Hatay’dan İstanbul ve Mardin’e, her dönem ‘kent silueti’ tartışması yapıp duruyoruz ama… Eldeki Antakya’nın ‘eski’ denen kent halini görebilmek için, ön cepheye dizili betonarme yapıları bir türlü aşamıyoruz. Peki, benzer sorunlar yaşayan ve eski kenti için ayağa kalkan Mardin ne yapıyor?
Güneydoğu’nun önemli turizm merkezlerinden olan Mardin’in siluetinin ortaya çıkarılabilmesi için yapılan çalışmalar yeni bir aşamaya geldi. Bu kapsamda, kentin siluetini bozduğu belirtilen 240 yapının yıkılmasına karar verildi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, yıkım için yaklaşık 10 Milyon TL ödenek gönderdi.
Mardin Valisi Mahmut Demirtaş, yaptığı açıklamada, tarihi dokuların siluetini bozan görüntülerin ortadan kaldırılması için yoğun bir çalışma başlattıklarını söyledi. Tarihi yapıların her açıdan daha iyi görünmesi ve kentin tüm inceliklerini ortaya çıkarmayı hedeflediklerini ifade eden Demirtaş, “Ülkemizin en önemli turizm şehirlerinden birisi olan Mardin’imizi, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini cezbedecek ve
-SİLUET!-
Mardin Değerlerini Koruma ve Yaşatma Derneği Başkanı Mehmet Beşir Güneş ise, yıkımın ardından kentin gerçek siluetine kavuşacağına dikkat çekti. VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Güneş, “Mardin’in siluetini bozan 240 yapı yıkılıp, altında ya da çevresindeki görüntü kirliliğine son verilecek ve o eski yapının güzelliği ortaya çıkacak.
2012’den bu yana, her yıl 2 milyondan fazla turist gelmeye başladı. Pandemiden hemen sonra, bu sayı 5-6 milyona ulaştı. Yeni yapıların ortadan kaldırılması, yeni turistlerin gelmesine de vesile olacak. Bu yapılar yıkıldıktan sonra, Mardin’in gerçek silueti ortaya çıkacak ve açık hava müzesi görünümünü alacak. Bu da turizmin daha fazla canlanmasına vesile olacak. Bundan, Mardin esnafı da faydalanacak.
Bazı eski yapılar var. Bunların terasları, kafe ya da apart otel olarak kullanılıyor. Burada, turizm daha da canlanacak. Hem oteller hem restoranlar bundan faydalanacak, hediyelik eşya satanlar faydalanacak. Bu da ekonomik canlanmayı beraberinde getirecek” diye konuştu.
-DEĞİŞİM!-
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve Turizmci Doğan Şan da, yıkımın turizmi canlandıracağını savunanlardan. Şan, kentin çehresinin değişeceğini düşünüyor. Şan, “O ucube yapılar yıkılıp, yerine Mardin’e özgü yapılar yapıldığı zaman, çok fark edecek.
Eski Mardin’in bir tane caddesi var. Herkes, kenti o caddeden ibaret biliyor ama… Arka sokaklarına gittiğinizde; çok pis, ucube, girilemeyen yerler var. Bu olduğunda, en azından alternatif olacak ve insanlar, o bölgeleri de ziyaret edecekler. Turizme de faydası olacak tabii. Ekonomik döngüyü de arttırır. O yapılar, muhtemelen hepsi, işletmelere açılacaktır” diye konuştu.
-BETON!-
Kentin tarihi kesimindeki bazı yapıların yıkımı için 2009 yılında da bir proje hayata geçirildi. Kentsel İyileştirme Kapsamında, Avrupa Birliği Kalkınma Fonu’na sunulan ve onaylanan proje kapsamında, 2 bin 500 beton bina yıkılacaktı. 6 Milyon Euro fon ayrılan projede, 2010 yılına kadar sadece 40 bina yıkılmıştı. Proje, daha sonra durmuştu. Yeni proje kapsamında, Birinci Cadde üzerinde yer alan tarihi binaların üzerine daha önce yapılan beton binalar tek tek yıkılacak. Yıkımın, önümüzdeki hafta başlanması planlanıyor.
Konuyu Antakya bağlamında değerlendiren bir turizmci, sorularımızı cevaplandırdı.
Benzer bir örnek için Antakya adına da harekete geçilebilir mi?
Neden olmasın! Ama istenirse! Zira istendiğinden emin değilim. Bizdeki sorun, para değil, birliktelik! Ortada bir yanlış olduğunda, kentin dinamiklerinin ayağa kalkması gerekiyor mesela. Beklenen bu. Ama olmuyor. Buna en net örnek, Hatay EXPO. Bu önemli organizasyon için açılış tarihi Aralık olarak belirleniyor ve hazırlıklar için milyonlarca lira harcanıyor, ki bu da, kentin ve insanının mali kaynakları… Ama kalkıp kimse sormuyor, “açılış için böylesi garip bir tarihi nasıl buldunuz” diye!
Siz, burada kent silueti için soruyorsunuz, değil mi? Bu kent, kaç zamandır bunu konuşuyor, Vakıf İşhanı bağlamında? Uzun zamandır! Ama onda da ortak bir karar çıkartamadık. Aslında Vakıf İşhanı’na gelinceye kadar, eski kenti kapatan diğer binalara da odaklanmak gerek ve ardından Mardin’in yaptığını bizim nasıl yapabileceğimize…
Olumsuzsunuz…
Olumlu olmaya çalışıyorum. Ama etrafınıza baktığınızda gördüğünüz şey, size iyi ve güzel bir hikâye fısıldamıyor. Tabi her şey de olumsuz değil. Mesela geçen gün Antakya’ya geldiğimde, Uzun Çarşı’da çalışmaların başladığını gördüm. Son resimde nasıl bir görsel çıkacak, merak
Siluet demişken… Vakıf İşhanı için şu ana kadar bir proje paylaşımı olmadı. Nedeni ne sizce?
Aslına bakarsanız, tartışması bu kadar bol bir konu üzerinden ilerlerken, ilgili kurumun, en azından ‘bunu yapıyoruz’ ya da ‘projemiz bu’ demesi gerekirdi. Bu konuda garip bir kurumsal sessizlik politikası izleniyor. Kimse konuşmuyor. Sorduğunuzda cevap veren çıkmıyor. Şu an, hediye paketi gibi kapatılan bir inşaat çalışması var orada. Ne yaptıklarını anlamak da zor! Yıkıyorlar mı, düzenleme mi yapıyorlar, belli değil! Bir de bu kadar kapatmak, alanı içeride bu kadar sıkıştırmak, salt ‘güvenlik’ ile ilgili bir şey mi, emin değilim!
Son olarak… Kent Silueti adına kaybımız çok mu? Bir geri dönüş mümkün değil mi?
Her zaman her şey mümkün. Dediğim gibi, bu konuda, Mardin örneğinde olduğu gibi bir konsensüs lazım. Ortak bir kader birliği üzerinden yürümek ve hedef belirlemek lazım. Vakıf İşhanı, bu konuda sadece bir örnekti. Eğer bu konuda bir adım atılabilmiş olsaydı ve o alanı tamamiyle açma fırsatı sunulabilmiş olsaydık, belki gerisi gelirdi. Ama bundan sonra zor!
Sorun şu ki… Herkesin bu kent için bir gelecek planı var. Ama o gelecek, herkese göre ciddi farklılıklar içeriyor. Bu da, kenti bozuyor, parçalıyor, bütünlük ise bu ortamda bir türlü sağlanamıyor. -Tamer Yazar-