Bugün, 21 Ekim 2024, hem gazetecilik hem de Türkiye tarihine damga vuran iki önemli olay dikkat çekiyor. Eski Kültür Bakanı, siyaset bilimci ve yazar Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı, 25 yıl önce bugün, 21 Ekim 1999’da uğradığı bombalı suikast sonucu hayatını kaybetmişti. Aradan 25 yıl geçti ve bugün teröristbaşı FETÖ’nün lideri olarak bilinen Fethullah Gülen öldü.
Ahmet Taner Kışlalı, yıllar önce FETÖ tehlikesine dikkat çekmiş ve “Türkiye’deki siyasal İslamcılar içindeki en tehlikelisi” olarak Fethullah Gülen yapılanmasını işaret etmişti. 1998 yılında yazdığı “Fethullah Dosyası” başlıklı yazısında, Kışlalı, FETÖ’nün devletin kritik noktalarına sızma girişimlerine ve uzun vadede bir İslam devleti kurma amacı güttüğüne dair önemli uyarılarda bulunmuştu. Özellikle Emniyet Genel Müdürlüğü, MİT ve Batı Çalışma Grubu’nun raporlarına dayanarak, Gülen hareketinin devletin güvenlik birimlerine ve eğitim sistemine sızdığına işaret etmişti.
Kışlalı’nın vurguladığı raporlarda, Gülen’in Türkiye Cumhuriyeti’nin laik ve demokratik yapısını değiştirmeyi hedeflediği, örgütün illegal yapısının ve devlet içindeki sızıntılarının belgelerle ortaya konulduğu ifade ediliyordu. Özellikle 1992, 1996 ve 1998 yıllarına ait gizli raporlar, Gülen yapılanmasının devletin kritik noktalarına yerleştiğini ve şeriat düzeni hedeflediğini ortaya koyuyordu.
Fethullah Gülen’in ölüm haberinin Kışlalı’nın suikast yıldönümüne denk gelmesi, birçok kişi için manidar bulundu. Kışlalı’nın yıllar önce yaptığı uyarılar, bugün daha da büyük bir önem kazanmış durumda.
Ahmet Taner Kışlalı, Cumhuriyet değerlerine bağlılığıyla bilinen bir aydın olarak, Türkiye’nin laik ve demokratik yapısının korunması için mücadele etmişti. Özellikle FETÖ tehlikesine karşı uyarıları, yıllar sonra gerçekleşen darbe girişimi ve terör eylemleriyle daha iyi anlaşıldı.
FETÖ’nün tehlikesine dikkat çeken Kışlalı’nın ölümünün 25. yılında, Fethullah Gülen’in ölümü, Türkiye için bu günün anlamını daha da derinleştiriyor. Kışlalı’nın söylediği gibi, “Fare insan kulağını kemirirken büyük özen gösterir, acıtmaz, tatlı tatlı uyuşturur. Uyanıp da yokladığınızda elinize kulağınız değil, kan gelir.”
Bugün, Ahmet Taner Kışlalı’yı anarken, aynı zamanda onun uyarılarına kulak vermenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha görüyoruz.