Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Mavi Gözlü Dev Adam 124 yaşında

Bugün, Türk şiirinin en önemli isimlerinden biri olan Nazım Hikmet’in 124. doğum günü. 20. yüzyılın en etkili şairlerinden biri olarak tanınan Hikmet, sadece şiirleriyle değil, aynı zamanda insan hakları ve özgürlük mücadelesiyle de hafızalarda yer etti. Şairin, dünya çapında geniş bir okur kitlesi bulmasının ardında, evrensel değerleri savunarak kaleme aldığı eserlerin gücü yatıyor.

Bugün, Türk şiirinin en önemli isimlerinden biri olan Nazım Hikmet'in

Eğitim Hayatı ve Şiire Yönelmesi
İlkokul eğitimini Göztepe Taş Mektep’te alan Nazım Hikmet, ardından Mekteb-i Sultani’ye kaydedildi. Ancak ekonomik zorluklar nedeniyle bir yıl sonra okulu bırakmak zorunda kaldı ve Nişantaşı Sultanisi’ne geçti. Şiire olan ilgisi her geçen gün arttı; 15 yaşında Bahriye okuluna kaydedildi, ancak okulda edebiyatla uğraşan sınıfta yer aldı. Ünlü Türk şairi Yahya Kemal’in ders verdiği sınıfta, şiirleriyle dikkat çekmeye başladı.
İlk Eserleri ve Edebiyat Dünyasına Adım Atışı
Nazım Hikmet’in ilk şiiri “Feryad-ı Vatan”ı 11 yaşında yazdığı bilinir. 1917’de, Denizciler için yazdığı “Bir Bahriyelinin Ağzından” şiirinden etkilenen Bahriye Nazırı Cemal Paşa’nın desteğiyle Heybeliada Bahriye Mektebi’ne girdi ve burada eğitim aldı. Şiirlerinin yayımlanmasıyla edebiyat dünyasında tanınmaya başlayan Hikmet, 1918’de Yahya Kemal tarafından düzenlenen “Hala Servilerde Ağlıyorlar mı?” şiirini yayımladı.
Milli Mücadele ve Moskova Yılları
Nazım Hikmet, İstanbul’un işgal yıllarında vatan sevgisiyle coşkulu direniş şiirleri kaleme aldı. 1921’de, Milli Mücadele’ye katılmak üzere gizlice İstanbul’dan ayrılarak İnebolu’ya geçti. Ardından Batum üzerinden Moskova’ya gitti ve Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi’nde eğitim aldı. Burada serbest ölçüyü keşfederek, Türk şiirinin ilk serbest şiir örneklerini vermeye başladı.
Toplumcu Sanat Anlayışı ve Cezaevi Yılları
Nazım Hikmet, toplumsal sorunları şiirlerine yansıtarak sanat anlayışını şekillendirdi. “Sanat sanat için değildir” diyerek, sosyalist bir perspektife sahip olduğunu vurguladı. 1927’de yayımladığı “Güneşi İçenlerin Türküsü” kitabı, onun edebiyat kariyerinde önemli bir dönüm noktasıydı. Ancak sanatı nedeniyle sık sık tutuklanan Hikmet, 28 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 1950’de cezaevinden serbest kaldıktan sonra, Dünya Barış Konseyi tarafından “Uluslararası Barış Ödülü”ne layık görüldü.
Eserleri ve Mirası
Nazım Hikmet Ran’ın en bilinen eserlerinden biri olan “Memleketimden İnsan Manzaraları” 17 bin mısradan oluşur. Bunun dışında “Güneşi İçenlerin Türküsü”, “835 Satır”, “Kuvayi Milliye” gibi şiirleriyle tanınan Hikmet, aynı zamanda oyun yazarıydı. “Kafatası”, “Bir Ölü Evi” ve “Ferhat ile Şirin” gibi eserleri de sahnelendi. Şiirleri, Ahmet Kaya, Cem Karaca, Zülfü Livaneli gibi sanatçılar tarafından seslendirildi.
Ölümü ve Sonraki Yıllarda Aldığı Övgüler
Nazım Hikmet 3 Haziran 1963’te Moskova’da kalp yetmezliği sonucu hayatını kaybetti. Jean Paul Sartre, Nazım Hikmet’in vefatından sonra onu “yiğit savaşçı” olarak tanımlayarak, “Ölüm, Nazım’ın ilk ve son uykusu oldu” demiştir. Yaşar Kemal ise, “Türk dili var oldukça Nazım Hikmet de var olacaktır” diyerek şairin önemini vurgulamıştır.