Ankara kulislerinde MHP ile AKP arasındaki gerilimin arttığı iddiaları konuşuluyor. Bahçeli’nin tutumu, İBB soruşturmalarına yönelik açıklamaları ve son dönemdeki siyasi manevraları, “Bahçeli geri adım mı attı?” sorusunu yeniden gündeme taşıdı.
Bahçeli’nin iktidar stratejisi sorgulanıyor
Ankara kulislerinde son günlerin en çok konuşulan başlıklarından biri, MHP’nin AKP iktidarına zarar verip vermeyeceği tartışması oldu. Özellikle İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik soruşturmalar ve bu süreçte yaşanan gelişmeler, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin tutumunu mercek altına aldı.
Parti içinde ve kamuoyunda, Bahçeli’nin zaman zaman sert çıkışlar yapsa da iktidar yapısını seçimlere kadar sarsmayacağı görüşü hâkim. Ancak MHP liderinin geçmişte hükümet ortaklıklarını sona erdirme pratiği, olası bir “ani rota değişikliği” ihtimalini de gündemde tutuyor.
“Bahçeli yumuşar” beklentisinin dayanağı var mı?
Bazı yorumcular, Bahçeli’nin “mahkemeleri hızla sonuçlandırmak gerekir” mesajı ve Feti Yıldız’ın “tutuksuz yargılama esastır” çıkışını, yumuşama sinyali olarak değerlendiriyor. Ancak bu beklentinin gerçekçi olmadığını düşünen kesimler, MHP’nin mevcut iktidar bloğundan kopmasının siyasi bir karşılığı olmadığını savunuyor.
Uzmanlara göre, AKP’nin sertleşen politikaları ve CHP’li belediyelere yönelik operasyonlar sürecinde Bahçeli’nin desteği belirleyici rol oynuyor. Bu nedenle “yumuşama” beklentilerinin fazla iyimser olduğu yorumları yapılıyor.
Bahçeli’ye “ayar” mı verildi?
Son dönemde MHP içinde yaşanan gözaltılar ve özellikle ülkücü kimliğiyle bilinen Selahattin Yılmaz’ın tutuklanması, siyasi kulislerde yeni tartışmalar yarattı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bu gelişmeyi “iktidarın Bahçeli’ye mesajı” olarak yorumladı.
Özel’e göre, iktidar kanadının yürüttüğü bu hamle, MHP’nin pozisyonunu yeniden şekillendirme çabasının işareti. Ancak MHP cephesinden konuyla ilgili detaylı bir açıklama gelmediği için bu iddialar hâlen belirsizliğini koruyor.
Geri adım iddialarını güçlendiren açıklama
Bahçeli’nin geçtiğimiz günlerde Ekrem İmamoğlu’na yönelik sözleri ise “geri adım” tartışmalarını yeniden alevlendirdi. İBB Başkanı’nı hedef alan Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:
“İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı siyasi ikbal aracı haline getiren, yapılan ihalelerden alınan astronomik rüşvet paralarını sisteme aktaran bir çete düzeni kurulmuştur.”
Bu sert çıkış, bazı çevrelerce “iktidara bağlılık mesajı” olarak değerlendirilirken, Bahçeli’nin süreci daha da sertleştirme ihtimalini gözler önüne serdi.
İBB operasyonları ve çok başlı komplo iddiaları
CHP cephesinde ise operasyonların arkasında “çok başlı bir komplo” olduğu görüşü öne çıkıyor. Özgür Özel, Saray’ın CHP’li belediyelere yönelik baskı politikalarını hatırlatarak, bu operasyonların yalnızca yerel yönetimleri değil, partinin bütün yapısını hedef aldığını savundu.
Öte yandan kulislerde, Mansur Yavaş ve bazı CHP’li belediye başkanlarının AKP’ye geçeceğine dair asılsız iddialar dolaşıyor. Bu söylentiler, siyasi atmosferi daha da gerginleştiriyor ve “iktidar savaşı sertleşiyor” yorumlarını güçlendiriyor.
Siyasi arenada tansiyonun yükseleceği bir diğer kritik tarih ise 15 Eylül. CHP’ye açılan davanın duruşması öncesinde, hem iktidar hem de muhalefet kanadında hareketlilik artmış durumda. Bu süreç, MHP’nin Cumhur İttifakı içindeki pozisyonunu da yeniden şekillendirebilir.