Ak Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman’ın, “Bakan Yardımcılığım döneminde çıkması için benim de emek verdiğim Kapadokya Alan Başkanlığı TBMM’de kabul edildi. Güzel Atlar diyarının, tarihi, kültürel ve doğal dokusunun korunması, tanıtılması ve turizm potansiyelinin daha da geliştirilmesi için hayırlı uğurlu olsun” şeklinde duyurduğu ‘koruma kararı’, Antakya’nın ne kadar uzağında?
Ulu Cami, Güllü Bahçe, Zenginler, Yeni Cami, Şehitler ve Gazipaşa Mahallelerinde bulunan bazı eski sokakların restorasyon çalışmalarına ev sahipliği yapan Antakya’nın doğu yakası, çalışmalar sırasında ortaya çıkan taş yolların görselinde dururken, kayıplar listesini azaltmaya çalışıyor. Büyükşehir Belediyesi eliyle yapılan çalışmanın, eski kent kimliğini ne kadar ortaya çıkardığı ya da çıkaracağı tartışılırken, ilk toplantısını 15 Mart 2019 tarihinde yapan Hatay Kültür Varlıkları Koruma Kurulu’nun, söz konusu çalışmaları yakından izlediği biliniyor. Eski kentin, beton ve asfalta teslim halini azaltacak her adımın çok önemli olduğu konusunda birleşenler ise, bugüne kadar yapılan ‘resmi-kurumsal’ yanlışların kalabalığında, alınan ya da alınacak her kararın
-KORUMA ALANI!-
Mahalle-mahalle ve sokak-sokak ‘kurtarma’ planlarıyla, elde avuçta kalanı yarına taşıma telaşındaki Antakya’nın yakından izlediği karar, önceki gün Ankara’da resmileşti. TBMM Genel Kurulu’nda, AK Parti Milletvekillerinin; Kapadokya’nın tarihi, kültürel ve doğal dokusunun birlikte korunması, farklı kurumlara ait planlama yetkilerinin ise kurulacak Kapadokya Alan Başkanlığı’nda toplanmasını öngören kanun teklifi kabul edilerek yasalaştı. Kapadokya Alanı Hakkında Kanun Teklifi’ne göre, Kapadokya’da, geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartları ile meri planlara ve komisyon kararlarına aykırı uygulama yapılamayacak. Kapadokya Alan Başkanlığı, bu alanda her türlü aykırı uygulamanın giderilmesini sağlamaya, gerektiğinde aykırı uygulamaya konu yapı ve tesisleri
Kapadokya Alanı’nda yapılacak uygulamalar, meri planlar ile geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartlarına göre yürütülecek. Kapadokya Alanı’nın bütününe ilişkin üst ölçekli plan, Kapadokya Alan Başkanlığı’nca hazırlanacak ya da hazırlatılacak. Bu plan, komisyonun uygun görüşü ve Bakan onayı ile yürürlüğe girecek. Üst ölçekli planlara uygun olarak hazırlanan ya da hazırlatılan nazım ve uygulama imar planları ise komisyonun uygun görüşü ve idarenin onayıyla yürürlüğe girecek. Böylece, alandaki plan hazırlık ve onama sürecinde bugüne kadar yaşanan yetki karmaşasının ortadan kaldırılması amaçlanıyor.
Kapadokya Alanı’nda, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ile Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulları ile Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonlarına verilen yetki ve görevler, Kapadokya Alan Komisyonu tarafından kullanılacak. Komisyon ayrıca, Kapadokya Alanı içinde doğal sit alanlarının tescili, sınır değişiklikleri ve yeniden değerlendirilmesine yönelik karar almaya yetkili
Komisyonun, Kapadokya Alanı’nda geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartları ile meri planlara ilişkin her türlü fiziki ve inşai uygulamaya yönelik karar yetkisi bulunacak. Kamu kurum ve kuruluşları, belediyeler ile gerçek ve tüzel kişiler, komisyon kararlarına uymak zorunda olacak.
-CEZA-
Antakya için de ‘istenen’ uygulamayı ‘cazip’ kılan kısım, tarihin korunması başlığında ceza sistemini de devreye alıyor oluşu! Buna göre; Kapadokya Alanı’nın tarihi ve kültürel değerleri ile jeolojik/jeomorfolojik dokusunun ve doğal kaynak değerlerinin korunmasına ve yaşatılmasına yönelik alınan tedbirlere aykırı davranılması halinde, 50 bin liradan 200 bin liraya kadar, bu kapsamda olmayan ve Kapadokya’nın mevcut durumunu bozmayan ve yapısal uygulamalar içermeyen konulara ilişkin belirlenecek tedbirlere aykırılık halinde ise 500 liradan 5 bin liraya kadar idari para cezası uygulanacak. İdari para cezası uygulanacak fiiller ile idari para cezasının miktarı, Başkanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenecek.
-SÖYLENEN Mİ?-
Kapadokya örneğinde duran Antakya kent insanının, eldekiler ışığında yorumları oldukça dikkat çekici…
J.B. >> Kapadokya kararı nasıl alındı, hepimiz biliyoruz! Kaçak bir otel inşaatı ve ardından gelen yıkımlar! Sanki tüm bunlar kurumsal onaydan geçerek yapılmıyormuş gibi! Bir gazeteci bunu ortaya çıkartmasa, tüm bunlar olur muydu? Şimdi şuna cevap versin bizimkiler o zaman… Tarihi Kurtuluş Caddesi deyip duruyorlar! Bana göstersinler, neresi tarihi! Kalan tarihi göstersinler! Anlatılanları karşılayan tek bir yer göstersinler! Ya da onlar gelsin, ben onlara kat kat çıkılan apartmanları göstereyim… Ne hale gelmiş, o eski Roma, anlatayım! Kapadokya’dan daha kötü durumdayız! Bunu bilsinler!
O.L. >> Aslında kararların tek bir elde toplanması önemli. Hatırlıyorum da, Saint Simon Manastırı için Defne ilçesi ile Samandağ ilçesi kapışmıştı bir dönem. ‘Benim’ diye! Hatta Kaymakamlık, Defne Belediyesi’ne talep yazısı bile yazmıştı, doğru mu? Tarihi alanların, ilçeler arasında polemik konusu olduğu bir ülkede, düzgün iş yapanları özledik galiba! Ama sormak geliyor içimden… Onca kavga ve kapışma sonunda, paylaşılamayan Saint Simon Manastırı ne durumda? Dünya turizminin gözbebeği mi? Bunu söylerken güldüğümü de yazın ama! Acı acı güldüğümü!
-SORALIM!-
Dendiği gibi, soralım… Bu kenti koruma adına, müdahil olduk mu? Peki, ne kadar olduk? -Tamer Yazar-