Mithat Nehir…

Kıyı kenar çizgisi mağdurlarına “Yanınızdayız” mesajı verdi Ananızın ak sütü gibi helal paranızla tapularınızı aldınız Samandağ Belediye Başkanı Mithat Nehir, Kıyı Kenar Çizgisi mağdurlarıyla Eylül ayı olağan Meclis Toplantısı öncesinde bir araya gelerek görüşlerini paylaştı. Başkan Nehir, konuşmasında, kıyı kenar çizgisi mağdurlarına hitaben şöyle seslendi: “Geçen hafta, ilçemizde kangren haline gelmiş kıyı kenar çizgisi ile […]

Kıyı kenar çizgisi mağdurlarına “Yanınızdayız” mesajı verdi

Ananızın ak sütü gibi helal paranızla tapularınızı aldınız

Samandağ Belediye Başkanı Mithat Nehir, Kıyı Kenar Çizgisi mağdurlarıyla Eylül ayı olağan Meclis Toplantısı öncesinde bir araya gelerek görüşlerini paylaştı. Başkan Nehir, konuşmasında, kıyı kenar çizgisi mağdurlarına hitaben şöyle seslendi:
“Geçen hafta, ilçemizde kangren haline gelmiş kıyı kenar çizgisi ile ilgili değerli misafirlerimizin kendi içinde yaptıkları ve içinde bizim de olduğumuz toplantılar yapıldı. Gündemimizde bir tane madde ile ilgili kendilerini de ilgilendirme ihtimali üzerinden, bu süreci hem yakından izleme hem de bundan sonra yol haritası ne olur ne olmaz bu konuda en azından bir kanat sahibi olmak adına sanıyorum, meclise bununla ilgili teşrif buyurdular. Kendilerine tekrar teşekkür ediyoruz. Biz, o gün o toplantıda ne düşündüğümüzü, bundan sonraki tavır ve duruşumuz ne olacak bunları net olarak ifade ettik. Ama maalesef, zaman zaman ya sizlerden ya da kimi vatandaşlarımızdan ne düşündüğümüzle ilgili bir şey bilmedikleri ile ilgili farklı öfkeler ve refleksler oluştu. Bu konuda bunları çok da hak ettiğimizi düşünmediğimi orda da ifade etmiştim, ama bazen iletişimsizlik bazen sürece çok yakından müdahil olamama, takip edememe ile ilgili eksik bilgilerden kaynaklı kimi vatandaşlarımızda öfkeler birikiyor.”
-İŞGALCİ DEĞİLSİNİZ!-
Mağdur kıyı kenar çizgisi ilgilisi vatandaşlara seslenen Samandağ Belediye Başkanı Mithat Nehir, “Siz gecekonducu değilsiniz, siz işgalci hiç değilsiniz” ifadesini kullandı ve şöyle devam etti:
“1991 yılında bir Kıyı Kanunu çıktı. 1960’lı yıllarda, ananızın ak sütü gibi helal olan paralarınızla gittiniz mallar aldınız, tapular aldınız. Devletin bir politikası vardı, o politikalara uygun konutlar ödediniz, yer yer işletmeler açtınız… Sonra, 90’lı yıllarda Kıyı Kanunu, 92 yılında da yine bunu besleyen başka bir mevzuat daha çıktı.
Bununla ilgili, bu yaşananlar sanki bu ülkenin kendi tasarrufu değilmiş gibi, sanki bu yapılan imalatlara devlet kendisi teşvik vermemiş gibi bir refleksle karşı karşıyasınız. Bizim üzerimizdeki basınç şu… Sizlerin gecekonducu muamelesi görmeniz isteniyor. Siz gecekonducu değilsiniz. Siz, biraz önce ifade ettiğimiz, geçmişte helal paralarla ve emek ederek aldığınız o tapuların iptalinden sonra yaşanan süreçte şu an karşılaştığınız durum. Ama bize yapılan basınç, bu bir tür gecekonducu, işgalci… İşgalci olan vatandaşın evi sorgusuz sualsiz yıkılır.
Bununla ilgili mevzuat açık. Ancak biz öyle düşünmüyoruz. Siz gecekonducu değilsiniz, siz işgalci hiç değilsiniz. Siz, geçmişte elinizde tapusu olan ve sonradan devletin bir şekilde yasal mevzuatları değiştirerek tapularınızın iptal edildiği bir mağdursunuz. Bugünkü pozisyonunuz bu.”
-SÜREÇ SÜRÜYOR-
Konuşmasında hukuki sürecin devam ettiğinin altını çizen Samandağ Belediye Başkanı Mithat Nehir, kıyı kenar çizgisi mağdurlarına yönelik konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Orada da gördünüz. Ben ilk defa bunlarla karşılaşmıyorum. Ben 6 – 7 yıldır bunların basıncı altındayım. Hukuki süreç bitmemiş. Bizim kendi avukatlarımızın yaptığı araştırmalara göre, sizin aleyhinizde açılan davalar tapu iptali… Tapu iptalinden sonra sizin takibini yapacağınız hak talebiniz, o icra edilirse eğer, onlar infaz edilirse, size bedelleri ödenirse yeniden bir süreç başlatılmalı ve yıkım kararları alınmalı. Eğer alınacaksa, bu iş böyle yürüyecek. Ama bu arada eğer sizler farklı bir irade koyacaksanız, sizler farklı bir tur içerisine girecekseniz, o da siyaset şöyle bir noktada durmamalı, çözüm odaklı… Çözüme dönük size önerilen şey, bilirkişilerin size öngördükleri bedeller üzerinden sizin tapularınızın bedelini ödeyip, mahkeme kararlarını yeniden alıp, yıkım kararı alarak bu şekilde sizi tahliye etmeyi hedefleyen bir yaklaşım ortaya koyacaklar. Ama bana öyle geliyor ki, bu işler çok kolay değil. Kaç tane hükümet değişti, kaç tane idare geldi geçti. Net olarak şu yetkiyi almışlar bizden… Siz mesela evinizi tadilat ettirmek isteseniz, güçlendirmek isteseniz, ruhsat isteseniz asla böyle bir şey veremiyoruz. Kıyı kenar çizgisi net olarak engel buna. Ama şu tutumu koyacağız… Sizin haksız olduğunuza, sizin orada işgalci olduğunuza, sizin sonradan gelip orada başkalarının denize erişimini engelleyen pozisyondaki insanlar olduğunuza inanmıyoruz. Aranızda çok yakından bildiğim, çok iyi tanıdığım ve yıllardır emek ederek oradaki mallara sahip olabilmek için emek eden insanları biliyorum. Buradaki durum işgal değil, buradaki durum, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki mallara el koymak değil. Böyle olunca da henüz hukuki süreç tükenmemişken böyle bir tutum almamız beklenemez ve böyle bir tutum almayacağız.
Bugünkü gündemimizde de aslında birebir sizi ilgilendiren bir konu değil, ama sizin hemen komşularınızı ilgilendiren bir mesele ile ilgili bir karar alacağız. Yasa şöyle diyor; ‘Mevcut kıyı kenar çizgisi üzerinden ilk 50 metrede hiçbir şey yapamazsınız. İkinci 50 metrede sökülür-takılır türden imalatlar yapabilirsiniz’… Bu ne demektir? Yani, bugünkü eğer kabul gören kıyı kenar çizgisinden sonraki 100 metreyi de, neredeyse tapusunu iptal etmeye ve yıkılan evi bir daha imar ettirmemeye dönük bir kanun var. Biz de diyoruz ki, tamam, bir taraftan böyle bir kanun var ama, bu kanunun böyle bir açığı da var bu kanunun. Diyor ki, ’11 Temmuz 1992 tarihinden önce yürürlükteki plan veya mevzuata uygun olarak yapılmış veya inşaat ruhsatı alınarak en az su basma seviyesine kadar inşaatı tamamlanmış yapılardaki müktesatta saklıdır.’
Yani şu karıştırılmasın mesela, birkaç gün önce bizim yıkım ihalesi çıkmış, belki bununla kafanız karıştı. Bu yıkım ihalesi şununla ilgili tapusu olmayan devletin arsası üzerinde ruhsatsız imalatlar yapan vatandaşlarla ilgilidir.
Bunun sizinle ilgisi yok. Sizin tapularınız var. Sizin iptal edilen tapularınızdan kaynaklı haklarınız duruyor. Burada sizinle karşı karşıya getirmek isteyen kimi şeyler oldu. O noktada hiç değiliz, hiç bu zemine de gelmeyeceğiz. Bunu da geçen de belirttiğim gibi açıkça ifade ediyorum. Olması gereken bu. Siyaseti ikna edebilirseniz, bunun meclisle ilgisi var, bunu geçen de ifade ettim. Cumhuriyet Halk Partisi’nin milletvekillerinin gücü yetmez buna. Sizlerin de bildiği gibi ezici bir çoğunluk var mecliste ve Büyükşehir Belediyesi’nde de bu kadar sıkıntılıyız. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde de bu kadar sıkıntılıyız. Böyle olunca da oradaki meclis iradesi değişmeden… Yani şunu çok üzülerek söylüyorum, o kanun koyucu ekibin içerisinden birileri, belki kendilerine yakın birkaç tane vatandaşın canı yandığında bizi arıyorlar, ‘karışmayın, bulaşmayın.’ demekle olmuyor. Ya yasayı, kanunu, çizgiyi değiştirin, ne yaparsanız yapın ya da bize yetki verin biz yapalım. Bunu da yapmıyorsunuz. Ya vatandaşın bu mağduriyetini çözecek bir çalışma yapacağız ya da bu şekil kendiliğinden öyle devam edecek. O yönüyle bizim net olarak ifade ettiğimiz iki şey…
1. Tapusu iptal edilmiş ve henüz hukuki süreci tamamlanmamış bir sürecin içinde olmayacağız, bu yıkım işine girmeyeceğiz.
2.Mevcut bugün devletin de kabul ettiği, sizin de mağdur edildiğiniz kıyı kenar çizgisi üzerinden ilk 50 ve sonraki 50 metrelere denk gelen daha önce imar alanları olarak tamamlanan bu adaların içerisinde %50 yapılaşmayı belgelediğimiz vakit de meclisten eğer böyle bir şey çıkarsa bu sonraki 100 metreyi de aslında bir manada koruyan bir karar çıkmış olacak.
Burada bu çıkan kararın bizzat ben takipçisi olacağım. Bizim imar planlarımız, turizm merkezi olmamız hasediyle, Turizm Bakanlığı’ndan onaylanmak zorunda. Biz de gideceğiz, bu belgeleri, Meclis’in bu iradesini, sizlerin bu mağduriyetini ifade eden bunları tanımlayacağız, bunların onaylanmasını isteyeceğiz.
Yani buradaki imar adalarının imar durumunu koruyan bu yaklaşımımızı imar planlarımıza işlenmesi yönünde çaba harcayacağız. Sizi bu konuda en çok ilgilendiren bu önemli iki konuyu açıkladık. Biz daha Meclis’i açamadan, gündeme girmeden, eğer bu konuda soru sormak isteyen ve ‘anlamadım’ diyen, ‘şöyle de anlatsanız daha iyi olur’ diyeceğiniz bir şey varsa onu da dinlemek isterim.” -Cemil Yıldız-

Exit mobile version