Mumcu’nun katledilişinin 31. yıldönümü!

Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu’nun 31. ölüm yıldönümü.. Uğur Mumcu’nun Ankara’daki evinin önünde bombalı saldırıda hayatını kaybetmesinin üzerinden 31 yıl geçti. Ama cinayetle ilgili yargılamalar ve cezalandırmalar olsa da sis perdesi kaldırılamadı. Uğur Mumcu, öldürülmeden 4 ay önce kaleme aldığı  ‘Dipsiz Kuyu’ yazısında “Orta Doğu’da kim, kimi, neden öldürüyor? Bu soruların yanıtlarını anında bulmanın olanağı yoktur. Olaylar […]

Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu’nun 31. ölüm yıldönümü.. Uğur Mumcu’nun Ankara’daki evinin önünde bombalı saldırıda hayatını kaybetmesinin üzerinden 31 yıl geçti. Ama cinayetle ilgili yargılamalar ve cezalandırmalar olsa da sis perdesi kaldırılamadı.

Uğur Mumcu, öldürülmeden 4 ay önce kaleme aldığı  ‘Dipsiz Kuyu’ yazısında “Orta Doğu’da kim, kimi, neden öldürüyor? Bu soruların yanıtlarını anında bulmanın olanağı yoktur. Olaylar yıllar sonra aydınlanır. O da bir kısmı!”

Mumcu ile ilgili olarak Euronews’te yer alan bir yazıda şöyle deniliyor: Uğur Mumcu, Yazar Musa Anter’in öldürülmesinden sonra 27 Eylül 1992’de Cumhuriyet gazetesinde kaleme aldığı “Dipsiz Kuyu” başlıklı yazısında, “Orta Doğu, emperyalizmin kol gezdiği, terör örgütleri ile çeşitli istihbarat örgütlerinin kanlı ve kirli oyunlar oynadığı karanlık dipsiz bir kuyudur. Bu karanlık ve dipsiz kuyuda cinayetler birbirini izler. Halk deyişi ile Orta Doğu’da ‘kimin eli kimin cebindedir’ bilinmez. Kim, kimi, neden öldürüyor? Bu soruların yanıtlarını anında bulmanın olanağı yoktur. Olaylar yıllar sonra aydınlanır. O da bir kısmı!” ifadelerini kullandı. Peker’in 7. videosundaki Uğur Mumcu, Kürt iş insanları ve Kutlu Adalı cinayetlerinin aslı nedir?

Mumcu, 24 Ocak 1993’te arabasına yerleştirilen bombalı saldırıyla hayatını kaybetti. Suikastı, İBDA-C ve Hizbullah gibi örgütler üstlense de aradan geçen 31 yıla rağmen cinayetin üzerindeki sis perdesi aralanamadı.

Türkiye’yi sarsan suikasta ilişkin ilk yargılamalar, Mumcu’nun ölümünden 7 yıl sonra başladı. Mumcu suikastı ile Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı, Prof. Dr. Muammer Aksoy ve Doç. Dr. Bahriye Üçok cinayetlerini de kapsayan davanın adı “Umut” oldu. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen dava, cinayetlerin ardındaki sırrı tam olarak ortadan kaldıramadı. İlk dereceli mahkemenin kararının Yargıtay tarafından bozulmasının ardından yeniden görülen davada, 3 sanık “yasa dışı Tevhid-Selam ve Kudüs Ordusu örgütünü kurmak ve yönetmek” suçundan, 5 sanık ise aynı örgüte üyelikten çeşitli sürelerde hapis cezalarına mahkum edildi. (Haber Merkezi)

Exit mobile version