Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Kartalkaya faciası davasında 9. gün

Bolu Kartalkaya’da 78 kişinin hayatını kaybettiği otel yangını davasının dokuzuncu

Bolu Kartalkaya’da 78 kişinin hayatını kaybettiği otel yangını davasının dokuzuncu gününde, acılı ailelerin yürek burkan ifadeleri damga vurdu. Özellikle küçük kızını kaybeden bir annenin sözleri salonda buz gibi bir hava estirdi.

Çocuğumu morgdan değil, kızarmış tavuk dorsesinden teslim aldım

Kartalkaya’da yaşanan ve 78 kişinin ölümüne neden olan Grand Kartal Otel yangınıyla ilgili süren dava, sekizinci duruşma günüyle devam ediyor. Davaya, yangında çocuklarını, torunlarını, sevdiklerini kaybeden ailelerin feryatları damga vurdu. En çarpıcı açıklamalardan biri, 11 yaşındaki kızı Mina Akisli’yi kaybeden Mesude Turan’dan geldi.

Kos koca otelden bir kişi bile görevini yapmamış

Turan, kızının yangından sonra cesedine ulaşılamadığını ve cansız bedeninin bir tavuk firması tırının dorsesinde bulunduğunu dile getirdi. Gözyaşlarıyla yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Onlar sadece üç günlük tatil için gitmişti. Büyük umutlarla yola çıktılar. Ama o otelden ceset torbasında geri döndüler. Kızımı, ne morgda ne hastanede bulabildik. Kızarmış tavuk taşıyan bir dorsenin içinden aldım. Hiç kimse kapı çalmamış, uyarmamış. Koskoca otelde işini düzgün yapan tek bir kişi bile yokmuş.”

“Bizi ölüme terk ettiniz, sadece kendinizi kurtardınız”

Yangında ailesini kaybeden bir diğer isim ise Gülşen Boncuk’tu. Kızı, damadı ve iki torununu kaybeden Boncuk, gözyaşları içerisinde sanıklara seslendi:

“Gözümün içine bakın. Siz kendinizi kurtardınız, ama çocuklarımızı orada bıraktınız. Ben artık torunlarımı göremeyeceğim. Yaşam kaynaklarımızı elimizden aldınız. Sizin yaşamanız değil, her gün bu vicdan azabıyla inlemeniz gerek.”

“Ne dedektör vardı, ne iş güvenliği”

Otelin kayak odasından sorumlu olan Şenol Güven, olay gecesine dair tanıklık yaptı. Yangın anında alarm sesi duymadığını ve binada hiçbir yangın tatbikatının yapılmadığını söyledi. Ayrıca, binada yağmurlama sisteminin de olmadığını belirtti. Tanıklardan çamaşırhane çalışanı Tahsin Öztürk de yangın başladığında içeride olduğunu ve dışarı nasıl çıktığını hatırlamadığını ifade etti.

“Otel müdürü ‘kimseye haber vermeyin’ dedi”

Odalardaki minibarlardan sorumlu olan personel Tuni Urhan’ın ifadesi ise şok etkisi yarattı. Yangın başladığında hiçbir alarma rastlamadığını belirten Urhan, dedektörlerin odalarda sigara içildiği için kapatıldığını duyduğunu söyledi.

“Zeki Yılmaz’ın ‘kimseye haber vermeyin, kendi aramızda halledelim’ dediğini personel arasında duydum. Yangın söndürme sistemleri yoktu, eğitim verilmedi. Kendi başımıza kaldık.”

Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi, davada yeni bir karara imza attı. 19’u tutuklu toplam 32 sanığın yargılandığı dosyada, tutuksuz sanıklardan dört kişi hakkında ev hapsi kararı verildi.

Ev hapsi uygulanan isimler arasında Mudurnu Enerji’den İbrahim Polat, İsmail Karagöz, FQC Global Sertifikasyon’dan Ali Ağaoğlu ve otel resepsiyon görevlisi Yiğithan Burak Çetin yer aldı. Ayrıca, itfaiyeci İrfan Acar hakkında verilen “konutu terk etmeme” kararı da devam ettirildi.