Son günlerde eğitim kurumlarından gelen bazı haberler, laiklik ilkesinden adım adım uzaklaşıldığına
dair endişeleri artırıyor.
Bir okulda, öğrencilere dağıtılan sınav kağıtlarında “Hak din ve şeriat İslam’dır” ibaresinin yer aldığı
filigranların kullanılması, tesadüf olarak açıklanamaz. Bu durum, anayasal bir ilke olan laiklikle
açıkça çelişmektedir.
Öğrenciler, bu uygulamaya karşı gerekli tepkiyi göstermiştir. Ancak bu yeterli değildir. Okul idaresi
de sorumluluğunu yerine getirmeli ve gerekli adımları atmalıdır. Böylece sorun yalnızca geçici
tepkilerle değil, kurumsal kararlılıkla çözüme kavuşturulmuş olur.
Öte yandan, Manifest Grubu hakkında hazırlanan iddianamede, dans figürlerinin “cinsel içerikli”
olduğu ve “mahremiyet anlayışına zarar verdiği” iddiasıyla hapis talebinde bulunulması da dikkat
çekicidir.
Sanatın özgürlük alanı içinde değerlendirilmesi gereken bir performansın ceza tehdidiyle karşı
karşıya bırakılması, ifade özgürlüğü açısından ciddi bir gerilimeyi işaret ediyor.
Tüm bu gelişmeler, bir yanda eğitimde dini motiflerin giderek artması, diğer yanda sanatsal ifade
alanlarının daraltılmasıyla birlikte değerlendirildiğinde, gidişin hiç de iyiye doğru olmadığını
gösteriyor.
Bu noktada sorumluluk hepimize düşüyor. Laikliğe, çağdaşlığa ve özgürlüklere sahip çıkmak için
daha çok çaba göstermeli, daha kararlı bir duruş sergilemeliyiz.
Bunları görerek ve bilerek hareket ettiğimiz taktirde önümüz çağdaşlığa açılan bir yol olur.
Bunun için çalışmalı ve çaba sarf etmeliyiz ki önümüz aydınlık olsun, laiklik yolunda gereken
yapılsın.
Gereken yapılsın ve aydınlık günler bizim olsun.

YORUMLAR