Alevilerin Suriye-Lazkiye ve çevresinde uğradığı Soykırım katliamı son katliam olur mu ?
Bilmiyoruz. Ama, tarihte yaşananlar son olmayacağını gösteriyor.
Sorun ne idi ?
-İslamiyet döneminde Ekonomi-ticarete Hakim olanların çoğu İslam dinini ve Peygamberimiz Hz.Muhammed’i(s.a.a.v.) hemen benimsemediler.
Mevcut iyi durumlarını kaybetmek istemiyorlardı.
Son dinin, son peygamberi insanlığa genel anlamda Adaleti, Hak ve Hukuku, Kur-an’ı Kerim’in emirlerini anlatıp, açıklıyor ve ona göre yaşıyordu.
Hz.Muhammed’in(s.a.a.v.) en temel görevi; kendisine gönderilmiş olan Kur’an-ı Kerim’i yaşamak, insanlara bildirmek ve açıklamaktır. “İnsanlara kendilerine indirileni açıklaman için ve düşünüp anlasınlar diye sana Kur’an’ı indirdik.” Nahl suresi, 44. Ayet.
– BEY’TÜL-MAL- İslam Devletinde devlet hazinesi.
Peygamberimiz(s.a.a.v.); “kızım Fatıma bile olsa beytulmale dokunan olursa elini keserim” demişti.
Hazine dediğimiz herkesin payı ve hakkı olan mal, para ve altın gibi değerli olan her şeydir.
Sorun İslam’ın, Peygamberimizin Halife, Hükümdar olma mücadelesi ile Devletin Hazinesinin harcanmasında yaşandı. Kısacası, o zamanki üst yönetimde yaşanan sorunlar günümüzden çok farklı değildi. Sadece zaman farklıydı. Şahıslar farklıydı…
…
Hz.Ali(a.s.) Kûfe’de bir mescitte ibadet ederken Haricîler’den Abdurrahman İbn-i Mülcem tarafından hançerli saldırıya uğradı ve birkaç gün sonra öldü. 28 Ocak 661.
Hz.Ali’nin(a.s.) büyük oğlu Hz.Hasan, Yezîd b. Muâviye ile evlendirilmek vaadiyle kandırılan eşlerinden Ca’de bint Eş’as b. Kays tarafından zehirlendi. 7 Nisan 669 tarihinde vefat etti.
Hz.Ali’nin öldürülmesi ve Kerbela katliamı Peygamberimiz Hz.Muhammed’in(s.a.a.v.) ailesine-ehlibeytine yapılan bir Soykırım katliamı olduğu hiç tartışma götürmeyecek kadar açık ve nettir.
Kerbela Katliamı (10 Ekim 680) 1345 yıl önce gerçekleşti.
4500 kişilik Yezid’in ordusu, Kerbela Çölünde İmam Hüseyinle birlikte 72 Canımızı acımadan hunharca, şimdiki Lazkiye’de olduğu gibi Peygamberimizin sülalesini tek tek Kerbela’da katletmişlerdi.
Kerbela katliamından kurtulan bir tek Hz.Hüseyin’in evladı ZeynelAbidin El Seccad’dır. O da Zayıf bünyeli ve hastalıklı olması sebebiyle Kerbelâ’ya fiilen katılamamıştır.
Peygamberimizin sülalesine akla gelmedik işkenceler yaptılar. Kerbela çölünde on gün susuz bırakarak katlettiler.
Emevilerin ordusu, Şehid ettikleri cesetleri açıkta bıraktılar. Peygamberimizin torunu şehid Hz.Hüseyin’in başını gövdesinden ayırdıktan sonra Kerbela’dan Şam’a Muaviye’nin oğlu Yezid’e götürdüler. Şehid Hz. Hüseyin’in başı nereye gömüldü, ne oldu, hala bilinmemektedir…
Kerbela’da şehid edilen ehlibeytin cesetleri oradaki Beni Esed’e mensub Gadiriye köylülerince defnedildi.
Kûfe ahalisinin o zamanki lideri olan Süleyman B. Surad el-Huzâî de katliamdan sonra adamlarıyla birlikte Kerbela şehidlerini ziyarete gelmiş ve Hz. Hüseyin’i Emevîler’in karşısında yardımsız bırakmanın utancı içinde bir gün bir gece kabrin başında kalmıştır (Taberî, V, 588-589).
Muaviye, İslam Devleti’nin Peygamberimizin torunu Hz.Hasan’dan sonraki halifesi ve Emevi Hanedanı’nın kurucusudur.
Aynı zamanda Ümmü Habîbe bint Ebû Süfyân’dan dolayı Peygamberimiz Hz. Muhammed’in(s.a.v.) kayınbiraderidir.
Zamanın Suriye Valisi Muaviye, Adaleti, Muhammedi İslamı isteyenler tarafından öldürülen 3. Halife Hz.Osman’ın akrabasıydı. Hz.Osman’ı öldürenler içinde halife Ebu Bekir oğlu Muhammed Ebu Bekir vardı.
Hz.Ali’nin Osman’ın katlinden sorumlu olabilecek bazı kimselerden destek aldığını ve bu nedenle bu cinayeti soruşturmakta isteksiz olduğunu düşünüyordu. Bu nedenle Hz.Ali’ye karşı isyan başlattı.
Josef Mac Cap da şöyle der: “Yezid İslam’ı saptıran ve kâfirlerden sayılan biridir. Annesi Hıristiyan’dı! İslam dinini hiç bir zaman kabul etmedi, her fırsatta İslam’ı kötüler, horlardı; hiç çekinmeden şarap içerdi.
72 kişiye karşı 4500 kişilik ordunun galip geleceği bilinen bir gerçeğin normal bir savaş olmadığı gün gibi bellidir. Yezid’in ordusu, Peygamberimizin sülalesini kökten yok etmeye yemin etmiş, and içmiş bir şekilde Canavarca her birinin kanlarını dökerek katletmiştir.
Kerbela olayı söz ve edebiyatla tarif edilemeyecek kadar acı, hüzünlü ve insanlık tarihinde benzeri olmayan kanlı bir katliamdır.
Bu nedenle, Caferiler Kerbela şehitlerini anarken kendilerini kanatana kadar zincirlerle vururlar.
Bu nedenle, Dünyanın en çok ziyaret edilen yeri Kerbela’dır.
Bu nedenle, Kerbela’yı milyonlar yüzlerce kilometre yürüyerek ziyaret ederler.
Bu nedenle, Kerbela’yı ziyarete gidenlere binlerce insan bir lokma yiyecek, bir yudum su vermek için yollarda beklerler.
…
Peygamberimiz Hz.Muhammed’in(s.a.a.v.) ailesi, akrabaları ve hısımları içinde yaşanan bu katliamların halen devam etmesi akla ve mantığa uymamaktadır.
Aleviler, Kerbela’dan bu güne kadar yüzyıllarca birçok kez katledilmelerine rağmen, öc almamış, Kimseye saldırmamış, katliam yapmamış, kin ve nefret beslememiş aksine barışı ve kardeşliği savunan, yaşayan bir toplum yapısına ve insani karaktere sahipler.
Suriye-Lazkiye ve çevresinde yaşayan Aleviler ise, kendi köylerinde gelenekleri ve kültürleriyle barış içinde, kimseye zarar vermeden yaşamaktadırlar.
Bu masum insanlara bu zamanda yapılan katliam tarif edilemeyecek kadar Vahşetin ve Zalimliğin başka bir şeklidir.
İnsanları evlerinde ve evlerinden alarak, çoluk çocuk, kadın yaşlı, genç demeden bıçaklayarak, keserek, kurşunlayarak öldürmek nasıl olur !?
Bu kin, nefret, düşmanlık nedir !?
Kerbela’dan beri 1345 yıl devam eden husumet nasıl bir şeydir!?
Bu kanın durması için;
Tohumu ekilen kin, nefret, düşmanlık ve husumetin dinmesi şarttır.
Dünyanın gelişmiş ülkelerinden önce Ortadoğu ülkelerinin yöneticileri, kanaat önderleri ve din adamlarına büyük görev düşmektedir.
Zaman da bu zaman çünkü, geç kalınmıştır.
Ortadoğuya barışın hakim olması dünya barışının sağlanması demektir.
Dolayısıyla, Ortadoğu’da barış sağlanmadığı takdirde, dünyada da barış sağlanamayacaktır.
YORUMLAR