Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Av. Nabi İNAL

LAİK EĞİTİM

Her ne kadar, sözlerim yanlış anlaşıldı denilse de, eğitimde kız-erkek ayrımı yapılarak adım adım geriye gidişin hazırlıklarının yapılmak istendiği yolunda adımlar atılmak amacında yol almak istendiği izlenimleri görülmeye başlanmıştır.

Eğitimde ayrım yapılmadan çağdağlığa doğru yol alabilmek için, çağdaş dünyanın izlediği yolu izlemek zorunluluğu vardır.

Bu nedenledir ki; anayasamızın ilk 4 maddesine sımsıkı sarılmak sureti ile, laiklik ilkesi doğrultusunda hareket etme zorunluluğunu gözden uzak tutmamalıyız.

Nüfusumuzun yarısının kadınlardan oluştuğunu hatırdan çıkarmayarak hareket etmeli ve eğitimimizi de bu doğrultuda düzenlemeliyiz.

Bir taraftan kız-erkek ayrımı yapma isteklerinin gündeme taşındığı şu günlerde; Filenin Sultanları’nın başarısı, eğitimde geriye gidişe dur diyecek bir adım olarak kendini gösterdi.

Medyadaki haberlere ve resimlere baktığımızda, çağdaş eğitimin, laiklik ilkesinin ödünsüz uygulandığı ülkelerde var olabileceğini görüyor ve anlıyoruz.

Cumhuriyeti bize kazandıranlar; demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ilkesine de sımsıkı sarılmamız gerekliliğini de hatırlatmaktan uzak kalmamışlardır.

Bu nedenledir ki; eğitim ve öğretim birliğini özümsemiş ve bu doğrultuda geri dönüşü olmayan kararlar almışlardır.

Nüfusumuzun büyük çoğunluğu kırsal alanda yaşadığı için, eğitime köylerde başlamak gerekliliği de kendini göstermiştir.

Bu nedenle de, karma eğitimin temel taşları köylerde döşenmeye başladı.

Hasan Ali Yücel’in milli eğitim bakanlığı sırasında, köy enstitüleri kurulmaya başlandı.

Böylece kırsalda, karma eğitim başlatıldı.

Bir yandan eğitime önem veriliyor; öte yandan tarım, küçük el sanatları gibi işler de öğretiliyordu.

Köylerde hem eğitim yapılıyor, hem de el becerileri öğretilmek suretiyle kimseye muhtaç olmadan yaşayabilmenin yolları gösteriliyordu.

Köy enstitüleri, ülkemize özgü bir model idi.

Bu nedenle de; dış ülkelerden, özellikle de kalkınmakta olan ülkelerden, örnek alabilmek için talepler oluyordu.

Cumhuriyetin 18. yılında bunlar yapılırken, cumhuriyetin 100. yılında kız-erkek ayrımına dönülmesi yolunda adımların atılması oldukça dikkat çekicidir.

Köy enstitüleri 1954 yılında kapatılmamış olsa idi, bugün kız-erkek ayrımı yapabilme tartışmasına gerek duyulmaz, tüm ülkede çağdaş eğitim sağlam bir temele oturtulmuş olur idi.

Bu nedenle; köy enstitülerinin önemini hatırdan uzak tutmamak ve emeği geçenleri saygı ile anmak gerekir.

Bunların başında ise, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile dava arkadaşları gelir. Çağdaş eğitimi özümseyen ve ilkelerine gönül veren eğitimcilerimizi bir kez daha içtenlikle kutlar, çizdikleri yolda ödün vermeden yürümekte olacağımızı bir kez daha yüksek sesle duyururuz.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER