“KANDIRILDIK” DİYENLER ! BİZİ DE KANDIRANLAR !

Kendime dürüst oldum her zaman, ki sizle de paylaşayım bendekini…

Erdoğan’ın 2002’de başlayan yolculuğuna OY verenlerden biriyim, hatta ikinci dönemine de !

Pişman mıyım ?

Hayır !

Bugün toplumu cepheleştirmek için her yolu deneyen Erdoğan’ın o döneminin bugünle alakası bile yoktu ! Bir kere özgürlükçüydü… Sağ ya da Sol ayrımı 
yapmadan politikalar üretti… Demokrasi beklentisi içinde olanlarla beraber yürüdü… Kürt sorunu noktasında korkmadan ilerledi, konuştu… Herkes için 
kurduğu partisine ne DİN elbisesi giydirdi ne de kendi inandıklarını sahneye taşıdı… 

14 Ağustos 2001’de Ankara Bilkent Otel’de yaptığı konuşmasında,

…“bugünden sonra Türkiye’mizde hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” sözleriyle iktidar hedefini paylaşan Erdoğan’ın o gün herkese hitaben yaptığı 
açıklamasındaki, “Tüm vatandaşlarımızın yaşam tarzlarına saygılı devlet” vurgusunu ise unutmadık !

Pek, bugün ?

Niye bu kadar değişti ?
Söylemleri niye bu kadar sertleşti ?
Din üzerinden sloganlara niye bu kadar sarıldı ?

Aslında bir tezim var gibi !!!

Kandırılma meselesi !!!

Hani şu sürekli KANDIRILDIK dediği halleri !!!

Bu durum, onun ARTIK KİMSEYE GÜVENMİYORUM ruh halini ve öfkesini açıklamaya yeter mi sahi ?

Mesela,

…Ergenekon ve Balyoz Operasyonları !
Hani bir çok masum insanın hayatına ve kariyerine nokta koyan !

Ne demişti ?

“Bu operasyonlarda, şahsım başta olmak üzere, tüm ülke yanlış yönlendirildi!”


Aslında gelin, onun en büyük KANDIRILDIK hikayesinde duralım… HOCA EFENDİ ile başlayan, FETÖ TERÖR ÖRGÜTÜ ile devam eden, ama NE İSTEDİLER DE VERMEDİK 
denilerek dallanıp budaklandırılan da…

Ne demişti 2012’de, milyonlara servis edilen Türkçe Olimpiyatları sırasında ?

“Gurbet, hasrettir ! Hasret bedeli çok ağırdır, faturası çok ağırdır ! Biz, gurbette olup, şu vatan topraklarının hasreti içerisinde olanları aramızda 
görmek istiyoruz ! Bu sıla hasreti bitmelidir, bitsin istiyoruz…”

Parti ve Devlet imkanlarıyla o kadar refere edildi ki yıllarca, o kadar anlatıldı ki BU ADAMLAR İYİDİR hikayesi, o kadar çok dendi ki İNANIN ONLARA / 
DESTEK VERİN diye, milyonların kandırılma sürecine öylesine omuz verildi ki hatta, bugün sırf bu resmi kurumsal İNANDIRMA eylemi yüzünden işini, 
kariyerini, hayatını kaybetmiş on binler var aramızda !

Onlar, inanmadı, inandırıldılar !
Onlar, kanmadı, kandırılmaya açık hale getirildiler !

Peki, bu KANDIRILMA hikayesine NE İSTEDİLERSE VEREN mi ?

“Bu hain örgütün gerçek yüzünü çok daha önceden ortaya dökememiş olmanın üzüntüsü içerisindeyim ! Bundan dolayı hem Rabbimize hem de Milletimize 
verecek bir hesabımız olduğunu biliyorum” dedi ve bitirdi !

Peki, bitti mi ?

Bence bitmedi !

Bunca KANDIRILDIK hikayesinin bir HUKUK hesabı olmak zorunda ! Hani demiş ya Erdoğan, “Rabbim de Milletim de bizi affetsin” diye… Ben, AFFETMİYORUM ! 
Kendi adıma, bu kadar KANDIRILAN, ama her KANDIRILMA hikayesinin maliyetini de bizlere yükleyeni AFFETMİYORUM !

Bu güzelim ülkeyi yönetenlerin ha bire KANDIRILMASI “kaderimiz değil”, diyorum...

Ha bire kendini tekrar eden bu halin, kader planımın bir parçası olmasını reddediyorum…

O yüzden de NOKTA koyuyorum bu hikayelere !

Bana dayatılmak istenen kaderi ise çöpe atıyorum !

Sıra sende…

Düşün…