Kapatmışız ama… Eldeki kapı da bu!

Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerinin görkemli eserlerine ev sahipliği yapan Antakya’da bulunan ve 2200 yıl öncesine ait olduğu belirlenen tarihi su kemerini kapatalı tam 7 sene oldu. Bağrıyanık Mahallesi ve Saray Caddesi’nde ‘yağışlar’ dolayısıyla meydana gelen ‘taşkınları’ önlemek amacıyla dönemin belediye idaresi tarafından yapılan kazı çalışmaları sırasında bulunan ve bulunmasıyla da hemen herkesi heyecanlandıran devasa […]

Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerinin görkemli eserlerine ev sahipliği yapan Antakya’da bulunan ve 2200 yıl öncesine ait olduğu belirlenen tarihi su kemerini kapatalı tam 7 sene oldu.

Bağrıyanık Mahallesi ve Saray Caddesi’nde ‘yağışlar’ dolayısıyla meydana gelen ‘taşkınları’ önlemek amacıyla dönemin belediye idaresi tarafından yapılan kazı çalışmaları sırasında bulunan ve bulunmasıyla da hemen herkesi heyecanlandıran devasa Su Kemeri’nin üzerine kilit vuralı tam 7 sene oldu. Ancak, bulduğumuzun üzerine kapattığımız ‘kapının’ hali, gerisinde kalanın ‘hali’ adına tarih sever herkesi endişelendiriyor.2010 senesinde bulunan ve yaklaşık 2200 yıl öncesine ait olduğu belirlenen tarihi su kemeri noktasında bugün duran herkes, Hatay Arkeoloji Müzesi tarafından sürdürülen kazı çalışmalarının ardından nasıl bir karar alındığını ve neden bunca zamandır bu alanın turizme kazandırılmadığını merak ediyor. Ama en çok da, eldeki görkemli buluntu üzerine eklediğimiz bu ‘tartışmalı’ kapının ‘yıkık-dökük’ durumunu soruyor, ‘Eldekine olan saygımız bu kadarmış’ diye de ekliyor.

-Kaderi ne olacak?-

Sorulan soru oldukça basit aslında… Tarihi Kurtuluş Caddesi’nde, Askeri Kışla’nın hemen yanı başında, yaklaşık eksi 6 metre kotta bulunan; 4 metre yüksekliğinde, 3 metre eninde ve 430 metre uzunluğunda olduğu ifade edilen tarihi su kemerinin bundan sonraki sürece ekli ‘hikâyesi’ ne olacak? 2010 senesinden bu yana geçen sessiz bir 7 sene gibi, ‘sessizliğimizi’, bulunan ‘dün’ noktasında muhafaza etmeye devam mı edeceğiz? Yoksa, bulunanın üzerine kapattığımız kapının bir nedeni var mı? Peki ya Anıtlar Yüksek Kurulu Raporu! O dönem beklenen raporun içeriği ne oldu? Tünelin turizme kapatılma nedeni bu rapor muydu?

-Tamir etsek mi?-

Antakya için önemli bir ‘buluntu’ olması gerekirken, önce ‘tarihi su kemeri’ne giden yolu kapatan ve ardından da kapattığı o yol üzerine eklediği kapıya kilit vuranlar, anlaşılan o ki yaptıkları kapının da uzun zamandır yanı başından geçmemişler. Bu konuda şikâyetçi olan vatandaşların söylediği de eleştirisi de bu yönde:“Burası, her gün yanı başından yayaların ilerlediği ve araçların geçtiği bir yer. Ayrıca şehrin en işlek caddesine çıkan bir yer. Kapının üst kısmındaki taşlar o kadar kötü durumdaki, yerinden çıkanların her an düşme tehlikesi var. Bu durumu daha önce de yetkililere ilettik ama, anlaşılan, birine bir şey olmadan kimse gelip de buraya bakmayacak ya da olan biteni kontrol etmeyecek.”

-Sorumlu kim?-

Vatandaş, konuya ilişkin bir yetkili ararken, sorulara hangi kurumun cevap vermesi gerektiği konusunda ise kararsız.  Beklenen ve istenen mi? Arkeoloji Müzesi, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile Hatay Büyükşehir Belediyesi arasında gidip gelen ‘sorumluluk’ adına, en azından eldeki kapının ‘acınası’ durumu ve gerisinde kalan ‘sessizlik’ adına bir cevap! Gelir mi?

Tamer Yazar

Exit mobile version