Hatay’ın yetiştirdiği saygın siyasetçilerden, deneyimli politikacı Nihat Matkap, Gazeteci Elif Erdem ve Hasan Tüfekçi’ye verdiği röportajda deneyimlerini aktardı. Özellikle genç siyasetçilerin okuması gereken bu anlamlı röportajda, eski Bakan Nihat Matkap’ın birbirinden ilginç siyasi anıları da yer alıyor. Ayrıntılarını www.nihatmatkap.com adresinden bulabileceğiniz bu röportajı zevkle okuyacağınızı düşünüyoruz.
Gazeteci Elif Erdem’in siyasi yaşamınızda sizi en çok etkileyen anılarınız nelerdir sorusuna Matkap’ın verdiği cevap şöyle:
“Sayın Erdal İnönü 1993 yılında genel başkanlıktan ayrıldıktan sonra sade milletvekili olarak Meclis Genel Kurul Salonu’nun arka sıralarında oturmaya başladı. Grup Başkanvekili olarak bunu içime sindiremiyordum. Kendisine çok rica ettik ve ısrarımız üzerine ön sıralara geçti. Sayın İnönü, Genel Kurul Salonu’na çalışmaların başladığı saatte, tam 15:00’te gelir ve toplantının sona erdiği 19:00’a kadar kulise dahi çıkmadan konuşmaları takip ederdi. Daha sonra DYP-SHP Hükümeti döneminde kendisinden Dışişleri Komisyonu Başkanı olmasını rica ettik. Zorla kabul etti. Grup başkanvekilliği yaptığım tarihlerde bir gün Meclis çalışmaları devam ederken Sayın İnönü yanıma gelmiş. Çalışmanın yoğunluğuna dalmışım, o nedenle kendisini fark edemedim. Yanımda beklediğini görünce hemen ayağa kalktım. “Sayın Başkanım, Komisyon’a dış heyet gelmiş. Bana izin verir misiniz, gidip görüşeyim mi?” diye sorunca çok şaşırdım. O nezaket hep aklımda kaldı. Grup başkanvekilliğim süresince diğer partilerin grup başkanvekilleriyle çok saygılı bir diyaloğum oldu. Siyaset hayatım boyunca hep şunu yaptım; asla inanmadığım bir şeyi kürsüde söylemedim. Bir de DYP-SHP Hükümeti döneminde çok kriz yaşandı. Hemen hemen tamamının çözümüne katkıda bulundum.”
1991 yılından bu yana CHP’deki tüm Genel Başkanlarla çalışma imkanı yakalamış nadir politikacılardan biri olduğu hatırlatılan Matkap bu konuda şunları söyledi: “Hepsiyle, hem de üst düzey görevlerle çalıştım. Benim gibi bir başka örnek olduğunu sanmıyorum. O dönemlerde parti içi ciddi çekişmeler vardı, ama o çekişmelerin içerisinde saygınlığı hiç yitirmeden hepsiyle iyi bir diyaloğum oldu. SHP-CHP birleşmesinin gerçekleştiği dönemde Çalışma Bakanı’ydım. Ciddi bir efor sarf ettim. Çünkü buna ihtiyaç vardı. Bugün de dahil, hep soldaki partilerin birlikteliğinden yana oldum. Erdal Bey çok farklıydı, Murat Bey çok dinamikti. Deniz Bey hakikaten siyasetin duayenlerinden. Altan Öymen bir bilgeydi ama tabii zor bir dönemde görev üstlendi. Kemal Bey’in dönemi daha zor. Şu an Türkiye’de rejim tartışmaları, referandum gibi konular var. Önerilen başkanlık modeli hayata geçerse bundan sonra Türkiye’de siyaset yaşamının konsepti bütünüyle değişecek.” Deneyimli politikacı Matkap ülkenin son sürecinde yaşanmakta olan gündem ile ilgili de şu yorumları yaptı:”15 Temmuz darbe girişimi bu çağda içe sindirilebilir bir olay değil. Korkunç bir şey, yılların ihmali. Bir yandan ulusal birlik problemimiz var. Dış politikada sorunlarımız bulunuyor. Tüm bu sıkıntıların yanında başkanlık modeli gündeme geldi. Bu doğru bir model değil. Denetlemenin bütünüyle yok edildiği, 80 milyonla ilgili kararların bir kişiye tevdi edildiği bir model öneriliyor. Bunu şu anki Sayın Cumhurbaşkanı’yla ilgili söylemiyorum. Her siyasetçi için geçerli. Yönetiminize ne kadar çok kişi ve kurum katarsanız o kadar doğru karar alırsınız.” -Cemil Yıldız-