15 Mayıs 2017 tarihli, Gazetemiz Yazarı Tamer Yazar imzalı “Müze NİYE sessiz… ?” başlıklı köşe yazısının üzerinden tam 1.099 gün geçti. Ancak, Defne ilçesi Uğur Mumcu Alanı’ndaki kazıya dair tek bir açıklama bile yapılmadı! Peki, sessizliğe neden olan şey ne? Sorun ne?
Dünyanın neresinde olursanız olun, gerçekleştirilen kazılarla ortaya çıkartılan tarihi ve kültürel varlıklar, bulundukları kentler için olduğu kadar, ülkeleri açısından da ciddi bir kazanım olarak ifade edilir ve turizm pastasının rekabetinde de, bu keşifler büyük puntolarla paylaşılır.
Ancak durum, Hatay’ın Defne ilçesi Uğur Mumcu Alanı için bu şekilde olmadı! Büyükşehir Belediyesi’nin bir alt yapı çalışması sırasında bulunan eski Roma mimarisi birçok parça ve çok sayıda mozaik, tartışmalı bir kazı sürecinin ardından, sessiz sedasız, açıklamasız, kamyonlarla depolara taşındı. Açıklama ve bilgilendirmeler ise yerel idare üzerinden yapıldı. Ne Müze İdaresi konuştu ne de Kültür ve Turizm Müdürlüğü. Valilik ise sürece hiç dahil olmadı. Üzeri beton ve asfalt ile kapatılan alandan ne çıktığı ve altta daha ne kaldığı ise bilinemedi!
-SORULAR!-
Bu konuda kaleme alınan, 15 Mayıs 2017 tarihli, Gazetemiz Yazarı Tamer Yazar imzalı “Müze NİYE sessiz… ?” başlıklı köşe yazısının üzerinden tam 1.099 gün geçti. O gün söylenenler mi? Bugün hala geçerli! İşte o kelimeler…
–
Kazara bulunan tarihi eserler nedeniyle yapımı durdurulan, Defne ilçesindeki Uğur Mumcu Battı-Çıktı Projesi’nde devreye giren onlarca uzman, çıkan mozaikleri ve diğer tüm buluntuları kurtarma (!) telaşında… Anıtlar Kurulu kararıyla ‘taşınma kararı’ verilen eserlerin fotoğrafları mı? Bölük pörçük, belediye eliyle paylaşılmaya (!) devam ediliyor. Araya serpiştirilen bilgi kırıntıları ise İDARE EDİN modunda…
Sahi, sorun ne? Niye konuşmuyoruz? Konuşması gerekenler niye suspus? Bu kentin düne ait tarihinden çıkanlar adına KONUŞMASI GEREKENLER niye ayağa kalkıp da ADAM GİBİ bize ne olup bittiğini anlatmıyor? Sahi, tam olarak NE çıktı, NE bulundu, dünün tarihinde ne kadar derine inildi? Hangi dönemden bahsediyoruz çıkan tüm o mozaikler noktasında? Eski Roma’nın kentinde ne tür hikayelerden bahsediyoruz? Sahi, bulunan şeyleri bu kentin marka hikayesinde kullanmaktan niye bu kadar kaçınıyoruz?
Siz de mi aynı fikirdesiniz bilmem ama! Sanki, elde kürek, toprak atıyoruz! Olanın üzerini kapatmaya çalışıyoruz! Öyle ki, kimse bir şey sormasın istiyoruz! Bu yüzden mi tüm sorumluluğu yerel idarenin üzerine attık? Bu konuda basın sözcüsü ilan ettik! Olanı biteni diğerlerine anlatsın diye görevlendirdik! Müze idaresini de İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nü de ıskartaya çıkarttık!
Soruyoruz, sormak için de sürekli yazıyoruz… Niye mi? “Uyumayacaksın… Memleketinin hali, Seni seslerle uyandıracak! Oturup yazacaksın…” diyen Melih Cevdet Anday gibiyiz… Memleketin ağlanacak halindeyiz, ki o yüzden susamıyoruz… Susanların kalabalığından ürksek de, geri adım atamıyoruz… İstiyoruz ki, konuşalım… Eldekini, bulunanı, çıkanı… İstiyoruz ki, konuşsunlar… Eldekini, bulunanı, çıkanı…
Ama konuşması gerekenlerin sustuğu bir memlekette, herkesin o sessizlik oyununda bir rolü var anlaşılan…
Iskartaya çıkartılmak istenenlerin buna dünden razı hallerine diğerlerinin de bir itirazı yok anlaşılan…
Haklısınız! Mutluyuz halimizden, bizlere biçilen rollerden… Tamer Yazar