik, cinsel ve ekonomik her türlü şiddet eylemi, bir insan hakları ihlalidir. Bu şiddet, kadın/erkek eşitsizliğinin yarattığı en önemli sonuçtur.
Toplumsal alanda, her kesimden kadınlar, hak özneleri olarak, dokunulmazlıklarını güvence altına alan bir eşitlik olmadan bu sorunun çözülemeyeceğinin farkındalar. Bunun için de; başka bir toplumsal yapının, farklı bir hukuksal, siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel koşullar bütününün, farklı bir dinsel yaşam anlayışının, yeni bir toplum yönetimi anlayışının gerekli olduğunu biliyorlar. Bunun için, mücadele zorlu, yol uzun.
‘Kimsenin mülkü olmayacak, kimsenin denetimine girmeyecek kadar; ya da, bu dünyada, herhangi bir egemen gücün hizmetçisi ve de aracı olmayacak kadar yüce bir varlığım’ (H.D.Thoreau) diyen kadınların mücadele gücü büyük olsun.”
Tamer Yazar