Latin Amerika inceyazını yeryüzünün, gezegenin hüznünü, acısını yüklenmiş gibidir. Nasıl yüklenmesin ki?.. Tarih kaydeder, unutmaz, unutturmaz. İnka, Maya, Aztek… İspanyol sömürgecilerin kılıçlarında yok oldular, acıları kaldı, kan kaldı. ABD emperyalizmi sömürüyü devraldı. Şili, Arjantin, Bolivya, Venezüella, Guatemala, Küba, Meksika…
Guatemalalı Yazar Miguel Angel Asturias, Carlos Fuentes, Gabriel Garcia Marquez, Misral, Octavio Paz, Llosa, Neruda, Eduardo Galeno,…gibi büyük yazarlarla birlikte devasa geleneğin hem de özgünlüğün usta yazarıdır. Romanlarıyla, kitaplarıyla koca bir anakarayı, denizi sarsmış, etkilemiştir. Öyle bir atmosfer doludur ki yoksulluk, açlık, dilenciler, kilise, büyülü bir dil, gerçek iç içedir. Asturias Türk yazınında genellikle Sayın Başkan adlı müthiş romanıyla bilinir.
Her an, her yer ispiyoncu kaynar. Diktatör ortalıkta gözükmez. Acımasız sözcüğü yetersizdir.
Asturias Sayın Başkan için şunları söyler:
“Latin Amerika’nın bu güç durumu, birinin çözümü diğerinden güç binlerce mesele ile karşı karşıya bulunuşundan ileri gelir. Örnek olarak önce çocuk ölümü ve cehalet mesellerini verebilirim. Böyle olunca biz de romanın da politik ve sosyal gelişmeleri içinde halkın hayatını izlemesi normaldir. Edebiyatımız bu yüzden pitoresk olmaktan çıkmıştır, ve yine bize ilgi duymağa başlamıştır.
Benim tehlikeli kitaplar yazdığım söyleniyor. Onu bilmem. Eğer öyleyse en tehlikeli romanım Sayın Başkan’dır. Güney Amerika ülkelerinde ne zaman ihtilal (darbe GG) havası eserse, kitapçı vitrinlerinden ilk kaldırılan kitap <Sayın Başkan> olur. Onun için bu romanı Güney Amerika’da siyasi bir Barometreye benzetirler” (Söyleşi, 11 Ağustos 1966).
Günümüzde de Latin Amerika üzerindeki dile gelmez zulmün arkasında ABD, Birleşik Krallık var.
Küba’da Diktatör F. Batista rejiminin destekçisi ABD idi. Fidel Castro önderliğinde başarıya ulaştırılan devrim Küba’sı onlarca yıldır kuşatma altında, ambargo altında. Ernesto Che Guevara ve arkadaşlarını Bolivya kırsalında izleyip öldüren ABD’dir.
Şili Diktatörü Pinoşe ABD‘nin yetiştirdiği insanlık düşmanlarındandı. Aydınları öldürdüler, işkencelerden geçirdiler, uçaktan denize attılar; diri diri. Seçimle gelen sosyalist Şili önderi Salvador Allende, Pinoşe zulmüne son verdi. Ne ki Şili ordusu içinde bir grubu hareketlendirip darbe yaptıran ABD, ITT Sharp Lorens firmasının da desteğini alarak Salvador Allende’yi öldürttü. Bu yıkımdan sonra, çok sürmedi Şilili Ozan Pablo Neruda öldü.
Vietnam’da insanlık suçları işleyen ABD, Yahudi soykırımı, toplama kampları vahşeti… Japonya’daymış gibi Japonya’nın iki kentine atom bombası attı. Türkiyemizde, halkımıza kan kusturan our boys darbelerinin ardında ABD var. ABD suçları sayısız toplama devlet…
Ne ki Türk inceyazını fantezi düşkünlüğünden, etnik romantizm sevdasından, iğreti damatlardan, silahşor sempatisinden bir türlü vaz geçmedi, giderek emperyalizme kucak açıp mandacılaştı. Buradan diktatör, emperyalizm karşıtlığının çıkmayacağı belliydi. Ad vermek netameli iş ama deneyelim, Zülüf Divaneli, Muhammet Eroğlu, Ümitsiz Ahmad, Bukleli Uzuner, Or Pambığ, Elif Şebboy…
Gülmece acı durumlar için de açıklayıcıdır.
Türk yazınında Asturias‘ın Sayın Başkanı gibi, darbe öncesi, Mustafa Kemal Atatürk‘ün Söylev’inin toplatılacağı zamanlar yakındır.

YORUMLAR