Madencilik Tartışmaları Gündemde
CHP’li Kara, kamuoyunda maden şirketlerine yönelik yoğun tepkilerin bulunduğunu hatırlatarak, “Madencilik faaliyetlerinin ülkemize sağladığı yararlar önümüzdeki günlerde daha fazla tartışılacaktır. Şimdi de ‘nadir toprak elementleri’ üzerinden madenlerimizin uluslararası tekellerin emrine sunulması tehlikesiyle karşı karşıyayız. Partimizin tavrı nettir: Ulusal çıkarları koruyan, ekolojik dengeyi gözeten bir politika izleyeceğiz” dedi.
Ormanlar Şirketlere Teslim Ediliyor
Yeni düzenlemeye göre, devlet ormanlarında maden arama ve işletme tesislerine 24 ay süreyle bedelsiz izin verilebilecek; Orman Genel Müdürlüğü uygun görürse bu süre 12 ay daha uzatılabilecek. Kara, bu uygulamanın ormanların kaderini şirketlere teslim etmek anlamına geldiğini vurguladı:
“Ormanlarımızda madencilik faaliyetlerine yol açmak ve tesis kurmak için üç yıla kadar bedelsiz izin tanımak, ‘Bu ormanlar sizin, altıyla üstüyle kullanabilirsiniz’ demektir. Yatırımcı dostu olma bahanesiyle doğal varlıklarımızın gözden çıkarılması kabul edilemez.”
ÇED Süreci İşlevsiz Hale Getiriliyor
Kara, yönetmelikte bakanlık izninin ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) hükmü taşıyacağı yönündeki düzenlemeye de tepki gösterdi:
“Bu, ÇED sürecini baypas etmek için hazırlanmış bir yasal kılıftır. ÇED başka, izin başka bir şeydir. ‘İzinleri ÇED formatında hazırlarsak ÇED olur’ demek yurttaşlarla alay etmektir.”
Koruma Alanları Yönetmelikten Çıkarıldı
CHP’li Kara, yönetmeliğin 105’inci maddesinde yapılan değişikliklere de dikkat çekti:
“Tarım toprakları, tabiat anıtları, tabiat koruma alanları, kent ormanları, nadir ekosistemler, tarihi yapılar, sulak alanlar ve su havzaları artık izne tabi alanlar arasında sayılmıyor. Bu değişiklik, maden şirketlerine sınırsız bir hareket alanı tanıyor ve on binlerce ailenin geçim kaynağını yok etme riski taşıyor.”
Vahşi Madencilik Teşvik Ediliyor
Açıklamasının sonunda Kara, yönetmeliği “göz boyama amacıyla hazırlanmış, özünde vahşi madenciliği teşvik eden bir metin” olarak nitelendirdi:
“ÇED süreci işletilmeksizin maden açmanın sonuçlarını Hatay’da gördük. Bu yönetmelik, ülkemizin doğal kaynaklarının ulusal çıkarlar gözetilmeksizin madencilik şirketlerine peşkeş çekilmesinin yolunu açıyor.”

