Ankara, kuzeyin dengesinde…
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, Esad rejimiyle muhalifler arasında siyasi uzlaşı sağlanması gerektiğini söylemesi ile başlayan tartışmalar, Suriye’nin kuzeyinde Türk Bayrağı yakan radikal muhalif grupları bir kez daha gündeme taşıdı, Ankara’nın Şam’a uzaklığının sebeplerini netleştirdi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı ise bu tartışmaya yeni bir boyut ekledi. Antakya’daki bir Suriyeli ise geri dönüş yolunun sancılarını anlattı.
“Uzun bir süre Şam’a karşı Ankara’nın en büyük kozu olan Özgür Suriye Ordusu ve diğer muhalif gruplar, Türkiye’nin olası bir politika değişiminde nasıl bir tavır alır?” sorusu uzun bir süredir cevabını arıyordu. Son yaşananlar buna mı dair?
-NASIL BAŞLADI?-
Her şey, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, 13. Büyükelçiler Konferansı’nın kapanış oturumunda yaptığı konuşmanın soru-cevap kısmında, “muhalif olan Suriyelilerle rejim arasında bir barışın olması gerektiği” şeklindeki sözleri ile başladı. Bu sözler, Suriye’nin kuzeyinde bulunan Azez, El Bab ve Cerablus kentlerinde Türkiye karşıtı eylemlere neden oldu. Ellerinde Özgür Suriye Ordusu bayraklarıyla toplanan kalabalıklar Türkiye aleyhine sloganlar atarken, bazı videolarda, bölgede görev yapan Türk Silahlı Kuvvetleri araçlarına taş atıldığı ve bir Türk Bayrağının yakıldığı görüldü.
Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, Suriye’nin kuzeyinde ve kuzeybatısında 30’u aşkın yerde protesto gösterisi düzenlendiğini bildirdi. Gösterilerde, protestocular, “Uzlaşı yok, devrim devam ediyor” yazılı pankart ve Suriye muhalefeti bayrakları taşıdı.
Gelen tepkileri bastırmak ve bölgedeki dengeyi kaybetmemek isteyen Ankara ise Dışişleri Bakanlığı eliyle, Türkiye’nin, Suriye halkı ile dayanışmasını sürdüreceğini söyledi.
Ancak yaşananlara en büyük tepki, Azez ve Cerablus’un kontrolünü elinde bulunduran, Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu’ndan (SMO) geldi. Suriye Milli Ordusu 2’nci Kolordu Hamza Özel Kuvvetler Genel Komutanı Seyf Ebubekir, “Dışişleri Bakanı açıklamaları sonrası provokatif eylemlere sebep olan kişiler, şanlı Türk Bayrağını yakarak saygısızlık yapmıştır. Türk Bayrağı, mukaddestir. Ona el uzatan kişiler cezalandırılacaktır” açıklamasında bulundu.
-RUSYA DA!-
Ankara’nın Şam konusunda ‘politika’ değişikliğine gidip gitmeyeceği henüz bilinmiyor. Ancak Türkiye’nin yaklaşık bir aydır, Suriye’nin kuzeydoğusunda bulunan YPG/PYD güçlerine karşı bir harekat düzenlemek istediği biliniyor. En son Soçi kentinde Rusya liderine Türkiye’nin bu konudaki talebini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Vladimir Putin’in, kendisine Suriye yönetimiyle diyalog kurulmasını tavsiye ettiğini açıklamıştı.
-PERDE ARKASINDA!-
Politika değişikliği olmasa da, Ankara’nın farklı düzeylerde de olsa Suriye rejimi ile temasta olduğu, ilk elden paylaşılan bir bilgi. Bu konuda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, güvenlik sorununa işaret ettiği bir konuşmasında, “Şu anda bizim istihbarat örgütümüz Suriye istihbaratıyla zaten bu konuları yürütüyor” demiş, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise 10-11 Ekim 2021’de Sırbistan’ın Belgrad kentinde düzenlenen Bağlantısızlar Hareketi’nin 60. yıl toplantısında, Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdat ile ayak üstü görüşme yaptığını açıklamıştı. Bu arada Moskova’nın Erdoğan ile Esad’ı aynı fotoğraf karesi içine alma çabaları da yine Ankara tarafından paylaşılmıştı.
Ancak gelen son açıklama, AKP Hükümetinde “Esed’in Esad’a” dönüşmesi sürecinin başladığı sinyali olarak kabul ediliyor. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı tarafından önceki gün NTV yayınında yapılan açıklama, Suriye ile olan ikili ilişkilerin direkt hale gelebileceği yönünde.
-OLASILIK!-
Yaşananları ve açıklamaları değerlendiren, Antakya’daki bir Suriyeli ise konuya tarafsız bir gözle bakılıp, Ankara’nın içinde olduğu sıkışık durumun da iyi görülmesi gerektiğini söylerken, şunları ifade etti:
“10 senedir bu ülkedeyiz. Açtık, doyduk. Evsizdik, bir çatımız var artık. Paramız yoktu, işimiz de var Allah’a şükür ama… Bunca sene sonra bile şunu anladık ki, biz hep misafiriz ve bunca sene sonra bize ‘artık gidin’ diyenler sadece birkaç kişi değil, çok daha fazlası! Ülkelerini görmeden doğan çocuklarım var. Tek bildikleri yer burası. Ama bizim gibi birçok kişi de dönmek istese de dönemiyor. Çünkü rejime karşı korumasızız! Ankara ve Şam bir araya gelmedikçe, bize güvenli bir yer yok Suriye’de. Aslında Ankara da çok sıkıştı. Hem mali açıdan hem politik sebeplerle! Okuduğum kelimeler, olacaklara, bizleri ya da herkesi alıştırmaya yönelik sanki! Ama onlar da şunun çok farkında… Bugüne kadar askeri açıdan destek verdikleri insanlar, savaşlarından vazgeçmek istemiyor. Hatta bunun için ölmeyi bile göze alıyorlar. Ankara, onlara rağmen Şam’la görüşür mü, işte bunu kimse bilmiyor. Zaten perde arkasında bence Ankara’nın ikna etmeye çalıştığı insanlar Suriye’dekiler değil, ama Türkiye’deki Suriyeliler! Kuzeydeki silahlı gruplar!” Tamer Yazar