Vatandaş üzgün, bezgin ve endişeli. Yaşanan ekonomik krizin üstesinden nasıl gelebileceği ve nasıl çarkını döndürebileceği arayışında.
Döviz kurlarındaki yukarı doğru gidiş nedeniyle herkes büyük bir şaşkınlık ve belirsizlik içinde.
İşyerleri büyük bir çıkmaz içerisinde açılıyor ve kapanıyor.
Satılan ürünün yerine yeni ürünün nasıl tedarik edileceği ve böylece çarkın ne şekilde döndürüleceği büyük bir sorun
Satıcı tedirginlik içinde satış yapıyor, alıcı ise hangi parayla ihtiyaçlarını karşılayacağını bir türlü hesaplayamıyor ve gereken parayı da tedarik edemiyor.
İşte böylesi bir kısır döngü içerisinde ekonomi daha da kötüye gitme eğilimi gösteriyor.
Vatandaşın büyük bir kesimi bu durumdadır. Yani hem alan hemde satan mutlu değil.
Kimsenin yüzü gülmüyor, herkes neredeyse burnundan soluyor.
Buna karşılık belli bir kesim ekonomik durumdan daha az etkileniyor. Ekonominin içinde bulunduğu dar boğaz onları diğerlerine göre daha az bir şekilde vuruyor. Ama ezici bir çoğunluğun mutsuz ve umutsuz olduğu gözden kaçmıyor.
Böylesi bir ortamda, içinde bulunulan bu kötü durumdan nasıl çıkılacağı, aydınlık günlerin ne zaman ufukta görüneceği ise meçhul.
Yaşanan ekonomik buhrandan çıkabilmek için iktisat kuralları ve kanunları doğrultusunda önlemler alınması, vatandaşın alması gereken bu önlemleri görmek suretiyle yakın bir gelecekte düzlüğe çıkılabileceği umuduna varabilmesi için doğru adımlar ne yazık ki atılamıyor.
Alındığı söylenen tedbirler, atıldığı ifade edilen adımlar, doğru sonuçlar vermediği içinde ekonomik gidişat daha da kötüye gidiyor.
Bundan kurtulabilmek için, tehlikenin görülmesi ve her şeyi ben bilirim anlayışından uzaklaşılarak, ekonomistlerin gösterdiği yolda ve doğrultuda hareket edilmesi gerektiği kanısındayız.
Bugüne kadar yapılanlar, ekonomistlerin gösterdiği yolda hareket edilmediğini göstermektedir.
Yeni modellerin uygulamaya konulmak istenmesi ne yazık ki olumlu sonuç vermemektedir.
Konulan modelin başka bir ülkede uygulandığını görmenin mümkün olamayacağı doğrultusunda açıklamalar yapılıyor.
İhracatın artması, fiyatların yükselmesi, ithalatın azalması gibi sonuçlar doğurabileceği öne sürülen modelin, vatandaşın günlük ihtiyaçlarını karşılamasında yararlı bir sonuç vermeyeceği anlaşılmaktadır.
Büyüme hızının arttığını ifade eden açıklamalar ise, günlük sıkıntıları ortadan kaldırmadığı gibi aksine sıkıntıların daha da artması karşısında boşlukta kalıyor.
Bu nedenle vatandaşın içinde bulunduğu dar boğaz görülmeli, anlaşılmalı ve bunun önüne geçilebilmesi için gereken tedbirler tez elden alınmalıdır.
Bu yöntem de alınacak tedbirlerin, bazı kamu kaynaklarının aktarılması suretiyle sağlanabileceği bilinmektedir. Ama bu kaynaklar aktarıldığı takdirde vatandaşın rahat nefes alması mümkün olabilecek, ilerde aydınlık günlerin gelebileceği umudu görülmeye başlayacaktır.
Her şeyden önce yüzlerin gülmesi, mutsuzluk ve umutsuzluk havasının dağılabilmesi için gereken önlemler alınmalı, gereken adımlar atılmalı ve bu doğrultuda hareket edildikten sonra uygulanmak istenen yeni modelin yaşama geçirilmesi yolunda hareket edilmelidir.
Aksi halde yaşanan ekonomik dar boğaz, vatandaşı daha da sıkacak ve umutsuzluğa götürecek bir doğrultuya yönelecektir.
Diliyoruz ki; bu gerçekler görülür ve ona göre hareket edilmek suretiyle aydınlık günlere doğru adımlar atılır…
YORUMLAR