Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Kira krizi büyüyor: Bankalar yine vatandaşın cebine girdi

Konut krizinin derinleşmesiyle birlikte kiracılar, yüksek kira bedelleri ve taşınma

Konut krizinin derinleşmesiyle birlikte kiracılar, yüksek kira bedelleri ve taşınma masrafları karşısında banka kredilerine yöneliyor. Bankalar, “kira kredisi” ve “taşınma kredisi” adını verdikleri yeni ürünlerle barınma krizine finansal çözümler sunuyor. Ancak uzmanlara göre bu krediler kısa vadede nefes aldırsa da uzun vadede hane bütçelerini zorluyor.

Kira Krizi Derinleşiyor

Türkiye genelinde konut krizi hız kesmeden büyüyor. Özellikle büyükşehirlerde kiralık ev bulmak her geçen gün daha da zorlaşırken, taşınma süreci kiracılar için ciddi bir mali yük haline geldi. Depozito, emlakçı komisyonu, nakliye ücreti ve ilk kira bedelinin toplamı, bazı bölgelerde 200 bin lirayı buluyor.

Artan yaşam maliyetleri ve yüksek enflasyon, kiracıların bütçesini zorlarken, birçok kişi artık bu masrafları karşılamak için banka kredilerine yöneliyor. Bankalar ise bu talebe yanıt olarak “kira kredisi” ve “taşınma kredisi” ürünlerini devreye soktu. Bu yeni finansal modeller kısa vadede rahatlama sağlasa da, uzun vadede borç yükünü artırma riski taşıyor.

Ev Sahiplerinden Yeni Şartlar

Kiralık ev bulmak kadar, ev sahiplerinin talepleri de kiracıları zorluyor. Bazı ev sahipleri artık yalnızca yüksek kira değil, ek güvence yöntemleri de istiyor. Kimisi dövizle kira talep ederken, kimisi gram altınla depozito şartı koşuyor. Hatta adli sicil kaydı, kefil veya tahliye taahhütnamesi olmadan ev kiralamayan mülk sahiplerinin sayısı giderek artıyor.

İstanbul Beşiktaş’ta yaşayan Ayşe Erdem, geçmişte yaşadığı olumsuz deneyimleri hatırlatarak, “Artık her kiracıya güvenemiyoruz. Evi zarar gören, kirasını ödemeyen çok kişiyle karşılaştık. Bu yüzden daha dikkatli davranıyoruz” ifadelerini kullandı.

Kiracılar Kredilere Sarılıyor

Yükselen taşınma maliyetleri nedeniyle, birçok vatandaş artık yeni eve geçerken bankaların sunduğu kredileri tercih ediyor. Bazı bankalar, taşınma kredisi adı altında düşük faizli, kısa vadeli krediler sunarak kiracıların geçici nakit ihtiyacını karşılamayı hedefliyor. Ancak bu kredilerin geri ödemeleri, zaten sıkışık olan hane bütçelerini daha da zorluyor.

Finans uzmanı Serkan Ertürk, “Kira kredisi sistemleri kısa vadede rahatlama sağlasa da uzun vadede borçlanma döngüsünü derinleştiriyor. Bu durum, dar gelirli kesimlerin ekonomik kırılganlığını artırabilir” değerlendirmesinde bulundu.

Emlak Sektöründe Güven Krizi

Emlak temsilcisi Mehmet Korkmaz, piyasadaki dengesizliğin kiracılar kadar emlakçılara da yansıdığını belirterek, “Son iki yılda kiralık daire bulmak çok zorlaştı. Talep fazla, arz az. Bu da ev sahiplerinin kendi lehlerine şartlar koymasına yol açıyor. Biz artık sadece daire bulmuyoruz, kiracı ile ev sahibi arasında ara bulucu gibi çalışıyoruz” dedi.

Korkmaz, kira krizinin çözümünün yalnızca kredi desteğiyle sağlanamayacağını, konut arzının artırılması ve kiracının korunmasına yönelik yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı.

Barınma Artık Bir Hak Değil, Yatırım Aracı

Uzmanlara göre barınma krizi, yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda sistemsel bir sorun. Konutun bir yatırım aracına dönüşmesi, barınma hakkını zayıflatıyor. Kamuoyunda sıkça dile getirilen “Su bir yatırım aracı değilse, barınma da olmamalıdır” görüşü giderek daha fazla destek buluyor.

Sosyal politika uzmanı Dr. Esra Güven, “Barınma bir insan hakkıdır. Ancak Türkiye’de bu hak, piyasa koşullarına teslim edilmiş durumda. Bu anlayış değişmedikçe, kredi çözümleri sadece geçici pansuman etkisi yaratır” ifadelerini kullandı.

Bankaların Rolü ve Gelecek Endişesi

Bankaların devreye girmesi, kısa vadede piyasayı canlandırsa da, uzun vadede barınma maliyetlerinin kalıcı olarak artmasına neden olabilir. Çünkü kredi sistemi, kiracıları borçlanmaya yönlendirirken, dolaylı biçimde ev sahiplerinin fiyat artırma eğilimini de güçlendiriyor.

Uzmanlara göre, kalıcı çözüm; sosyal konut projeleri, kiralık konut üretimi ve adil kira politikalarının hayata geçirilmesinden geçiyor. Aksi takdirde, “kira kredisi” uygulamaları, sadece krizin yeni bir yüzü haline gelebilir.