Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Munir Mohamedi El Kajoui:

Kalecilik Kanımda Var Hatayspor’un

Kalecilik Kanımda Var

Hatayspor’un kalesini iki sezondur başarıyla koruyor. Babası ve abisinin de kaleci olduğunu belirterek, bu mesleğin kanında bulunduğunu söylüyor. Kaleci antrenörünün olmadığı yıllarda internetten izlediği antrenman videolarıyla kendisini geliştirmeye çalıştığını anlatıyor. Fas Millî Takımı ile 2018 Dünya Kupası’na katılmanın kendisi için zirve olduğunu belirten millî kaleci, geçtiğimiz sezon hayatında ilk kez gördüğü kırmızı kart pozisyonundaki davranışına da açıklama getiriyor.

Röportaj: TamSaha / Rasim Artagan

10 Mayıs 1989 Melilla doğumlusun. Melilla’nın, İspanya’nın Kuzey Afrika’daki toprağı olmak gibi özel bir durumu var. Öncelikle, Melilla’da doğmak, bir yandan Faslı bir yandan İspanya vatandaşı olmak nasıl bir durum?

Benim için de karışık bir durum. Çok farklı kültürleri yaşıyoruz Melilla’da… Farklı hayatlar yaşayan insanlar var. Irkçılık tarzı olaylar asla yaşanmaz orada. İspanya doğumlu gözükebilirim, ama ailem aslen Faslı. Yaşadığım yerden çok memnunum. Farklı kültürde insanların bir arada yaşadığı çok güzel bir şehir, Melilla.

Aileni tanıyabilir miyiz? Annen, baban, kardeşlerin ne işle meşgul?

Babam da benim gibi kaleciydi. Çocukken onun maçlarını izlerdim. Babam, benim tek idolümdür. Annem ise ev hanımı. Babamın restoranı vardı. Bir dönem de tekstil işiyle uğraştı. Şimdi emekli oldu. Ticaretle uğraşan bir ağabeyim var. Bir de üniversiteye giden küçük kardeşim. Bitirince avukat olacak inşallah. Aile, bizim için çok önemlidir. Ailemi çok seviyorum. Şu an işim gereği, onlardan uzağım. Bu da beni biraz üzüyor. Ailemle zaman geçirmeyi ve eğlenmeyi çok seven bir insanım. Çok güzel ve eğlenceli bir aile ortamımız var. Tabiî ki herkes kendi ailesini sever, ama benim en mutlu olduğum zamanlar, ailemle geçirdiğim zamanlar.

Fas, çok otantik romantik bir yer. Fas’la olan bağın nasıl? O coğrafyayı bize anlatır mısın?

Fas, benim için olağanüstü bir yer. Dediğiniz gibi, otantik ve romantik. Fas’ta çok şey görebilirsiniz. Kar görebilirsiniz, güneş görebilirsiniz, güzel sahilleri ve kumsalları da vardır. Yemekleri, eğlenceleri çok güzeldir. Tatlıları harikadır. Çoğu arkadaşıma Fas’a tatile gitmesini öneririm. Ben, her boşluğumda ailemle Fas’ta tatil yaparım. Fas’ta bulabileceğiniz çok şey var. Kültürel ve tarihi bir yapıdır. Binalar, eski hâlinde durmaktadır. Bu da insanlara çok güzel tarihsel anılar yaşatır. İnsanı geliştirir. Fas, çok eğlenceli ve benim için inanılmaz bir yerdir.

Nasıl bir çocukluk geçirdin? Futboldan öncesinde neler yaptın? Eğitim hayatını da öğrenebilir miyiz?

Çok iyi ve mutlu bir çocukluk geçirdim. Ailem beni çok sevdi, ben de ailemi çok sevdim. Onlarla zaman geçirmek çok güzeldi. Futboldan önce babamla restoranda çalışıyordum. Üniversiteye gidemedim, ama ailem bana çok güzel bir eğitim verdi, beni çok iyi yetiştirdi. Ben de onları örnek alarak, inşallah kendi çocuklarımı öyle yetiştirmeye çalışıyorum.

Ulaşabildiğim kayıtlarda, futbola 1 Ekim 2009’da AD Ceuta U19 Takımında başladığını görüyorum. Bunun da öncesi var mı? Futbolla nasıl tanıştın?

Evet, 2009’dan önce de top oynuyordum. Futbol oynamaya 4 yaşında başladım. En büyük destekçim de annemdi. Futboldan inanılmaz derecede anlıyor. Evde sürekli futbol konuşur ve izlerdik. Kendi şehrimde futbol oynadıktan sonra, profesyonel olarak AD Ceuta’da futbola başladım.

Sendeki yeteneği ilk kim keşfetti ve bir kulüpten içeri girmen konusunda cesaretlendirdi?

İlk olarak, Melilla’nın kaleci antrenörü beni keşfetti ve cesaretlendirdi. Bendeki kalecilik potansiyelini anlattı. Profesyonel kaleci olmam yolunda beni ileriye sürükledi. Bunun yanı sıra yanımdaki insanlar ve ailem de çok destek verdi. Ama beni ilk keşfeden kişi Melilla’daki kaleci antrenörümdü.

Kaleci olmayı nasıl seçtin?

Başta da söylediğim gibi, babam kaleciydi. Ağabeyim de kalecilik yaptı. Ailemin içinde, benim kanımda kalecilik var. Bizim yaşımızda herkes, hücum oynamayı, gol atmayı seçerdi. Ama kaleci olduğum için ben çok mutluyum.

AD Ceuta ve UD Melilla altyapılarında nasıl bir eğitim aldın? O günlere dair neler hatırlıyorsun?

Tabiî ki her şey daha iyi olsun isterdim. Çünkü biz gençken, etrafımızda çok fazla kaleci antrenörü yoktu. Yıllar öncesinden bahsediyoruz… O dönemde her takım, kaleci antrenörüne sahip değildi. Ama yine de kendimi geliştirmek için birçok şey yaptım. 2009’a kadar, bir kaleci antrenörüyle çalışamadım. İnternetten bulduğum videolarda, kaleci antrenmanlarını izledim. Bunları çok sıkı inceledim ve kendimi geliştirdim. İşin sonunda geldiğim seviyeden ve geldiğim yerden çok mutluyum.

1 Temmuz 2014 tarihinde profesyonel kariyerin başladı diyebiliriz. İspanya 2. Lig takımlarından Numancia’ya transfer oluyorsun. 2014-2015 sezonunda 25 lig, 1 Kral Kupası maçında takımının kalesini koruyorsun. İlk sezonun nasıl geçti?

Numancia’daki başlangıcım, benim için büyük bir meydan okumaydı. Beni, birinci kaleci olarak transfer etmemişlerdi. Bunu da bana açıklamışlardı. 10 maç sonra kaleyi devraldım ve üst üste 15 maç yenilmedik. Benim için muhteşem bir şeydi. Kariyerime böyle başlamak harikaydı. Böyle bir istatistiği yakalamak benim için gurur vericiydi. Daha önce farklı yerlerde oynamıştım, ama benim için bu çok farklı bir seviyedeydi. Kendimi geliştirmek için elimden geleni yaptım. Bu süre içinde Fas Millî Takımı’na da çağrıldım. Benim için inanılmaz bir sezondu.

Evet, o sezon A milli oluyor, Uruguay ve Burkina Faso maçlarında kaleye geçiyorsun. İspanya Milli Takımı’ndan bir teklif bekledin mi, yoksa Fas’ın teklifi gelince direkt kabul mü ettin?

Profesyonelliğe başladığım ilk yılda milli takımın beni çağırmasını hiç beklemiyordum. Benim için harika oldu. Çok duygulandım. İnanılmaz bir şeydi. Fas Millî Takımı’nı duyar duymaz, tabiî ki teklifi kabul ettim. İspanya’yı hiç düşünmemiştim. Çünkü benim kanım, orijinal memleketim, Fas’tır. Fas Millî Takımı’nda oynamak benim için bir hayaldi ve bu hayalim gerçekleşti. Bu konuda büyük gurur duyuyorum.

2015-2016 sezonunda Numancia ile 35 lig maçına çıkıyorsun. Ancak bir sezon sonra kariyerinde düşüş başlıyor. Bu düşüşün sebepleri nelerdi?

O aralar kulüple sorunum vardı ve ayrılmayı düşünüyordum. Ancak gitmeme izin vermiyorlardı. Bunun yanı sıra o sezon Ocak ayında Afrika Kupası elemelerine gittik. 1 ay milli takımdayken, diğer kaleci benim yerime oynadı ve çok iyi bir performans gösterdi. Ben dönünce de hocalar için zor bir karar aşamasıydı. Takım iyi oynuyorsa, kaleci de iyiyse, kimse kaleciyi değiştirmez. Ertesi sezon da ligde bir maç oynadım. Çünkü diğer kaleci çok iyi oynuyordu. Ama ben de milli takıma gidince, ilk 11 çıkıyordum. Fakat kendi takımımda oynamamak beni kötü etkiliyordu. Bunlardan ders çıkardım. Takımdan ayrılmak istiyordum. Hocayla ve yönetimle konuştum. Şunu söyleyebilirim ki, şu an daha iyi olmamın sebebi, bu kötü günlerdir. Çünkü ben kendime çok iyi dersler çıkardım ve kendimi eğittim. Şimdi daha iyi olduğumu düşünüyorum.

Aynı döneme denk gelen, 2017’de Gabon’da düzenlenen Afrika Uluslar Kupası’nda dört maçta forma giyiyorsun. Bu, senin ilk büyük turnuva tecrüben. Oradaki performansını nasıl değerlendirirsin?

Şunu söylemem gerekir ki, inanılmaz duygular içerisindeydim. Benim için ilk uluslararası turnuvaydı. Çok iyi bir başlangıç yaptık. Çeyrek finalde son dakika golüyle Mısır’a elendik. Bu benim için çok üzücü bir andı. Ama o sezon çok iyi oynadığımızı düşünüyorum. Benim için çok önemli bir turnuvaydı. Bu turnuvadan sonra kariyerim daha da yukarı çıktı. Kendimi daha da gösterdim ve özgüvenim arttı.

2018 ise kariyerinin yeniden yükselişe geçtiği yıl oluyor. Fas’la Afrika elemelerinden başarıyla çıkıyorsunuz, 8 maçta kaleyi koruyorsun ve Rusya’da düzenlenen 2018 Dünya Kupası’nda 3 maçta kaleye geçiyorsun. Aynı dönemde beş de hazırlık maçı oynuyorsun. Buradaki performansını nasıl değerlendirirsin?

Benim için yine inanılmaz anlardı. Fas Millî Takımı ile Dünya Kupası’nda mücadele etmek, herkesin hayal edebileceği bir şeydi, ama ben bunu başardım. Fas Milli Takımı, 20 yıldır Dünya Kupası’na katılamıyordu. Bunu başaran ekibin içinde olmak benim için de gurur vericiydi. Benim için de, Fas halkı için de inanılmaz bir şeydi. Hayatım boyunca unutamayacağım bir dönem… Çünkü Dünya Kupası’nda oynamak büyük bir gurur. Formamı gururla taşıdım. Benim için kariyerimdeki en önemli turnuvaydı.

Devamı Yarın