Yüreklerimizdeki acı hala tüm şiddetiyle devam ediyor. İdlib’deki hain saldırı sonucu kaybettiğimiz şehitlerimiz için tüm Türkiye ağlıyor.
Şehitlerimizin yüreklerimizde bıraktığı acının kolay kolay dinmesi ve unutulması elbette ki mümkün değildir.
Resmi açıklamaya göre kaybımız 36’ya ulaşmıştır.
Tüm şehitlerimize Allahtan rahmet, kederli aileleri ile ulusumuza ise sabır ve başsağlığı diliyoruz.
*
**
Gerek iç, gerekse dış siyasetin yürütülmesinde, liyakate önem verilmesi gerekliliğini sık sık yineler ve hatırlatma gereğini duyarız.
Özelikle dış politikada, deneyimli diplomatların hak ettikleri yerlerde görev almaları ve onların gösterdiği yoğun çabalar neticesinde de dış politikamızın belirlenmesi yoluna gidilmesi gerekliliği yine sık sık vurguladığımız ve hatırlatma gereğini duyduğumuz bir temel ilkedir.
İdlib’deki saldırı nedeniyle, sinirler gerilmiş durumdadır. İşte böylesi bir ortamda, sağduyunun devreye girmesi ve atılacak doğru adımların tespiti yoluna gidilmesi büyük bir önem taşımaktadır.
Genç Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş felsefesinde de yerini bulan Yurtta Sulh Cihanda Sulh ilkesi, gözden uzak tutulmamalı ve komşularımızla sulh içinde yaşayabilmenin yolları araştırılmalı, ulusal güvenliğimizin sağlanması için gereken adımlar atılmalıdır.
İçinde bulunduğumuz ortamda, diplomasinin devreye sokularak ilgili taraflarla görüşülmesi ve ülkemiz lehine olacak olan uzlaşma yollarının aranıp bulunması, yaşama geçirilmesi suretiyle başta ülkemiz olmak üzere bölgemizin ve tüm dünyanın huzur içerisinde yaşayabilmesinin yol ve yöntemlerinin araştırılması yoluna girmek gerekir.
Bir kez daha hatırlatmak istiyoruz: Şimdi sinirler çok gergindir. Kaybımız çok büyük ve ağırdır. Acımızın kolay kolay dinmesi ve unutulması mümkün değildir.
Ancak bundan sonrası için, konuşarak, görüşerek, anlaşarak sorunların çözüm yolları aranıp bulunarak sağduyulu bir anlayış içerisinde hareket etmenin zorunlu olduğunu gözden uzak tutmamak ve buna göre gerekli adımları atmak gerekliliğini asla akıldan çıkarmamalıyız.
Sağduyu ile hareket edebilmenin, atılacak doğru adımları tespit edebilmenin yolu ve yöntemi ise, konuşmak, görüşmek ve karşılıklı fikir alışverişinde bulunmaktır. Bu yapılmadığı, sadece bir doğru vardır oda benim doğrumdur anlayışı ile hareket edilmek istendiği, inatlaşıldığı takdirde, sorunların çözümü yerine çözümsüzlük yumağının oluşabileceği hatırdan uzak tutulmamalıdır.
Bu nedenledir ki; yönetim biçimleri içerisinde çoğulcu demokrasi ön plana çıkmış ve tüm dünya devletlerinin büyük çoğunluğunun kabul ettiği bir sistem olarak yaşama geçirilmiştir.
Demokratik rejimlerde, çeşitli fikirlerin ortaya atılması, tartışılması ve bunun sonucu olarakta en doğru yolun ve yöntemin bulunması suretiyle sorunların çözümü yoluna gidildiği hatırdan uzak tutulmamalıdır.
Bizde de demokratik rejim var olduğuna ve onun ilkelerinin uygulanması suretiyle sorunların çözümü yollarının bulunması gerektiğine göre, demokratik yol ve yöntem içerisinde konuşmak, anlaşmak, çözüm yollarını tartışmak ve belirlemek suretiyle, sağduyulu hareket etmek gerekliliği unutmamalıdır.
İnanıyoruz ki ; içinde bulunduğumuz bu sıkıntılı durumdan da, sağduyu ile hareket ederek, liyakate değer vererek , diplomasiyi devreye sokarak ve Genç Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş felsefesinde yerini bulan, ilkeleri aynen uygulayarak başarılı bir şekilde çıkarılacağına inanıyor ve güveniyoruz….
YORUMLAR