Marka Kent’in yağ tenekeleri

Onlar, ‘vazgeçemediklerimiz’ !

Sokakları temizleyen belediye çalışanların aparatları değişse de, anlaşılan alışkanlıklar değişmiyor. Aslında değişmemesinin sebebini çalışanlara sormak lazım. Eldekinin dönüşüne ‘sebep ne’ diye sormak lazım.
Yakından bakıp, anlamaya çalışıyorsunuz. Gördüğünüz şey mi? Uzun bir sopanın ucuna eklenen, yarısından özenle kesilmiş bir yağ tenekesi. Sopaya çivilenmiş kesik bir margarin tenekesi…
Eldeki bu son görüntü, ne Antakya gibi ‘markasal’ değeri tartışılamayacak kadar derin duran bir şehre yakışıyor ne de tarihsel ve kültürel değeri bu kadar geçmişe uzanan bir kentin belediyesine. Belki de ‘sorun’, onlara verilen modern (!) aparatlar, ama çok da işe yaramayanlar, ki onlar da bunu tekrar ediyor! Tenekelerden bozma aparatlardan vazgeçememe nedenlerine, verilen ‘yenilerin’ kullanışlı olmamasını gösteriyor.
-ÇALIŞANLAR SÖYLESİN!-
Buna dair konuşan bir temizlik görevlisinin dün söyledikleri bugünü anlatıyor:
“Antakya çok rüzgârlı bir şehir ve bizlere verilenlerin ağız yapısı çok geniş ve derinliği de çok az. O yüzden süpürdüklerimizi içinde tutmak kolay olmuyor. Hatta toparladıklarımızın arasından uçanları yeniden süpürmek zorunda kalıyoruz. O yüzden de bazı arkadaşlarımız istemeden de olsa bu tenekeleri kullanıyor. Başka çaresi var mı?”
Dün söylenenlere ekleyeceğimiz şey mi? Dünle aynı! Zira her şeye rağmen, neden ne olursa olsun, ‘Marka’ olmaya çalışan ve çalışırken de kendisini anlatmak için her yolu deneyen, bunun için çokça da para harcayan binlerce yıllık yaşlı bir kente yakışmıyor bu çaresiz ‘kurtarıcılık’ görevi ve bu görevi üstlenen böylesi bir kentin Belediyesi’ne yakışmıyor, bu YAĞ TENEKESİ’ne bağlı ‘gülümseten’ temizlik çabası…
-Tamer Yazar-