“Yufkamızda, katkı maddesi yok. Tereyağını ve kaymağı, kendi mandıramızda üretiyoruz. Tam olarak Antep Fıstığı kullanarak üretimimizi gerçekleştiriyoruz” diyen, Hamza Efendi Baklavaları Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Necmettin Çalışkan, bir şeyin daha altını çizdi…
Yarım asırdır, sektörde birinci sınıf üretimle, tüketiciye kaliteli ve doğal ürünlerle hizmet vermeye çalıştıklarını söyleyen, Hamza Efendi Baklavaları Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Necmettin Çalışkan, “En önemli özelliğimiz, ürünlerimizde mısır şurubu kullanmıyoruz, şeker kullanıyoruz. Yufkamızda katkı maddesi yok. Tereyağını ve kaymağı kendi mandıramızda üretiyoruz. Tam olarak Antep Fıstığı kullanarak üretimimizi gerçekleştiriyoruz” dedi.
-1979’DA-
Firmalarının, 1979 yılında, inşaat mühendisi olan babasının askerdeyken bir yem fabrikasının müdürüyle tanışması sonrasında, dönüşte bu fabrikanın bayiliğini olarak faaliyetlerine başladığını kaydeden Hamza Efendi Baklavaları Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Necmettin Çalışkan, “Firmamız, tavukçuluk sektörüne entegre faaliyetlerine devam etmekte, ayrıca yan dallara kaymıştır. Halen süt ürünleri, yem, tavuk, yumurta ve basın yayın sektöründe faaliyet
-SURİYE!-
Baklava sektörünün en önemli sorununun Suriye savaşı olduğunu da kaydeden Doç. Dr. Çalışkan, “Bundan dört beş yıl öncesine kadar 30-40 liraya satın alınan Antep Fıstığı içinin kilosu, bugün 200 lirayı aşmış durumda. Bu da fahiş derecede maliyetlere yansımaktadır” derken, Suriye savaşının sektörde bir sorun olmasına sebep olan tabloyu da şu şekilde resimledi:
“Dünyada, Antep fıstığı üretiminin genel rezervi, Gaziantep ile Halep illeri arasındadır. Büyüklerimiz bilir. Eskiden ülkemizde de Antep Fıstığı’na ‘Şam Fıstığı’ denirdi. Araplar ülkelerinde halen ‘Halep Fıstığı’ olarak bilinir. Ülkemizde ise Antep Fıstığı denir. Yani Antep Fıstığı, aynı bölgede üretiliyor. Suriye savaşı ile beraber, Halep ve çevresindeki ağaçların yanması ve itlaf edilmesi ile birlikte, dünyada fıstık rezervlerinde bir daralma
-MERDİVEN ALTI!-
Sektörde sıkça ifade edilen ‘merdiven altı’ tabirini hoş bulmadığını ifade eden Çalışkan, “Bu, o küçük üreticileri küçümsemeye yönelik bir tabirdir, şık bulmuyorum” derken, girdi maliyetlerinin sürekli arttığı baklava üretimine ilişkin tespitlerini ve önerilerini de şöyle sıraladı:
“Fıstık krizinin köklü çözümü olarak, ülkemizde üretim teşvik edilmelidir. Mesela Suriye’de bu uygulama güzel başarıldı. Savaş öncesinde en fakir bölgelerdeki insanlar, topraklarının fıstık ağacı yetiştirmeye elverişli olduğunu öğrenince, fıstık ekimine yöneldi ve sonra zengin bir bölge oldular. Biz de ülkemizde üretimi artırmalıyız. Kaliteli baklava, tamamen kullanılan hammadde ve işçilikle ilgilidir. ‘Ne kadar kaliteli ise o kadar sağlıklıdır’ diyebiliriz. Kısa vadeli çözüm için de, fıstık ithalatının önü açılmalı.”
– HELAL GIDA-
Üretimini gerçekleştirdikleri Hamza Efendi Baklavası’nın diğer baklavalardan farkını da sıralayan Doç. Dr. Çalışkan, ‘kalite’ noktasında yarattıkları ‘fark’ için şunları dile getirdi:
Kaliteli baklavayı anlamanın farklı yöntemleri vardır. Hani evlerde, tatlılar ve şekerpare yapılır, bu tatlılar da, 3-4 gün geçtikten sonra, şeker alta doğru sızar. Hani bir deyim de vardır, ‘bozulan ürün sağlamdır’ diye… Öyle bir durum. Bizim tatlılarımız da, evlerde yapılan şeker pare ve benzeri tatlılar gibi doğaldır, ama raf ömrü de kısadır.”
-SİPARİŞ Mİ?-
Doç. Dr. Çalışkan, tatlı severlerin, Hamza Efendi Baklavaları’na https://www.hamzaefendi.com.tr adresi üzerinden hızlı ve kolay bir şekilde ulaşıp alışveriş yapabildiklerini vurgulayarak, “Adana, Mersin ve Hatay’da perakende satış noktalarıyla tüketiciye hizmet verirken, ürünlerimizi, online satış yöntemiyle de ülkemizin her noktasına ulaştırıyoruz” şeklinde konuştu. Tamer Yazar