İzmir Korkuttu durumu mu?
‘Yıkıldı, yıkılacak’ denilirken, aradan geçen 3 seneyi aşkın sürede, etrafı demir tentelerle kapatılmış halde, Antakya kent merkezinin en göz alıcı yerinde kaderini bekleyen Vakıf İşhanı’nın etrafı önceki gün mavi güvenlik bantları ile çevrildi. Görenler, merak ediyor, değişimin sebebini soruyor!
Asi Nehri’ne bakan Antakya kent merkezinde, Ulu Cami’nin hemen çaprazında yer alan Vakıf İşhanı’nın etrafının mavi güvenlik bantları ile çevrildiğini gören vatandaşların tespiti ortak, beklentisi de! “Yıkılıyor mu?” Uzun zamandır sorulan bu soru, 2017 senesinden bugüne gündemde. Ancak konu, ‘yeşil alan mı olmalı, yoksa İşhanı olarak mı değerlendirilmeli’ başlığında, Büyükşehir Belediyesi ile Vakıflar Bölge Müdürlüğü arasında tartışma konusu olunca, karar, Ankara’ya, Ankara’daki Yüksek Hakem Heyeti’ne kadar taşınmıştı. Hatay’daki sürece nokta koyan kurum ise Hatay Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu olmuş, beklentinin aksine, bina yapımı için onay çıkmıştı.
İLK AÇIKLAMA!-
Hatırlanacağı gibi, binaya ilişkin ilk açıklama Hatay Vakıflar Bölge eski Müdürü Mehmet Yıldıran’dan gelmiş, ‘kent silueti’ denilerek, tartışmanın fitili de bir anlamda ateşlenmişti.
2017 Aralık ayına ait ifadeler şöyle:
“Antakya ve çevresi, birinci derece deprem kuşağında yer almaktadır. Tarih boyunca çok defa büyük deprem felaketine uğramış olan Antakya’da, olası 7,5 şiddetindeki bir depremde, açıklamamıza konu İşhanı gibi pek çok bina yıkılacaktır. Hatay Vakıflar Bölge Müdürlüğü, sorumlu olduğu taşınmazlarda, deprem gibi insanlık için önemli olan bir konuya duyarsız kalamayacağı gibi kanuni bir sorumluluğu da vardır. Bölge Müdürlüğümüzce iki bloktan oluşan İşhanı yapıların yıkılarak, iki blok arasında kalan ve idaremizce Antakya Belediyesi’nden satın alınan parselin de tevhit edilmesiyle oluşan taşınmaza, imar planına uygun bir şekilde, mevcut İşhanı ile aynı işlev ve mahiyette, daha estetik ve kent siluetine uygun, günümüz teknik imkanlarının kullanıldığı bir İşhanı planlanmaktadır. Çalışmaları yürüyen İşhanı planımızda; bodrum katlarına, mevcut otoparktan daha geniş ve kapsamlı bir otopark da yapılacaktır.”
-ETKİLEDİ Mİ?-
Olası bir depreme, verilen değer ölçütünde ‘dayanmaz’ denilerek hakkında ‘yıkım’ kararı verilen Vakıf İşhanı için bugün gelinen noktayı işaret eden vatandaşlar ise, etrafına mavi güvenlik bantları çekilen bina için ‘son kararın verilip verilmediğini’ soruyor. Sorarken de, bu son gelişmede İzmir’in ne kadar etkili olduğunu sorgusuna ekliyor.
J.M. >> İzmir’i izlerken, ‘ya bizde yaşansaydı’ diye kendi kendime sormadığım tek bir an bile olmadı. O kadar video izledim ki o anlara dair, korkunçtu. İşim gereği, bu binanın yanı başından geçip giden biriyim. İzmir’de de, bizde de durum aynı bence! Denetim yok! Sorumluluk alan yok! Olsa da, gecikmeli! Aynı bu bina ve kaderi gibi!
H.B. >> Yarın ne olacağımızın belli olmadığı bir hayatın içinde, bize biçilen kaderi yaşıyoruz. Kaderci değilim ama… Hayatlarımız, alınmayan kararların gölgesinde değil mi? Bu binayı soruyorsunuz mesela! Ben, böyle bir görsel ile yan yana yaşamak, bu binanın bende yarattığı tedirginliği hissetmek zorunda mıyım? Değilim! Ama buna bizi zorunlu kılanlar sağ olsun!
P.C. >> Şundan çok eminim, hatta adım kadar eminim! İzmir’deki deprem, bu mavi bantları getirdi! Bugüne kadar neredeydiler? Koca yaz geçti! İçeride evsiz de barındı, tinerci de yaşadı! Etrafını kapatan tenteler bile kırık dökük haldeydi! Peki, kimse umursadı mı? Koca yaz bunları gördük, yanından geçip gittik, şikayet ettik, ama değişmedik! Şimdi ne oldu da, bu oldu? İzmir!
Y.V. >> Başımıza ne geliyorsa, bizi yönetenlerin ertelemeleri yüzünden geliyor. Vakıf İşhanı da, kaç senedir ertelendi, biliyor muyuz? Biri başka bir şey istedi, diğeri başka bir şey. Ama kimse sokaktaki adam ya da bu kent insanı ne istedi, ne istiyor, sormadı.
U.G. >> “En kötü karar bile kararsızlıktan iyidir”, derler ya… Bu da ona benzedi! En sonunda bir karar verdilerse, buna da şükretmek lazım aslında. Ama keşke, bu kadar depremin konuşulduğu bir zamanda, aklıselim bir değişim yaşansaydı ve bu caddenin nefes alabileceği bir alan yaratılabilseydi.
Ş.V. >> Herkes bir şey söyleyecek belki ama… Bence önemlisi, eski kentin önünü kapatmak için para dökmek yerine, eski kente para dökmeyi niye düşünmediğimiz! Eski Belediye hizmet binasından bu yana bir bakın, doğu yakasına doğru! Bu bina, tüm haşmeti ile eski kentin önünde duruyor. Arka cephe tamamen kapalı. Ama sadece bu bina mı? Diğer kısımlarda da aynı şey var. İşhanı diye diktiğimiz çok katlı binalar da benzer sorunlar yaratmıyor mu? Anlayacağınız, yıllar içinde, eski kent diye betonun arkasına gömmüşüz. Bunu da belediyeler eliyle verdiğimiz izinlerle yapmışız. Diğer kent yöneticileri de müdahil olmamış, izlemişler. Yani, Sezen Aksu şarkısı gibiyiz! Masum değiliz, hiçbirimiz!
O.V. >> Demir tentelerden mavi banda geçiş yapmışız. Gelişme var mı? Var! Şikayet etmeyelim bence. İşe koyulmuşlar demektir bu! Tamer Yazar