Konuya kaldığım yerden devam ediyorum.
4.Bakara-222. Ve yes’eluneke ‘anil mehıydı* kul hüve ezen fa’tezilün nisae fil mehıydı ve la takrabuhünne hatta yathurne* fe iza tetahherne fe’tuhünne min haysü emerakümallahü* innallahe yühıbbüt tevvabiyne ve yühıbbül mütetahhiriyn.
Son Davet Kur’an’da Bakara-222. Ey Peygamber! Sana kadınların aybaşı halini soruyorlar. De ki: “O, kadınlara özgü ve onlara sıkıntı /eziyet verici bir hastalık halidir. Aybaşı halinde iken onlarla cinsel ilişkiye girmeyin ve kurtuldukları zaman, Allah’ın size uygun olarak yaratmış olduğu üzere onlarla ilişkide bulunun. Allah tevbe edenleri ve temiz kalpli, ahlâklı olanları sever”.
23 Türkçe Kur’an’ın;
10’unda Hastalık-Rahatsızlık
6’inde eziyet halidir, Ezadır
1’inde sancı
1’inde Zayıflık
1’inde incinme
2’sinde Kirlilik hali
1’inde Tiksinti verici hal
1’inde Nefret edilen bir pislik
Tercümelerde bu uygunsuz kelimelerin kullanılması yetmezmiş gibi, ay halindeki kadına Kur’an muhkem /değişmez bir ana kural olarak sadece cinsî münasebette bulunulmasını yasaklamışken, asırlardır Namaz kılma, Kur’an okuma, Oruç tutma ve Camiye gitme, hatta Cami içinden geçme de yasaklanmış ve ek haramlaştırmalar yapılmıştır.
5.Bakara-228………ve lehünne mislüllezi ‘aleyhinne bil ma’rufi ve lir ricali ‘aleyhinne deracetün* vallahü aziyzün hakiym.
Son Davet Kur’an’da Bakara-228……Erkeklerin kadınlar üzerinde hakları, kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır ve bu hakları adalet ölçüsünde eşittir ve bulundukları yerin bilinen örfüne uygun biçimdedir. Yine de bilinsin ki erkeklerin, bir evi geçindiren kişiler olmaları sebebiyle tekrar evlenme ile ilgili son kararı vermede öncelikleri vardır. Şunu da iyice bilin ki, Allah, her şeyden üstün ve her şeye hakim olandır.
Benim bu tercümemde, ayette vurgulanan eşitlik bozulmadı.
22 Türkçe Kur’an’ın
8 inde Erkeğin, kadının üzerinde hakkı fazla
7 sinde Erkeğin üstünlüğü var
5 inde Erkeğin görev ve sorumluluğu fazla
2 sinde Erkek, son kararda öncelikli
Dikkat edilirse 15 mealde erkek üstün tutulmuş ve eşitlik bozularak tercüme yapışmış. Halbuki Ayetteki ilk cümlede olan muhkem /değişmez farz kural olarak, kadın ve erkek, haklar bakımından eşittirler denmektedir.
6.Bakara-282. …….vesteşhidu şehiydeyni min ricaliküm* fe il lem yekuna recüleyni fe recülün ve mraetani mimmen terdavne mineş şühedai en tedılle ıhdahüma fe tüzekkira ıhdahümel uhra
Son Davet Kur’an’da Bakara-282. Ey iman edenler! Belirli bir süre için herhangi bir şeyi (para, eşya, alet) birbirinize borç verdiğiniz zaman onu mutlaka yazarak verin. Yazma işini hem borcu veren, hem de borcu alan tam tamına yazsın. Allah’ın kendisine öğrettiği gibi doğruluktan şaşmadan yazsın. Özellikle de borçlanan kişinin bunaması veya aklının ermez hale gelmesi tehlikesine karşı veya okuma yazması yoksa ondan sorumlu olan kişi tam tamına yazsın. Böylesi bir borç veya ticari bir işte erkeklerinizden iki kişi de hazır bulunup şahitlik etsin. Eğer iki erkek şahit bulamazsanız, bir erkek ve bir kadın (Mraetani) çağırıp şahit yapın ki şahitlerden birine, ifadesinde değişiklik yaptırmak için baskı yapılıp doğruyu saptırması istenirse, diğeri ona destek olsun.
Bir görüşe göre; Burada bulunan “Mraetani” kelimesi, Bakara-229’da “Marretani-iki defa”, “Fatır-12 nci ayette “Bahrani – iki deniz”, Rahman-50’de olduğu “ gibi “’aynani – iki pınar ve Taha-63’teki “sahirani – iki sihirbaz” ve Hucurat-9’da “Taifetani – iki grup” kullanımında olduğu gibi, yani “iki kadın” anlamındadır. Kur’an’ın tebliğ edildiği ilk toplum yapısında, ticaretle uğraşan kadın sayısının az olması yanında, maddi güç genellikle erkekte olup, aile reisi de erkekti. Ayrıca kadın, erkeğe muhtaç konumda olup zaten değeri de yoktu. Dolayısıyla da aile yapısı içinde kadın, erkeğinin bir şekilde baskısının /etkisinin altında kalabilecek durumdaydı.
Bütün tercümeler, bu görüşte ve 2 kadın ifadesini kullanmışlar. Bu anlamlandırmaya dayanarak 2 kadın ancak bir erkek eder yaklaşımı ile asırlardır kadın farklı görülmüştür.
Uzun bir araştırma sonucu benim varmış olduğum görüşüme göre; Ayette Arapça olarak “Mraetani” ifadesi, 2 kadın değil, bir kadın anlamında da kullanılmıştır. Örneğin Maide-23’te “Kale reculani – Bir erkek dedi”, ve Maide-75 nci ayette “kâna ye’külani ta’am–O da insan olarak yemek yerdi” şeklinde bir anlamında da kullanılmıştır. “İki deniz” ifadesi için Fatır-12’de “Bahrani”, Rahman-19’da ise “Bahreyn” kelimesi de kullanılmıştır. İki sayı için Mümin-28 nci ayette, “Kale reculin-İki erkek”, Nahl-76 ncı ayette “reculeyni – iki erkek”, Kasas-23 ve Ahzab-31’de “Mreeteyni – İki kadın”, Nisa-11. ayette 2 kadın için “ünseneyni”, Nisa-23 ncü ayette “iki kızkardeş için “uhteyni” şeklinde kullanım söz konusudur ve Bakara-282 deki kadın şahit olarak iki kadın için “Mraeteyni” denmesi gerekirdi. Demek ki aynı kelime hem bir, hem de iki anlamlarında ve yerine göre kullanılabilmektedir. Bir nevi son karar bizlere bırakılmış ve dinamik davranabileceğimize dikkat çekilmiştir. Kaldı ki bir erkek şahidin yanına iki kadın şahit konması, kadın devrimi yapmış olan Kur’an’ın ruhuna da aykırıdır diye düşünüyorum.
Maide-106 ncı ayette belirtildiği gibi Vasiyet işleminde, Talak-2 de ise boşanmada cinsiyet ayırımı yapılmadan 2 şahit bulundurulması önerilmektedir. Ki bu 2 olay da ticarî işlem kadar önemli, hatta Vasiyet işi daha fazla servetli olabilir.
7. Nisa-3. Ve in hıftüm illa tuksitu fil yetama fenkihu ma tabe leküm minen nisai mesna ve sülase ve ruba’a* fe in hıftüm ella ta’dilu fe vahıdeten ev ma meleket eymanüküm* zalike edna ella te’ulu.
Diğer meallerde Nisa-3. Eğer, (velisi olduğunuz) yetim kızlar (ile evlenip onlar) hakkında adaletsizlik etmekten korkarsanız, (onları değil), size helâl olan (başka) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikâhlayın. Eğer (o kadınlar arasında da) adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız o takdirde bir tane alın veya sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için daha uygundur.
22 Türkçe Kur’an’ın
20 sinde çoğul evlilik tercümesi
2 sinde korumaya almak ve tek eşlilik tercümesi yapılmıştır
Son Davet Kur’an’da Nisa-3. Eğer böyle bir hak yeme durumu olacağından endişe eder ve adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız, mallarına bu haksız şekilde el koymayın. Böylesine hak yeme amaçlı bir hata yapmaktansa, maddi gücünüze göre iki, üç, dördü gibi ne kadarına gücünüz yetiyorsa, malları ile birlikte onları sadece korumanıza /nikâhınıza alın, koruyup kollayın veya gücünüze göre sayıda olacak şekilde onların evlenmelerine destek olun ve evlendirin. Çünkü evli olduğunuz bir eşiniz varken, onlardan siz alır ve evlenirseniz, adaletli davranamama korkusu yaşarsınız. Bu nedenle, korumanıza alma ile ilgili olmasına rağmen, bu tek bir kadınla evlenmeyi tercih etmenize yönelik önerimiz, haksızlığa ve adaletsizliğe sapmamanız için en uygunudur.
Kaldığım yerden konuya inşallah haftaya devam edeceğim.
NOT- NÖVAK Vakfımızın kitaplarının gelirleri ile Eskişehir Tıp Öğrencilerine burs veriyoruz. Özel günlerinizde kitaplardan alır veya hediye ederseniz bize destek olur ve öğrenci sayımız artar: “DİN VE BEYİN”, “SON DAVET KUR’AN Tercümesi”, “KUR’AN KADINI KORUYOR”, “OKU! Konularına göre Kur’an ayetleri”, “KUR’AN’IN KULU KÖLESİ MEVLANA”, “TEVRAT VE İNCİL’DE ÖNCEKİ İSLAM”, “KUR’AN VE SON İSLAM” ve “ALLAH İLE ANLAŞMAMIZ VAR”