Mor Bir Hüzün/ @a_simurg_a adlı sosyal medya hesabı bir çok kaynakta mitolojik bir hikaye olarak anlatılan Keopatra’nın Asi Nehri ile ilgili efsane görüşlerini paylaştı. VII. Kleopatra Filopator MÖ 51ʼden 30ʼa kadar Mısır Ptolemaios Krallığıʼnın kraliçesi ve son etkin hükümdarıydı. Batlamyus hanedanının mensubu olan Kleopatra, Makedonyalı Yunan generali ve Büyük İskenderʼin refakatçisi olan Soterʼin soyundan gelmekteydi. İşte bu muhteşem kadının Asi Nehrine dair ilginç söylemleri:
“Kleopatra (Cleopatra) Gemileri ile Asi Nehri (Orontes) üzerinden Antakya’ya (Antiochia) kadar gelirdi. Ben denizi, ufku sevdim İskenderun’da (Aleksandretta). Hasreti öğrendim. Tekrar kavuşmanın heyecanını yaşadım Arsuz’un (Rhossos) sakin koylarında, arzuların coşkusunu tattım Samandağ’ın (Seleukiea Pierra) fırtınalı Akdeniz sularında. Sonra bir nehir, Asi Nehri (Orontes) aldı götürdü beni Cassius (Kasius, Kel Dağı) dağlarının eteklerinden bir başka Kraliçeye; Antiochia’ya. Onu gördüm heyecanlandım, gözlerim kamaştı. Sırtını Silipius Dağlarına (Habib-i Neccar Dağı) yaslamış, ayaklarını Orontes’in berrak sularına uzatmış Antakya, sarayları, kütüphanesi, tapınakları, tiyatrosu ve hipodromu ile yüz binlerce insanı bağrına almış kendinden emin, sevecen bakışlarla beni seyrediyordu.” ( Sinan Seyfittinoğlu)