Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Millet Haciz Endişesiyle Nefessiz Kaldı

Milletvekili Şahin, Meclisteki konuşmasında,

Milletvekili Şahin, Meclisteki konuşmasında, mevcut Türkiye tablosunun AKP’nin eseri olduğuna vurgu yaptı …

CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, bugünkü mevcut Türkiye tablosunun AKP’nin eseri olduğunu söyledi.
2020’ye giren Türkiye ekonomisinin iyiye gideceğine dair yurttaşlarımızın beklentileri düşerken ekonominin gidişatının aynı kalacağı veya daha kötüye gideceğine dair beklentilerin yükseldiğinin görüldüğünü b elirten Milletvekili Şahin, “Bunun sorumlusunu söylemeye gerek yok sanırım, vatandaşın bankalara ve finansman şirketlerine olan tüketici kredisi ve kredi kartı borçları son bir ayda 6,8 milyar lira daha artarak 597,3 milyar lira oldu. Milletimiz icra dosyalarıyla, haciz endişesiyle nefessiz kalmış durumda, işsizlik ise cabası. TÜİK’in işsizliği düşük göstermek için rakamlarla oynadığı, işsiz sayısının ve işsizlik oranının aşağı çekilmesi yöntemi açığa çıktı. TÜİK ise suskun. Gizlenen gerçek işsiz sayısının 6 milyon 571 bin kişi, gerçek resmî işsizlik oranının ise yüzde 20,9 olduğu ortaya çıkıyor. Farkında mısınız sayın üyeler, işsiz, umutsuz, geleceksiz bir nesil yetişiyor? İşsizlikten üniversite mezunları da payını almakta. Her 100 üniversite mezunundan 26’sı işsizdir” dedi.
-Milletle dalga geçmeyin-
Gençlerin büyük kentlere yığılmasında önemli bir etkenin de tarımdaki gerileme olduğuna değinen Milletvekili Şahin, konuşmasında şunlara yer verdi: “Tarımdaki nüfus sayısında da ciddi düşüş vardır, bunda da başı genç nüfus çekmektedir. Her yıl ortalama 150 bin kişi tarımdan, topraktan kopmaktadır. AKP, geçen yıl ithalatı serbest bırakırken bu yıl ihracata yasak koydu. AKP, ithalat sopasıyla terbiye etmeyi tarım ve hayvancılık politikası hâline getirdi. En büyük felaket, gençlerimizin beklentisinin olmaması ve geleceği ülkesinin dışında aramasıdır. Türkiye’de ise yaşanan tam olarak budur. Yaşanan sorunların temeli de eğitim sistemi ve ülke yönetiminin gençlik sorunlarına duyarsızlığıdır.
2020 sonu kritik görünüyor sayın üyeler. Ticaret Sicili Gazetesi verilerine göre, konkordato sayısı 2019 yılında 899 oldu. İnkârlara rağmen, grip ilaçları da dâhil olmak üzere 120’ye yakın ilaç piyasada bulunamıyor. AKP Hükûmeti ise hâlâ yüzde 12 zam yapılsın istiyor. TCDD’yi özelleştirmeye hazırlanan AKP, abonman biletlerine yüzde 300’e yakın zam yaptı. Üçüncü köprüden beklenen sayıda araç geçmediği için devlet yandaş müteahhidine 1,6 milyar TL dolayında ödeme yapacak.
2019’da doğal gaza yüzde 33 zam geldi. Bu, son on yılın en yüksek zam oranıdır. Zamlarla, ek vergilerle beli bükülen emeklinin ve asgari ücretlinin kira ve faturalardan sonra elinde sadece simit alabilecek para kalıyor. Bu yokluk, yoksulluk yetmezmiş gibi, Hükûmet utanmadan, sıkılmadan işçi, BAĞ-KUR ve SGK emeklilerine yüzde 6,5 zamla 77 lirayı, memura yüzde 5,5 zamla 134 lirayı lütuf olarak görüyor. Sarayın bir bakanı da çıkıp utanmadan, sıkılmadan ‘Jest yaptık’ diyebiliyor. Ayıptır, günahtır, zulümdür bu. Milletle dalga geçmekten vazgeçin.”
-Adaleti, liyakati yok ettiniz-
Yolsuzluklar ve usulsüzlüklerin AKP geldiği günden beri hızla arttığını, Türkiye’nin demokratik olmayan ve baskıcı ülkeler sınıfına geriletildiğini söyleyen Milletvekili Şahin, şunları dile getirdi:
“Ekonomik göstergelerde duraklama ve gerileme, beraberinde toplumsal buhran ve çöküşü getirdiniz. Adaleti, liyakati ve ehliyeti yok ettiniz, kurumların içini boşalttınız. Kızılay gibi nice kurumu itibarsızlaştırdınız. Devletin kaynaklarını kullanma konusunda da şeffaf değilsiniz, her şeyin üstünü örtüyorsunuz. Ayrımcı ve ötekileştirici politikalarınız ve kininizle toplumsal barışı zedeleyip Türkiye’yi mutsuz insanlar ülkesine dönüştürdünüz.
En büyük havalimanı, hastane, cami, köprü ve şimdi de en büyük kütüphane projeleriyle siyasi şovlar yapılırken ekonomik krize neden olunmuş, hazine tamtakır kuru bakır hâline getirilmiştir. En büyük havalimanı yapılıyor ancak kapatılan Atatürk Havalimanı kadar yolcu taşıyamıyor, en büyük cami yapılıyor ancak dolmuyor, en büyük köprü yapılıyor ancak geçiş garantileri yüzünden bütçeden milyarlar müteahhit firmalara akıtılıyor. Aynı durum şehir hastanelerindeki hasta garantileri yüzünden de yaşanıyor. ‘En’lerinize Kanal İstanbul’u eklemeyi düşünüyorsunuz ya ‘en’leriniz ve önceliğiniz açlık, yoksulluk sınırında yaşamak zorunda kalan yüz binlerce vatandaşın boğazına, yaşam hakkına, refahına kanal açmak olsun.” -Mehmet ÖZGÜN-