Peyzajın orta yerini işgal etmişiz…
Antakya’nın Ulus Meydanı olarak da bilinen, tarihi Ulu Cami’nin hemen önündeki alanda gerçekleştirilen peyzajın son çiçeklendirme işlemini izleyenler, akşam saatlerinde, buradaki ışıklı reklam panosu yüzünden yaşanan kötü görsele işaret ediyor.
“Geçen gün, buraya sandıklar dolusu çiçek geldi. İnanılmaz güzel bir tabloydu, hatta çocuklarla geçerken fotoğraf bile çektik. Keşke bu alan, başından sonuna bir çiçek tarlası gibi olsaymış. Bunlar bir tarafa, bu kadar güzel şeyin hemen ortasına şu reklam panosunu niye eklemişler, bunu yazın! Hele ki akşamları, öyle bir yanıp yanıp sönüyor ki, bakanların gözünü alıyor. Zaten bu olurken de, siz burada istediğiniz kadar peyzaj yapın, işe yaramıyor. Gündüz ayrı bir muamma! Kocaman, ayaklı bir demir reklam panosu size bakıyor, tepeden tepeden! Yakışıyor mu? Hem çevre düzenlemesi yapıyorsunuz, hem de o düzenleme içine bunu yerleştiriyorsunuz!”
-BİLGİ Mİ, PARA MI?-
Bir vatandaşın şikayetine konu olan reklam panosu için “kaldırılmalı” diyenlerin ortak eleştirisi yerel idare bağlamında cevap bulur mu bilinmez ama… Bir turizmcinin eleştirisi de kent estetiği için yapılanlara dair:
“Her şey güzel, her şey doğru deyip işin içinden çıkmak ne kadar kolay olurdu! Ama değil! Antakya’nın Cumhuriyet Meydanı, bu kentin ana çıkış noktası. Bir kere, meydanın yeniden düzenlenmeye ihtiyacı var, Anıt da buna dahil. Bir de nedir o, meydanda birbirinden farklı çeşitteki aydınlatma direkleri? Bedava bulmuşuz da her yere dikmişiz gibi! Ve şu reklam panosu! Hiç olmamış, demeye gerek var mı?
Kaldırımların orta yerine, çiçeklendirdiğimiz peyzaj alanlarının içine ve daha birçok yere yapıyoruz benzer şeyleri… Buradaki amaç ne? Kenti bilgilendirmek için merkezi bir noktayı kullanmak mı, yoksa para mı? Son olarak… Daha yeni yapılan yolların, ondan yeni trafik çizgilerinin bu kadar erken silinmeye başlaması da garip!” -Tamer Yazar-