Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Av. Nabi İNAL

Kolay olmamıştır…

3 Mart 1924 tarihi genç Türkiye Cumhuriyeti ile Atatürk devrimleri için önemli bir gündür.

Önceki gün devrim yasalarının kabul edilişinin 97. yıldönümünü hep birlikte idrak ettik ve kutladık.

Şu husus hatırdan uzak tutulmamalıdır: Devrim yasaları Cumhuriyet henüz 5 ayını bile doldurmamış iken millet meclisinde kabul edilerek yürürlüğe konulmak suretiyle çok önemli bir viraj dönülmüş, Cumhuriyetin sonsuza dek yaşayabilmesi doğrultusunda adımlar atılmıştır.

Devrim yasalarının önemini ve değerinin anlayabilmek için, önceki zaman dilimi içerisinde ülkenin içinde bulunduğu durum ve yürürlükte olan yasalar göz önünde bulundurulmalı ve o günden sonra nerelere gelindiğini anlamak için çaba sarf edilmelidir.

Ne idi bu devrim yasaları?

3 tasarı halinde meclise sunulan ve yasalaşan tasarılar şunlardır:

Tevhid-i Tedrisat( eğitim birliği ),
Halifeliğin kaldırılması,
Şeriye ve Evkaf vekâletlerinin kaldırılması yasaları.

Böylece bu üç devrim yasasının mecliste kabul edilerek yürürlüğe girmesi ile Genç Türkiye Cumhuriyetinin temelleri daha sağlam ve her türlü gerici isteklere karşı yıkılamayacak esaslar doğrultusunda güçlendirildiği içinde bu günlere gelinebilmiştir.

Bu üç devrim yasasının meclisten geçmesi ve yasalaşması elbette ki kolay olmamıştır.

Bunun engellenmesi veya sulandırılması yolunda çalışmalar yapılmış ve bu arada halifeliğin kaldırılması yerine Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün halife olması doğrultusunda istekler bile yüksek sesle dile getirilmiştir.

Ancak Türkiye Cumhuriyetini kuranlar, hiçbir şekilde geriye dönüşü istemedikleri, çağdışı bir anlayış yerine çağdaş bir anlayışın egemen olmasını arzu ettikleri içinde, hem halifeliğin devam ettirilmesi yolundaki istekler red edilmiş, hem de tevhidi tedrisat (eğitim birliği) yasası yürürlüğe konulmak suretiyle çağdaş Türkiye’nin temelleri daha da sağlam bir hale getirilmiştir.

Eğer öğretim birliği yasası geride bıraktığımız 97 yıl içinde ödünsüz bir şekilde uygulanabilse idi, çağdaş bir eğitim düzeyine tam anlamıyla ulaşabilmek için arayışlar içine girilme zorunluluğu ortaya çıkmazdı.

Laik bir anlayış ve yaşam biçimine sahip olabilmek için her şeyden önce eğitimde gereken reformların yapılması ve ödünsüz çaba sarf edilmesi gerekir.

Köy enstitülerini kapatmakla, en büyük yanlışın yapıldığını hatırdan uzak tutmamalıyız.

Zira köy enstitüleri, tevhidi tedrisat (eğitim birliği)yasası ile amaçlanan eğitim birliğinin sağlanabilmesi için en önemli bir adım idi. Bilinmelidir ki, bu adımdan geriye dönüldüğü an, tevhidi tedrisat yasasındaki amaçtan da geriye dönülme başlamış olacaktı. Nitekim de öyle oldu.

İşte aradan geçen 97 yıl içerisinde şu veya bu nedenle yapılan yanlış uygulamalar sonucu bugünlere gelindi.

Temenni ediyoruz ki; bundan sonra çağdaş bir eğitimin ödün verilmeksizin uygulanması suretiyle, laik bir anlayışın ülkemizde egemen olması ve çağdaş bir yaşamın herhangi bir aksamaya mahal bırakmaksızın var olması için gerekenler yapılır.

Üç devrim yasasının kabul edilişinin 97. yılında, bu hususları bir kez daha hatırlamak ve hatırlatmak gereğini duyuyoruz.

Sağlam temeller üzerine kurulmuş bulunan genç Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk ilke ve devrimlerini özümsemiş olan Atatürk kuşağı sayesinde, hiçbir zaman geriye gitmeyecek ve çağdaş uygarlıktan ayrılmayacak bir anlayış içerisinde varlığını sonsuza dek sürdürecektir….

[email protected]

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER