Ama Yunan Etiketiyle!
Başar Akkuzu, “Amerika’da yemek sektörü her zaman revaçta olan bir konu. Dünyanın her yerinden gelen insanlar, burada kendi mutfağını tanıtıyor ve Amerikalılar, yeni tatları keşfetmek istiyor” derken, çarpıcı bir örnek veriyor… “Yunanlıların, ‘künefe’ yapıp, bunu ünlü Amerikan marketlerinde satmaları, bizim geç kaldığımız anlamına geliyor.”
Gastronomi kenti Hatay coğrafyasının, 600’ü aşkın yemeği ile Türkiye’de Gaziantep ile beraber sahip olduğu ayrıcalıklı konum, geçtiğimiz günlerde Amerika’nın Washington DC kentinde kurulan Antakya standında ziyaretçilerle paylaşıldı. ABD’nin başkenti Washington’da düzenlenen ve binlerce insanın katıldığı 17. geleneksel Türk Festivali büyük ilgi toplarken, bu başarılı organizasyonun altındaki Washington Türk-Amerikan Derneği (ATA-DC) imzası ise dikkat çekti.
Amerika Birleşik Devletleri’nin en aktif derneklerinden biri olarak bilinen Washington Türk-Amerikan Derneği (ATA-DC) tarafından düzenlenen ve her sene Türkiye’den bir şehrin ya da bir bölgenin tanıtım başlığına çekildiği etkinliğin bu seneki adresinde, Antakya yer aldı. Slogan ise, “Antakya: Kültür Mozaiği, Hoşgörü Kenti” oldu. Beyaz Saray’a yürüme mesafesindeki Pennsylvania Caddesi üzerinde yer alan Freedom Plaza’da gerçekleştirilen festivalde, Türk kültürü ve mutfağının seçkin örnekleri tanıtılırken, bölgede yaşayan Türkler yanı sıra farklı milletlerden ziyaretçiler de, sanatın ve yöresel tatların zengin sunumuna yoğun ilgi gösterdi. Türk yemeklerinin bulunduğu çadırların önlerinde uzun kuyruklar oluşurken, kimi yerlerde yemek almak 1 saati buldu. Bu arada, Türk Kahvesi’ni tadan ve fal baktıran Amerikalılar, kahvenin tadına bayıldıklarını söylerken, en dikkati çeken kısım, Antakya Medeniyetler Korosu oldu. Washington’daki festivalde sahne alan Koro, dinleyicilerden büyük alkış topladı.
-HATAY VE USA-
ATA-DC organizatörlüğünde yapılan festival geride kaldı kalmasına da, Washington’da stant açan Antakya özelinde, ama Hatay örneğinde biraz daha ilerleme adına, Derneğin Yönetim Kurulu üyelerinden Başar Akkuzu ile konuştuk. Amerika’da (USA) daha uzun süre kalmak isteyen bir Hatay ‘ne yapmalı’ noktasından hareketle de, sorularımızı sorduk. Sorularımızı içtenlikle cevaplandıran Akkuzu, takip etmek isteyenler için bir ‘yol haritası’ paylaşırken, oldukça dikkat çekici örneklemelerde de bulundu. Antakya Künefesi’nin, Amerika’daki Yunan Toplumu tarafından yapılıp ünlü marketler üzerinden pazarlanması, buna dair!
Başlayalım mı?
Öncelikle, Washington’da bir festivalde Antakya ismini ve standını görmek güzel. Bilmeyenler için soralım mı? Amerika’dan bakıldığında, Antakya özelinde bizler, Hatay nerede?
Maalesef halen birçok insan, haritada Türkiye’nin yerini bulmakta zorluk çekiyor. Her sene bunu biraz daha değiştirmeye çalışıyoruz. Türkiye’ye gelen turistlerin birçoğu, İstanbul ve batı kıyısını tercih ediyor. Anadolu ve özellikle de Türkiye’nin doğuda kalan diğer yerlerini ziyaret eden turist sayısı çok fazla değil. Ama Antakya’nın özellikleri oldukça fazla. Örneğin İncil’de adı gecen Aziz Paul’e (St. Paul) ilişkin kilisenin Antakya’da olması dolayısıyla, dini konulara ilgili olanlar, Antakya şehrini biliyor ve ziyaret etmek istiyor.
Amerika’da yasayan Türklerin ve ülke olarak Türkiye’nin tanıtılması konusunda en aktif şekilde çalışan derneklerden birisiniz. Peki, Hatay’a, Hatay’ın üretim gücüne sahip isimlerine buradan seslenseniz, ne söylemek istersiniz?
En başta interneti iyi kullanmak lazım. Hem ekonomik, hem de çok kişiye kısa surede ulaşma imkanına sahipsiniz. Ayrıca aktiviteleri takip edip, oralarda tanıtım yapılabilir. İş insanlarına önerimiz şu ki… Amerika’daki ve yurtdışındaki fuarlara katılsınlar. Hem şehri ve bölgeyi hem de kendi işlerini tanıtmak ve yeni oluşumlar gerçekleştirmek için güzel fırsatlar yakalayabilirler. Ayrıca Hatay, UNESCO tarafından Gastronomi şehri seçildi. Yöresel yemeklerimizi dünyaya tanıtmamız lazım. Biz, festival çerçevesinde Türk Kültür Ayı’nda Antakya Yemekleri Gecesi yaptık. Hataylı ustamız, restaurantında Antakya yemeklerini sundu ve yemekler çok beğenildi. 2021’de gerçekleşecek Botanik EXPO’nun da iyi tanıtılması lazım.
Antakya standında neler vardı? Esas olarak da, Antakya standının kurulma fikri nasıl ortaya çıktı? Merak edilen ise, ilgi ne oldu?
Her sene Yönetim Kurulu olarak, Türkiye’den bir şehrin ya da bölgenin tanıtımını yapıyoruz. Geçen senelerde Kapadokya, İzmir, İstanbul gibi bölgeler ile çalıştık.
Ben, Adana’da büyüdüm. Rahmetli babam, Koç Holding’e bağlı Otomotiv Grubu’nun amirallerinden olan Tormak Şirketi’nin Genel Müdürlüğünü yaptı. Çocukluğumuzda, Rahmetli Bereket (Günay) Amca ve Rahmetli Nazire (Günay) Teyze ve dolayısı ile büyük Günay Ailesi ile tanıştık. 1970’li yıllarda başlayan dostluğumuz halen devam etmektedir. Günay Ailesi’nin Hatay kültürüne verdiği desteği, inancı, Antakya’ya yaptığımız her ziyarette görebilme şansımız oluyor.
Bu sene 17.sini yaptığımız Washington D.C. Türk Festivali için çalışmaya başladığımız zaman, Antakya ve Sevgili Günay Ailesi’ni düşünerek, şahsi oyumu Antakya için kullandım. Yönetim Kurulu çalışma arkadaşlarım da konuya destek oldular. Böylece 40,000 senelik geçmişi ve dil, din, ırk mozaiği ile fevkalade mükemmel olan, güzel Antakya seçilmiş oldu.
Antakya standında, Türkiye’den, Kültür Bakanlığı’ndan getirttiğimiz broşürler, CD’ler, tanıtım kitapçıkları vardı. Bunları, gelen ziyaretçilere dağıttık. Ayrıca posterler yaparak, bölgeyi tanıtmaya çalıştık.
Hatay, gastronomisi ile öne çıkmaya çalışan bir kent ve buna dair çok çalışan bir iç dinamiği var. Amerika noktasından ilerlersek eğer, Hatay’ın gastronomisi için ‘başarılı bir Amerikan rüyası’ çıkartmak için izlenmesi gereken yol haritası adına söylenebilecek bir şeyler var mı?
Amerika’da yemek sektörü her zaman revaçta olan bir konu. Dünyanın her yerinden gelen insanlar, burada kendi mutfağını tanıtıyor ve Amerikalılar, yeni tatları keşfetmek istiyor. Gönül ister ki, Hatay mutfağını yansıtan ve bütün Amerika’ya yayılmış markalarımız olsun. Bu aslında zor değil. Buradaki sisteme ve kurallara uygun hareket etmek yeterli. Zaten işler başlamadan, pazar araştırması yapılarak, riskler en aza indiriliyor.
Amerika’daki Türk Toplumu, Washington gibi stratejik bir kentte, ne kadar güçlü? Aslında bunu, Senato ve Kongre düzeyinde soruyorum. Çünkü Amerika’daki azınlık gruplarının lobicilik yetenekleri, güçlerini de yansıtıyor bir anlamda…
Ortak noktalarda birleşip birbirimize destek olursak, daha başarılı olacağımıza inanıyorum. Bu şekilde, Senato’da ve Kongre’de Türk-Amerikalı politikacıları görmek mümkün olacak. Umarız, zamanla bu konunun üstesinden geliriz.
PAC (Political Action Committee) denen STK’lar var. Bunlar, yalnızca politik konularda çalışıyorlar. Para toplayarak, Senatörlere ve Milletvekillerine destek veriyorlar. Her şey açık. İnternetten takip etmek mümkün. Türklere ait PAC’ler de var. Türkiye’mizin lehinde olan konulara destek veriyorlar.
Hataylı girişimciler için Amerika tavsiyelerinizle bitirelim mi bugünü?
Girişimciler iki yönde de çalışma yapabilirler. Birincisi, Amerika’daki bir markanın/ürünün Türkiye’de temsilciliğini almak. Diğeri ise ya kendi ürününü veya markasını Amerika pazarına sokmak. Amerikan marketlerinde Türk ürünlerini görmek bizleri mutlu ediyor.
Yunanlıların “künefe” yapıp, bunu ünlü Amerikan marketlerinde satmaları, bizlerin geç kaldığı anlamına geliyor. Biran önce harekete geçmemiz ve kaliteli ürünlerle dünya pazarına girmemiz gerekiyor.
Cevaplar için teşekkürler
-BAŞAR AKKUZU-
Başar Akkuzu, 1971 yılında Ankara’da dünyaya geldi. Koç Holding Otomotiv Grubu’nda üst düzey yönetici olarak çalışan rahmetli babası M.Fikri Akkuzu’nun işi dolayısıyla, Özel Adana Koleji’nden mezuniyetine kadar Adana’da oturdu. Özel Adana Koleji’nden mezun olduktan sonra, yükseköğretim görmek için İsviçre’ye giden Başar Akkuzu, İnstitute Hotelier “Cesar Ritz” den B.A, Otel İdareciliği Bölümü’nde okudu. Mezuniyetinden sonra Amerika’da, Philadelphia’da bulunan Widener Universitesi’nde B.S, Turizm İşletmeciliği eğitimi, daha sonra da Baltimore’da bulunan University of Baltimore’da lisans üstü, Finans ve MBA yüksek eğitimini yaptı. 28 yıldır ABD yaşayan Başar Akkuzu, eğitiminden sonra, sırasıyla; Johns Hopkins Uluslararası Servisi, American Health Care Association, American Society for Microbiology ve son iki senedir de The American İnstitute of Architects vakıflarında Stratejik Pazarlama ve İş Geliştirme konularında yönetici olarak çalışmaktadır. 2015-2017 senelerinde de Simit + Smith markasını Washington D.C ye getirip, Georgetown’da işletmeciliğini yapmıştır.
2010 senesinde The American Turkish Association of Washington, DC ATA-DC’nin Yönetim Kurulu’na seçilen Başar Akkuzu, Membership Chair olarak görev yapmaktadır. Röportaj/Tamer Yazar