Hatay’ın İskenderun ilçesinde 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremler sonucunda yıkılan MCG Tower davasında yeni gelişmeler yaşanıyor. 14 kişinin hayatını kaybettiği bu trajik olayın ardından, yarın yapılacak 3. duruşma, İskenderun 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleştirilecek. Bu duruşma, depremzedeler için büyük önem taşıyor.
31 Mayıs’ta yapılan 2. duruşmada, tüm sanıkların bir sonraki duruşmaya zorla getirilmesine karar verilmişti. Şimdi, bu süreçte ne tür gelişmeler yaşanacak merak konusu.
Depremden sonraki reaksiyonlar
Selin Sümbültepe, MCG Tower’da anne ve babasını kaybeden bir depremzede olarak, bu davanın kendisi için ne kadar önemli olduğunu vurguladı. Sümbültepe, “Eğer bizim binamız yönetmeliğe ve bilime uygun olarak inşa edilseydi, bu felaket yaşanmazdı. Sanıkların tutuklanmasını talep ediyoruz,” ifadelerini kullandı.
Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı, davada yargılanan sanıklar arasında, binanın yapımını üstlenen müteahhit Muhammet Coşkun Gökkan, statik proje müellifi Mehmet Yılmazlar, şantiye şefi Şule Genç Özbay, mimari proje müellifi Meltem Yılanoğlu ve diğer uzmanlar yer alıyor. Bu sanıklar, “bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” suçlamasıyla karşı karşıya.
Bilirkişi raporları ve iddialar
Davanın seyrini değiştirebilecek önemli bir nokta da bilirkişi raporları. Sümbültepe, Konya Teknik Üniversitesi’nden gelen ilk bilirkişi raporunun, deprem ivmesini yanlış hesapladığını ve bu nedenle sanıkların serbest bırakıldığını ileri sürdü. “Yapmış olduğumuz yazışmalara göre, AFAD’ın İskenderun istasyonundan aldığımız verilere dayanarak, depremin ivmesinin 0.17g olduğunu tespit ettik. Bu durum, deprem yönetmeliği çerçevesinde kabul edilebilir bir seviyede,” dedi.
Hukuki sürecin geleceği
Davanın gidişatı, depremzedelerin yanı sıra tüm kamuoyunun dikkatle takip ettiği bir konu haline geldi. Selin Sümbültepe, mahkeme heyetinden sanıkların sorumluluklarını ortaya koymalarını ve tutuklanmalarını talep ettiklerini belirtti. “Eğer bu davada adalet sağlanmazsa, ben ve benim gibi birçok kişi için bu süreç asla sonlanmayacak,” şeklinde konuştu.
Hatay’da yaşanan bu trajik olay, sadece bir bina yıkımının ötesinde, birçok ailenin yaşamını etkileyen büyük bir kayıp olarak tarihe geçiyor. MCG Tower davası, adaletin sağlanması ve sorumluların hesap vermesi açısından kritik bir eşik oluşturuyor.