LİDER Mİ, YOKSA LİDERCİLİK Mİ?

Lider; büyük halk kitlelerini, bir ulusu, bir ideal için peşinden sürükleyecek kadar dirayet sahibi olan, halkın güvenlik duygularında sevgi ve saygılarla büyüyen, mücadelesiyle “ulusal kimliği” hak eden kişidir. Lider; öncüdür, kurtarıcıdır, kurucudur. Yaratıcı zekâdır, idealleri vardır, heyecan yaratır, kitleyi sürükler. Lider, uzun vadeli düşünür, kendine güvenir, çevresine de güven verir, İcraatın da Ne? ve Niçin? […]

Lider; büyük halk kitlelerini, bir ulusu, bir ideal için peşinden sürükleyecek kadar dirayet sahibi olan, halkın güvenlik duygularında sevgi ve saygılarla büyüyen, mücadelesiyle “ulusal kimliği” hak eden kişidir.

Lider; öncüdür, kurtarıcıdır, kurucudur. Yaratıcı zekâdır, idealleri vardır, heyecan yaratır, kitleyi sürükler.

Lider, uzun vadeli düşünür, kendine güvenir, çevresine de güven verir, İcraatın da Ne? ve Niçin? sorularını gündemden düşürmez. Yani, her yaptığı işi, önceden sorgular. İcat eder, kendine özgü bir kişiliği vardır.

İyi bir lider, kendini tanır. Bunun içinde, kendinin öğretmenidir. Sorumluluk alır. Başkalarından çalmaz. Başkalarına inanmaz. İlgi duyduğu, her şeyi de öğrenir. Başarılı olduğu en iyi icraatı ise, kendi tecrübe ve deneyimleridir. İyi bir lider, kendini tanıma yanında, çevresini ve yaşadığı dünyayı da tanıması gerekir.

İyi bir lider, başarılı bir yönetici : Hem aklıllı hem de duygusal olarak dengeyi sağlayabilen kişidir… Önemli kararlar alırken akıl ve duygunun bir arada kullanılması, daha sağlam ve sürdürülebilir neticeler doğurabilir. Akıl ve duygu biribirini tamamlayan, insanın kopleks yapısını oluşturan önemli unsurlardır. İkisi arasındaki dengeyi bulmak, yaşamın her alanında başarı ve mutluluğu beraberinde getirebilir. Akıl ve duygunun birlikte çalıştığı bir zihin yapısı ise, insanı daha sağlıklı ve başarılı bir birey yapar.

Gerçek bir lider, insanlık tarihini de çok iyi bilmelidir. İnsanlık tarihindeki liderlerin hayat hikâyelerini bütün ayrıntılarıyla bilmelidir. Ancak böylece, onların sahip olduğu “insani zaafların”, “duygusal güçsüzlüklerin” hepsinden arınmış ve bunlara karşı korunmuş olur.

Gerçek bir liderin insanlık tarihiyle birlikte kendi toplumunun tarihini de çok iyi bilmesi gereklidir; çünkü o tarihten de sadece liderlik dersleri almakla yetinmeyecek, o tarihi yeniden yazacaktır.

Gerçek bir lider, eleştirilere açık, hoşgürülü ve yüce gönüllü olmalıdır.

Aksi halde “lider” değil “liderciik” olur.

Bu yüzden lider olmak kolay değildir. Liderlik ruhu herkese uygun bir görev değildir.

Geçmişte, İsmet İnönü, Süleyman Demirel, Bülten Ecevit, Turgut Özel gibi, höşgörüleriyele ünlü nice liderler gördük…

Gümüzdeki liderlerin çoğu ne yazık ki, eleştirilere kızan, hoşgürüden uzak siyasetçiler…

Hoşgörüsüz liderler sınıfı, CHP Genel Başkanı Özgür Özel de katıldı.

Ünlü gazeteci Yılmaz Özdil’in ‘Erken seçim istemiyor, Akp’nin toparlanmasına fırsat tanıyor’, ‘Bütün dünyada, birinci parti olmasına rağmen erken seçim istemeyen ilk ve tek genel başkan’ dediğim için, ‘Akp’nin dört yıl daha iktidarda kalması için özel çaba harcıyor’ eleştirilerine tahammül edemeyerek, ona kızıp köpürmekle Özgür Özel ve bazı CHP’liler de hata ettiler. Geçmişte kaldığını zannettiğim (Zannetmek istediğim) CHP’li ruh yine hortlayıverdi. Parti Sözcüsü Deniz Yücel’in, Yılmaz Özdil için “Șuurunu kaybetmiş” ifadesi ve “Mahalle kabadayısı gibi efeleniyorsun Yılmaz Özdil. Haddini bil” ” sözleri, doğrusu, ana muhalefet partisine hiç yakışmadı.

Demokrasinin karşı inanç ve düşünceye tahammül rejimi olduğunu unutan ey klâsik CHP’liler, sizin göreviniz, eleştiri hakkını kullanan gazetecilere lâf yetiştirmek değil, 22 yıldır ülke ekonomisini batma noktasına getiren, Milli Eğitimi gerici bir müfredata mahkûm edip, cemaat ve tarikatların eline düşüren iktidarla mücadele etmektir!

Siz asli görevinizi yapın!

Ayrıca; “Keskin sirke, kabına zarar verir” atasözünü unutmamanızda fayda var!

Pof. Dr. Garip Turunç – Bordeaux (Fransa) Üniversitesi ve İstanbul Galatasay Üniversitesi Em. Öğt. Üy.

Bordeaux, Pazar 23 Haziran 2024

Exit mobile version