Kimileri ise ‘koruma altında’
Hristiyan dünyasının önemli sembollerinden biri sayılan St. Pierre Kilisesi, Hatay’ın da önemli bir inanç turizmi adresi! Ancak bu adrese ekli mozaiklere uygulanan ‘farklı’ standart, gelenlerde soru işareti yaratıyor!
Vatikan’dan sonra Hıristiyanların ikinci hac merkezi olarak kabul edilen, Antakya’ya bağlı Küçükdalyan Beldesi’nde bulunan St. Pierre Kilisesi, 2 milyonu TL’yi aşan bir maliyetle ciddi bir restorasyon geçirdi. Restorasyon çalışmaları kapsamında, Kilise’nin mağaraya giriş tonozu üzerinde yaşanan su ve nem sorunları yanı sıra statik problemleri çözüldü, mevcut giriş ünitelerinin ve Kilise civarı taş duvarlarının tamiratları gerçekleştirildi.
St. Pierre Kilisesi’nde; bahse konu Restorasyon, Kaya Islahı ve Çevre Düzenleme Projesi kapsamında; kaya kırımı ve yüzey tıraşlaması, bulonlama yöntemi ile kaya sabitlenmesi, 992 metre çelik kuşak yapımı, 889 metrekare falez yüzeyinin çelik ağla kaplanması, çatlaklara 45 metreküp dolgu yapılması, 319 adet ankraj çubuğu ile sabitleme yapılması, 450 metrekare taş yüzeylerin temizliğinin yapılması, 21
-LAMBALAR KIRIK!-
Bugün gelinen noktada hala önemli sayıda ziyaretçisi ile Hatay’ın en önemli inanç turizmi destinasyonlarından biri olan Saint Pierre Kilisesi’ne gelenleri ilk karşılayan sorunlardan biri, Kilise’ye uzanan yolda konumlandırılan aydınlatma lambaları! Kilise’ye, ana yoldan sonra girilen ara yolda uzanan hat boyunca karşınıza çıkan lambaların neredeyse hepsi kırık durumda. Bu bakımsızlık, yine aynı yol üzerindeki güvenlik noktası için de geçerli! Güvenlik noktasının olduğu alanda camlar kırık, ki güvenlik adına sizi ya da gelen araçları karşılayan kimse de yok! ‘O
-MOZAİKLER!-
Saint Pierre Kilisesi’ne gelenleri, Kilise’nin ana kapısından itibaren binlerce yıllık bir hikaye karşılıyor. Geçirdiği son restorasyon ardından güvenlik riski içeren yapısal sorunlarını geride bırakan tarihi kilise içine meraklı gözlerle girenleri ise, bu hikayeden bağımsız, şaşırtan bir uygulama karşılıyor. Söz konusu uygulama, fısıldanan binlerce yıllık hikâyenin de bir adım önüne geçiyor.
O meraklı gözlerden biri, İstanbul’dan geldiğini söyleyen bir ziyaretçi anlatsın mı o bir adım öne geçeni?
“Çok uzun zamandır gelmek istediğimiz bir yerdi burası. Müze’ye gittik önce, ardından da buraya geldik. İnanılmaz
Madem mozaiklere dair konuşuyoruz… Buna dair şaşırdığım ilk durum orada karşımıza çıktı. Birçok ülkede müze gezdik. Sergilenen eserleri gelen ziyaretçilere detaylarıyla vermek bir pazarlama stratejisidir. Çünkü gelende hayranlık uyandırmak istersiniz. Ama sizdeki müzede bazı mozaikler cam bir yolun altına konulmuş. Bunun sebebini anlamadık. Aslında o mozaiklere yakından bakmaya çalıştık ama, hayli kalın bir cam ve detayları izlemek kolay değil. ‘Sanırım elde o kadar çok var ki, yer bulamamışlar’, diye düşündük! Böyle mi gerçekten?
Saint Pierre’de ise başka bir durum vardı, anlamadığımız, anlamakta zorlandığımız… Kilise’nin demir kapısından girerken, hemen kapı girişinde, yerde, sizi ufak bir mozaik parçası karşılıyor. Önce tereddüt geçirdik, ‘üzerine basmalı mıyız, yoksa üzerinden zıplayarak mı geçeceğiz’ diye! Baktık, herkes basıp da geçiyor. Biz de öyle yaptık! Aslında buna şaşırmadık değil! Çünkü geçmişi çok eskilere dayanıyor olmalı. İnsan kendine sormadan edemiyor… Peki, bu kadar değerli bir mozaik parçası niye gelenlerin çamurlu ve kirli ayakkabıları altında bırakılır ki?
Sadece o da değil… İçeriye girdiğimizde, benzer mozaikler, iki demir pencere dibinde de gözümüze çarptı. Onlara dair de her hangi bir koruma alanı yaratılmamıştı. Bunu söylüyorum… Çünkü Kilise’ye girdiğinizde, hem sağda hem solda, polis güvenlik bantlarına benzer bantlarla çevrilmiş başka başka mozaik alanlar da vardı! Onlar neden koruma altındaydı, işte bunu anlamadık. ‘Mozaikler garip bir şekilde tasnif edilmiş’ diye
-KARAR KİMİN?-
Hristiyan dünyasının önemli sembollerinden biri sayılan St. Pierre Kilisesi, Hatay’ın da önemli bir inanç turizmi adresi! Ancak bu adrese ekli mozaiklere uygulanan ‘farklı’ standart, gelenlerde soru işareti yaratmaya devam ediyor! Bu duruma neden olan soruların ‘cevap’ noktasındaki muhatabı olan Hatay Müzesi’ne ya da İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne soralım mı? Vatikan’dan sonra Hıristiyanların ikinci hac merkezi olarak kabul edilen tarihi Kilise içindeki mozaikleri neye göre tasnif ettiğimizi… Bazılarını ‘ayak altında tutup’ diğerlerini neden ‘güvenlik bandı’ ile çevirdiğimizi…
-ÇOCUKLAR İÇİN RİSK-
Kilise’nin olduğu alana gelip de merdivenlerden yukarıya doğru ilerleyenler, belli bir mesafe için, yan tarafı oldukça dik bir yamaç olan bir yolu kullanmak durumunda. Ancak, çocukları ile buraya gelenlerin dile getirdiği bir tedirginlik ve o tedirginliğe karşı yapılmasını talep ettikleri bir şey daha var… Söylenen mi?
“Buradaki düzenlemeler çok iyi. Sadece bu yoldan ilerlerken çocukları muhafaza etmek, dikkatli olmak gerekiyor. Çünkü dar bir yol ve yolun yan tarafı da oldukça derin bir şekilde yamaç… Aslında olası bir kazaya karşın, Kilise’ye çıkan bu yolun gelen ziyaretçiler için güvenli hale getirilmesi gerekiyor.”
-Tamer Yazar-