Restorasyon çalışmalarının aralıksız sürdüğü Antakya İhsaniye Cami alanında göze çarpan bir detay, durumu fark eden vatandaşları hem rahatsız etti, hem de ‘biraz özen’ dedirtti.
Tarihi ve kültürel mirasının zenginliğinde şanslı illerden bir tanesi, Antakya. O yüzden ne işi bitiyor, ne de bakmakla yükümlü olduğu bu devasa emanetin tamiratı. Buna dair adreslerden biri, restorasyonuna dair sözleşmesi 2013 senesinde yapılan Antakya İhsaniye Camii.
-1806’dan bugüne-
El-Hacı Ebubekir Ağa Vakfı’na ait alan ve 1806 yılında El Hacı Bekir Ağa Civelek tarafından yapılan cami, tarihte yaşanan bir depremde büyük zarar görmüş, ardından tamamen yıkılıp, 1857 yılında yine aynı aileden El Hacı Mustafa Fehmi Civelek tarafından tekrar yaptırılmıştı. Antakya’nın tam merkezinde bulunan Meydan Mahallesi’ndeki Cami, etrafındaki dükkânlarla, tarih boyunca ticaretin merkezinde yer aldı. Geçen yüzyıllara inat halen ayakta duran Cami’nin bundan sonra da tarih boyunca ayakta durabilmesini sağlamak amacıyla, sözleşmesi 8 Kasım 2013’te yapılan ve 7 Kasım 2014’de bitirilmesi planlanan restorasyon çalışmaları, yaşanan aksaklıklardan dolayı günümüze kadar tamamlanamadı.
-Mezara saygı-
Ancak, restorasyonun devam ettiği Cami’deki çalışmaları yakından izleyen vatandaşların bir konuda rahatsızlığı var. Taş ustalarının hassasiyetinde ilerleyen böylesi bir noktada yer alan eski mezar taşlarına dair bir rahatsızlık bu! Bu konuda konuşan ve ismini vermek istemeyen yaşlı bir Antakyalının eleştirisi de bu yönde: “Emeklerine sağlık yapanların, izlerken keyif alıyoruz. Ama bir şey var, uyarmak gerek aslında… Caminin arkasındaki eski mezar alanında da çalışma yapıyorlar anlaşılan. Orada bir ağaca dayalı büyük bir merdiven var. Artık ağacı mı budayacaklar, yoksa merdiveni oraya öylesine mi koymuşlar, bilmiyorum. Ama o merdivenin ayakları, o mezarların toprağı üzerinde. İşte bu, olmaz. Olmamalı da. Burası, eski de olsa yeni de, mezar alanı ve ölülere saygımızın sonsuz olması gerekiyor. O yüzden yapılan işe de o saygıyı ve hassasiyeti katmak gerekiyor. Biz, iyiniyetle, gözden kaçmıştır diyoruz ama, bir daha olmasın istiyoruz.” Tamer Yazar