Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Mustafa Özçelik: “Şehrin İçinde Deprem Konutu Olmaz!”

Hatay Mimarlar Odası Başkanı

Hatay Mimarlar Odası Başkanı Mustafa Özçelik, HAMOK “ deprem” konulu panelde yaptığı sunumda Rezerv Alan uygulaması ve deprem konutlarıyla ilgili olarak “ Şehrin içinde deprem konutu olmaz” dedi. Konuşmasında birçok yapısal sorunun altını çizen Özçelik, “Rezerv alanda sistem işletilirken temel kriter, aşırı yıkım ve vatandaşın evini yapamayacağı yerlerde uygulanması olması” açıklaması yaptı.

Deprem Sonrası Ne Yaptık?

Özçelik, HAMOK ve meslek odaları olarak deprem sonrası yaptıkları çalışmaları anlatırken “Bu kadar büyük bir deprem hepimizi çok sarstı ve büyük bir acı yaşadık. Hepimiz ne acılar çektiğimizi iyi biliyoruz. Şubat depremlerinin öncesi ve sonrası yol açtığı süreçlerden bahsedeceğim. Bütün meslek odaları çok hızlı organize olduk buna oda merkezlerimizin desteği büyük oldu. İlk iki ay insani yardım faaliyetinde bulunduk. İkinci aydan sonra mesleki çalışmalarımız yoğunlaştı. Kent planlama süreçlerinde sorunlarımız vardı. Yapı tasarımı ve uygulamasında sorunlar vardı. Yapı denetim ve kullanımda sorunlar vardı. Siyasi iradenin müdahalesi de ayrı bir sorundu. Afet yönetimi hasar tespiti yıkım ve enkaz kaldırma süreci sorundu. Geçici barınma ise başlı başına bir konu. Bu yapılamadı çünkü ilk düğmeyi yanlış ilikledik. Geçici barınma yerleri nitelikli bir halde olmalıydı ama olmadı. Kent planlaması konusunda çok ciddi sorunlar var. Hala aynı yanlışı yapıyoruz ve kurulan sistem çöküyor. Yapı tasarım çalışmalarında zaten sorunlar vardı. Duvar ve diğer yapısal unsurlarda ciddi sorunlar var. Yanlış malzeme seçimleri ciddi önemli sorunlara yol açtı. Binada ki daire kapıları sıkıştı, hırsıza karşı tasarlıyoruz evleri ama depremde kimse dışarı çıkamadı, bu uygulamalarda sorunlar var. Nitelikli hizmet üretimi meslek odalarının denetimi kısıtlandığı için sağlanamadı” dedi.

Ezberi Bozmalıyız

Mustafa Özçelik “Mimarlık fakültelerinde sürekli aslına uygun yapılsın ezberi öğretiliyor ama 6 Şubat depremlerinden sora aslına uygun restorasyonlarda ilave güçlendirme çalışmaları yapılmalı ki depreme dayanıklı hale gelsin. Her konuda iyi bir ders alıp onun üzerinden yürümemiz gerekiyor. Binaları mevcut ruhsat almış hali ile bitiremiyoruz ve hep bir şeyler ekleniyor. Bir otel binası hastaneye çevriliyorsa ve mevzuat buna izin veriyorsa bu sistemsel bir çöküştür. İmar affı sürekli müjdeli bir haber gibi veriliyor. Bu müjdeli haber olamaz, bu sistemin üslubu. Bunu ortadan kaldıramadığımız sürece diğer sistemsel ayakları oturtamıyoruz. Çünkü insanlar nasıl olsa bir af beklentisi içinde hareket edince diğer işleyen kural ve sistemi oturtamıyorsunuz. Hatay’da 5464 tane yapıya kayıt belgesi alınmış. Hangi yapıların olduğu ile ilgili paylaşım yok, ne oldu o binalara? kimse bilmiyor,veri yok kayıt yok. Siyasal irade derken herhangi bir iradeden bahsetmiyorum popülist davranmaktan vazgeçmiyoruz.

Devlet katılımcı modelle bir şey yapmıyor diyoruz ama öncesinde de bir model yok zaten. Bu ülkenin iradesi meslek örgütlerine karşı duruyor. Ama bu meslek örgütleri olmadan kriter koyamazsınız. 2018’e kadar istediğiniz yapı şirketini siz seçiyordunuz ama biz onun öyle yapılamayacağını söyledik. 2018’den sonra ise başka sorunlar çıktı Şu an yapı için güçlendirme verdiğiniz zaman onu kabul edecek firma bulamıyorsunuz. Çünkü firma istiyorsa alıyor istemiyorsa almıyor. Burada olması gereken şu; sermaye şirketinden çıkmalı bu durum. Kamusal hizmet bu şekilde verilemez. Mesleki gelişimle yürütülecek bir sistem kurulmalı” açıklaması yaptı.

Rezerv Alan İyi Anlatılmalı

Mimarlar Odası Başkanı Mustafa Özçelik “Rezerv alanda yasal düzenleme sorunlu ve riskli, çünkü tüm yetki cumhurbaşkanında ve bu da vatandaşta güvensizlik yaratıyor. Hiç bilinmeyen bir süreç. Bedelsiz konut anayasa gereği sosyal devlet anlayışı gereği bir gerekliliktir. Hibe desteği ve bedelsiz konut devlete binen bir yük aslında. Hibe desteği verilenle bedelsiz konut arasında yüzde 20 fark var tabi her konut için değil en küçük konut birimi için bu böyledir. Ama arada çok düşük bir fark var. Bu bölge çok farklı bir bölge her vatandaşın bu bölgede devamlılığını sağlarsak bu kültürün devamlılığını sağlarız. Rezerv alanda temel kriter aşırı yıkım ve vatandaşın evini yapamayacağı yerlerde işletmek olmalı. Şehrin içinde afet konutu olmaz. Tarih var , doku var , kültür var, mahalle var. Bu çöken sistemi hep beraber bir şekilde tekrar kurmak zorundayız. Elbette ki devletin işin içinde olması gerekiyor. .Böyle ağır bir yıkımın hiçbir şekilde tek bir güç altından kalkamaz. Bütünsel bir planlama gerekiyor. Herkes aynı masada oturup şeffaf katılımcı bir uygulama ortaya koymak zorundayız. Güç birliği yaparak hep beraber sonuç alamayız” dedi. -Sinan Seyfittinoğlu-