Güzelim ağabeyliğine, sıcak içtenliğine doyamadığım insanlardan biri de Kerim Afşar’dır. Kuşakların usta oyunculuğuyla, ödünsüz kişiliğiyle, sınırsız imgeler yaratan sesiyle yetiştiği Kerim Afşar oyun sanatımızın devidir. Nerede emeği yok ki?.. Ankara Sanat Tiyatrosu, Devlet Tiyatroları, Afşar’ın sesiyle, oyunculuğuyla dalgalanır hâlâ. Yılmaz Güney’le sinemacılığı, yurtdışında defalarca oynadığı yapıtlar dünya sanatına kazınmıştır, silinmez.
Darlık içinde geçen çocukluk. Ağabeyinin aileye sahip çıkışı. Çanakkale yılları. Denizin tuzuyla kardeş, bronzlaşan bedeni… Her konservatuvar sınavını kazanır ama tek kişi, yani Kerim Afşar için sınıf açılamaz. Ne ki sonunda açılır. O yıllardan tanıdığı Muhsin Ertuğrul’la yakınlaşır, dost olur.
Kerim Afşar her oyununda dünya sanatının başyapıtlarında, baş kişiyi oynar. Hem ne oynayış… Oynamıyor, yaşıyor, denir Afşar için ki çok doğrudur.
Kerim Afşar, Atatürk’ün Söylev’ini kayda okuyan bildiğim tek kişidir. O ses, o bilinç. Aydınlanmacıdır, Atatürkçüdür. Öyle tatlısu demokratlarıyla hiç işi yoktur. Uğur Mumcu Afşar için “Kerim Atatürk,” İlhan Selçuk ise “ses ustası” der.
Kerim Afşar’ın kaydettiği şiirimizin üstün örnekleri bambaşkadır.
Eşi Sevgili Leyla Afşar ile Kerim Ağabeyi anarız, konuşuruz.
Yazar Uğur Pişmanlık’ın yayıma hazırladığı Sahneye Uyarlanmış Bir Yaşam-Kerim Afşar adlı kitap, Tarsus Belediyesi Kent Yayınları (2022) arasında yayımlandı. Tarsus Belediye Başkanı Sayın Dr. Haluk Bozdoğan’ın da özsöz yazdığı yapıtta şu yazarların yazıları yer alıyor: Kerim Afşar, Uğur Pişmanlık, Işık Kansu, Turgut Akter, Ö. Levent Ülgen, Haldun Çubukçu, Ceren Gergeroğlu, İclal Aydın, İlhan Selçuk, Ertuğrul Timur, Esin Afşar Aral, Ali Sirmen, İbrahim Demirel, Hikmet Çetinkaya, Gülşen Karakadıoğlu, Zeynep Oral, Tunca Tamsuvar, Şehnaz Pak, Semih Sergen, Günay Güner, Tufan Türenç, Sevgi Özel, Hasan Bülent Kahraman, Müşerref Hekimoğlu, Can Dündar, Adem Dursun, Güneri Civaoğlu, Hıncal Uluç, M. Sadık Aslankara, Fikret Otyam, Nena Çalidis, Pınar Ender Çekirge, Gökhan Akçura.
Ne ki yeterli mi? Değil. Hem de hiç değil. Kerim Afşar için şimdiye dek bilimsel yayınlar, çalışmalar yapılmalıydı.
Onulmaz sayrılık yüzünden bir Dil Bayramı günü, 26 Eylül 2003’te yitirdik Kerim Afşar’ı. Işık Kansu Öğretmenim tanıştırmıştı beni Kerim Ağabeyle. Yitirdiğimiz güne değin Kansu ile birlikteydi, Uğur Mumcu’yu oynuyordu…
Işıklar içinde uyusun Kerim Afşar Usta. Unutmak olanaksız.