Kalbimiz Ege’de kanadı

Ege Denizi’nde, İzmir’e bağlı Seferihisar açıklarında meydana gelen deprem yeni acılar biriktirirken, her deprem sonrası sorulan soruları bir kez daha gündeme taşıdı. Bugün o soruları soran isimlerden biri, Hataylı Akademisyen / Hukukçu Neval Oğan Balkız oldu. Türkiye, deprem gerçeğini bu kez İzmir’de yaşarken, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) en az 885 kişinin yaralandığı […]

Ege Denizi’nde, İzmir’e bağlı Seferihisar açıklarında meydana gelen deprem yeni acılar biriktirirken, her deprem sonrası sorulan soruları bir kez daha gündeme taşıdı. Bugün o soruları soran isimlerden biri, Hataylı Akademisyen / Hukukçu Neval Oğan Balkız oldu.

Türkiye, deprem gerçeğini bu kez İzmir’de yaşarken, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) en az 885 kişinin yaralandığı bildirdi. Her deprem sonrası yaşanan enkaz altı mucizeleri ise umut oldu. Depremde ilk üç katı çöküp yan yatan 11 katlı Yılmaz Erbek Apartmanı’nda, Halim Sarı’nın enkazdan 26 saat sonra kurtarılma hikayesi bunun en güzel örneğiydi.
Yaşananları, deprem gerçeğinde sıkışan sorularla değerlendiren isim ise Hataylı Akademisyen / Hukukçu Neval Oğan Balkız oldu. “Yine yıkım, yine yiten yaşamlar” diyen Balkız, şunları söyledi:
“Bu ülke, felaketler coğrafyası değil! Bu ülke; bilimden, bilimsel akıl ve yöntemden kaçınanların, toplumsal yaşamı ‘olasılıklar, riskler ve gereklilikleri’ temelinde bir bütün olarak ‘bilimsel, teknolojik donanımla, eğitimli insan kadrolarıyla örgütlemeyenlerin, kurumsallaştırmayanların’ coğrafyası! Felaket, bu!
Deprem, önlenemez bir doğa olayı, ama sonuçlarının ağır ve ölümcül olması önlenebilir. Yaşanan acılar, yiten yaşamlar hepimizin. Yüreğimiz yanıyor. Ülkemizin içinde bulunduğu coğrafyanın deprem gerçeği (ama kaderi değil) bize; 1.Şehir planlarını, imar düzenlemelerini, rant ve oy sağlama amaçlı değil, sağlıklı, güvenli barınma hakkı temelinde oluştur! 2.Köprüleri, havaalanlarını, enerji santrallerini, hastane okul ve kamu kurumlarını fay hattı üzerine, yakınına yapma! 3. Yıkım getirecek ‘İnat Kanal’ projeleri yerine, bina güvenliğini sağlayacak önlemleri al, tam donanımlı deprem toplanma alanları oluştur ve koru! 4. İmam, polis, bekçi kadrolarını sürekli arttırmak yerine, aynı sayıda, gerekli eğitim ve donanıma sahip, acil müdahale ve koruma ekipleri kur ve ülke genelinde kurumsal hale getir! 5.Deprem ve doğal afetlerde alınacak önlemler eğitimini ilköğretimde zorunlu hale getir, toplumsal alanda yaygın olmasını sağla ve koordine et! Bunları bilimin, teknolojinin, akıl ve toplumsal örgütlenme yöntemlerinin gerektirdiği yapısal koşul ve mantıkla gerçekleştir, diyor! Bu sesi duyalım. Aksi halde yüreğimiz sürekli yanacak.” Tamer Yazar

Exit mobile version