Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Matkap, 28 Mart’ta yapılacak 37. olağan kurultaylarını

Yalnız Türkiye’nin değil bütün

Yalnız Türkiye’nin değil bütün dünyanın izleyeceğine vurgu yaptı

Çünkü; İlk Genel Seçimde İktidar Değişikliği Beklentisi Var

CHP Genel Başkan Eski Yardımcısı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik eski Bakanı Nihat Matkap, partisinin Hatay il kongresinde yaptığı konuşmada, 28 Mart tarihinde yapılacak 37. Olağan kurultaylarını yalnız Türkiye’nin değil bütün dünyanın izleyeceğini söyledi, çünkü hem Türkiye’de hem de dünyada, ülkemizde yapılacak ilk genel seçimde bir iktidar değişikliği beklentisinin varlığından söz etti. Bu nedenle 37. kurultaylarında genel başkanlarının sunacağı güncel hedef, iddia ve projelerin ABD, Rusya, Avrupa Ülkeleri Uzakdoğu ve Ortadoğu Ülkeleri tarafından dikkatle izleneceğini belirten Matkap, “Çünkü Türkiye’de gerçekleşecek iktidar değişimi tüm dünyanın ekonomisi, demokrasisi ve barışı açısından büyük önem arz etmektedir. Genel başkanımızın kurultayımızda sunacağı yol haritasına 81 il kongrelerimizde yapılan değerlendirmeler ve sunulan öneriler önemli ölçüde kaynaklık edecektir. Bugün seçilecek il başkan ve il yöneticilerimizin ilk işi bugünkü kongremizde gerek Türkiye gerekse partimizin geleceğine ilişkin konuşulan hususları bir rapor halinde genel merkezimize iletmek olmalıdır” dedi.
Tek adam rejimi devlet yapısını çöküntüye uğrattı …
Matkap, CHP’nin kritik kademelerinde görev yapmış biri olarak, konuşmasında tespit ve önerilerini şöyle sundu: “Tek adam rejimiyle birlikte devlet yapımız çöküntüye uğramıştır. Bürokrasi öz güvenin kaybetmiş, Kamu kurumları görev yapamaz hale gelmiştir. Demokrasimiz ağır yara almıştır. TBMM işlevini kaybetmiş şekli bir kurum haline dönüşmüştür. Üniversitelerimiz özerkliğini kaybetmiştir. Yargı bağımsızlığını kaybetmiştir. Kuvvetler ayrılığı prensibi yerle bir olmuştur. Dış politikamız tanınmaz haldedir. Ekonomi üretken özelliğini kaybetmiştir. İşsizlik, yoksulluk ve mülteci sorunları sosyal hayatı felce uğratmıştır. Uzun yıllardır hayat tarzı, inanç yapısı ve etnik kimlik üzerinden yürütülen kutuplaştırma siyaseti toplumsal dayanışma duygularını köreltmiştir.
Yol haritası …
Yeni kurulan iki parti dâhil muhalefet blokunun bu sorunlar üzerinde mutabakatının görüldüğünü belirten Matkap, sorunlar üzerinde mutabakat olmasının önemine değindi, çünkü sorunlar üzerindeki mutabakatın çözümler konusunda mutabakatı kolaylaştıracağına dikkat çekti.
Matkap, yol haritası veya eylem planı konusundaki önerilerini şöyle sıraladı: “İki yeni parti dâhil Muhalefet blokuna mensup partiler kendi aralarında acilen çözüm önerileri üzerinde uzlaşma arayışı için çalışma gurupları kurulmalıdır. Önümüzdeki 28. Milletvekili dönemi ‘restorasyon’ dönemi olarak ilan edilmeli. Restorasyon dönemi için bazı temel konularda mutabakatlara varılmalıdır; İlk mutabakat, parlamenter demokrasiye yeniden geçiş üzerinde sağlanmalı. İkinci mutabakat, tarafsızlığına güvenilir siyaset deneyim ve birikimi olan ortak bir Cumhurbaşkanı adayı üzerinde sağlanmalı. Muhalefet Blok’unda yer alacak partiler ayrı ayrı Cumhurbaşkanı adayı çıkarırlarsa tek adam rejimine güç katar. Şimdi ki Cumhurbaşkanının ekmeğine de yağ sürer. Üçüncü mutabakat, yürürlükte olan siyasal sistem gereğince seçilecek Cumhurbaşkanı tarafından atanacak bakanların blokta yer alan partilerin oy oranlarına göre dağılımı olmalıdır. Dördüncü mutabakat, bu amaçlar ve sorunlara dönük anayasal ve yasal değişiklikler üzerinde uzlaşma sağlanması olmalıdır.”
Delegelik sistemi iptal edilmeli …
CHP’nin, yapısal olarak üye-örgüt-kadro ve program partisi olduğunu söyleyen Matkap, konuşmasında şunları dile getirdi: “Ancak kurumsal işleyişimiz bu tanıma yeterince uymamaktadır. Üyelerimizin birikim ve enerjilerinden sınırlı şekilde yararlanmaktayız. Üyeler iki yılda bir ilçe kongre delegelerini seçerken görev yapmakta seçilen delegelerde iki yılda bir kongrelerde oy kullanarak görev yapmaktadır. Parti Üyelerimizi gönüllülük temelinde sürekli görev yapar duruma getirmeliyiz. Delegelik sistemini iptal etmeliyiz. Bunu beş on yıl önce yapamazdık ama günümüzdeki teknolojik gelişmeler ve dijital sistem buna imkan veriyor.
Bunu sağlamak için sistem önerim şöyledir; Parti içi iletişim, denetim ve aidat ödeme kriterleri ile üyelerimizin statüsünü yeniden belirleyeceğiz. Öncelikle tüm üyelerimize kendileriyle elektronik ortamda iletişim kurmak için şifre vereceğiz. Şifre verdikten sonra üyelerimize zaman zaman bazı konularla ilgili görüşlerini soracağız. Örgütler, Belediye Başkanları ve Milletvekillerinin çalışmalarından memnuniyetlerini periyodik aralıklarla soracağız. Bu sorulara elektronik ortamda şifrelerini kullanarak peş peşe üç defa cevap vermeyen üyelerin şifresini bloke edeceğiz. Aynı şekilde peş peşe üç ay aidatını ödemeyen üyelerin de şifresini bloke edeceğiz.
Böylelikle genel merkez üye kayıt kütüğümüz, şifresi bloke olanlar ve olmayanlar diye iki statüden oluşacak. Diğer bir ifade ile uzun zamandır partimizin gündeminde olan aktif üyeler pasif üyeler kütüğü oluşacak. Aktif üye sayımız ilk etapta toplam üye sayımızın belki de yüzde kırkı oranında olacak ama hiç önemli değil. Sonraki aşamada şifresi bloke olmayan üyelerimizi motive etmek ve sayılarını çoğaltmak için onları parti içi kararlara katmayı kurumsal hale getireceğiz. Örgüt seçimlerini onlar yapacak. %5 yasal kontenjan adayları haricindeki tüm milletvekilleri adaylarını kendileri seçecek. Belediye başkan adaylarını kendileri seçecek. Üyelerimizin birikim ve dinamizminden yararlanacağımız bu sistemi kurmamız halinde partimize büyük bir güç katmış oluruz.”
Aylık aidat 10 liraya çıkarılmalı …
Tüzüklerinin 7. maddesindeki asgari üye aylık aidat miktarını 1 TL’den 10 TL’ye çıkarılmasının gerekliliğine vurgu yapan Matkap, “Bu artışlardan kaynaklanan geliri de il ve ilçe örgütlerimize aktarmalıyız. Bu konudaki tüzük değişikliğini 37. Olağan kurultayımızda yapabiliriz” dedi. -Mehmet ÖZGÜN-