Hatay Dağ Ceylanlarına kıymayın!
İnsanlığın, doğayla uyum içinde yaşadığı bir geleceğin kurulması için çalışan WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), Hatay coğrafyasının en önemli ve en özel hayvan populasyon alanlarından birinde hayata geçirilmesi planlanan taş ocağı için bir kez daha uyardı. “Dünya Doğayı Koruma Birliği Kırmızı Listesi’ne göre nesli tehlike altındaki dağ ceylanlarının Türkiye’de yaşadığı tek alan, taş ocağı olmasın!”
Hatay Dağ Ceylanları için farkındalık oluşturmak ve yaşam alanlarının bir taş ocağı planlaması nedeniyle daraltılmasını engellemek üzere çağrı yapan, WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), uzun yıllardır bu alanda çalışan, doğal yaşam odaklı bir yapılanma. Vakfın kuruluş hikâyesi, 1975 yılına dayanıyor. O tarihte, Birecik’teki popülasyonu, tarımda yoğun ilaçlama nedeniyle tükenme noktasına gelen Kelaynakların koruma altına alınması çalışmaları ile dikkat çeken WWF-Türkiye, bu defa Hatay için devrede.
-TEK ALAN!-
Bu konuda önceki gün sosyal medya hesabı üzerinden bir paylaşım yapan ve “Dağ ceylanlarının Türkiye’de yaşadığı tek alan, Yaban Hayatı Geliştirme Sahası’ndan çıkarılarak, taş ocağı için küçültüldü. Dağ ceylanlarının yaşam alanını korumazsak, kaybederiz. Hatay Dağ Ceylanına 
kıymayın” mesajı veren WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), bu konuda alınan karardan dönülmesinin hayati önemde olduğunun altını çizerken de, “Dünya Doğayı Koruma Birliği (IUCN) Kırmızı Listesi’ne göre nesli tehlike altındaki dağ ceylanlarının Türkiye’de yaşadığı tek alan, taş ocağı olmasın! Dağ ceylanlarının yaşam alanları genişletilmeli” dedi.
-DİĞERLERİ DE!-
Hatay’ın Kırıkhan ve Reyhanlı ilçelerini kapsayan bölge için gündem oluşturma çabasında olan, WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), söz konusu alanda hayat geçirilmek istenen taş ocağının sadece dağ ceylanları için bir tehdit oluşturmadığını, aynı bölgeyi kullanan diğer hayvanların da benzer bir risk ve tehlike ile karşı karşıya kalacaklarını ifade ederken, “Dağ ceylanlarının yaşam alanı, aynı zamanda çizgili sırtlan, uzunkulaklı çöl kirpisi, kayalık gerbili, saz kedisi, kuyruksüren, oklu kirpi türlerinin de yaşam alanı. Yaşam alanı daraltılan canlılar tehlikede…” tespitinde bulundu.
-ASIL TEHLİKE!-
Yaban Hayatı Geliştirme Sahası’nın daraltılması ne anlama mı geliyor? Hatay dağ ceylanları, 135 km²’lik taşlık bir alanda yayılış gösteriyor. Küçültülen alanda yapılacak faaliyetler, sadece bu 8 kilometrekarelik alan içinde kalmayacak. Bölgede, dinamit patlatılacak. Toz çıkacak ve hayvanlar, o bölgeye artık yaklaşamayacak. Dağ ceylanlarının kullanamayacağı alan, sadece 8 kilometrekare ile sınırlı kalmayacak. Daha önce Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile koruma altına alınan bir alan, yine Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile küçültülüyorsa; üçüncü, dördüncü, beşinci kararnamelerle benzeri şekilde benzer ocaklara da izin verilebilir.
Yaban Hayatı Geliştirme Sahası’ndan çıkarılan bölge, ayrıca bozkır ötleğeninin ürediği önemli bir alan ve Türkiye’deki yegane kışlama alanı. 
Bu alan ayrıca; çizgili sırtlan, uzunkulaklı çöl kirpisi, kayalık gerbili, saz kedisi, kuyruksüren, oklu kirpi gibi oldukça nadir türlerin de yaşam alanı. Alınan kararla, bu türlerin de nesli tükenme tehlikesine girecek.
-TAŞ OCAĞI-
Bilindiği gibi, bu konuda harekete geçen kurumsal kimliklerden biri Hatay Tabiatı Koruma Derneği olmuş ve “Dağ ceylanlarının Türkiye’de yaşadığı tek alan, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Yaban Hayatı Geliştirme Sahası’ndan çıkarılarak taş ocağı için küçültüldü” denilerek, bir imza kampanyası başlatılmıştı. Şu ana kadar 17 bini aşkın imzanın toplandığı kampanya kapsamında verilen mesaj ise WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) ile aynı olurken, yapılan çağrı hem Ankara’ya hem de doğaseverlere yönelik paylaşılmıştı.
“2019 yılında, bir Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Hatay’ın Kırıkhan ve Reyhanlı ilçelerini kapsayan bir bölge, Hatay Dağ Ceylanı Yaban Hayatı Geliştirme Sahası olarak ilan edildi. Bölgenin 8 kilometrekarelik, yani 700 futbol sahası büyüklüğünde bir kısmı ise 5 Haziran 2021 tarihli Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile koruma sahasının dışına çıkarıldı. Dağ ceylanının bölgedeki sayısı artıyor ve bundan sonra daha da geniş yaşama alanlarına ihtiyacı olacak. Yapılması gereken şey, yaşama alanını daraltmak değil, genişletmeye çalışmak.” Tamer Yazar