Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Naim Babüroğlu: “Atatürk’ün emaneti Hatay” alarm veriyor

Antakya Gazetesi ve Sözcü

Antakya Gazetesi ve Sözcü Gazetesi yazarı Emekli Tuğgeneral Naim Babüroğlu, köşe yazısında Hatay’daki değişen demografik yapıya dikkat çeken önemli değerlendirmelerde bulundu. Babüroğlu, 13 Kasım 2024’te Sözcü TV’de yayınlanan Uğur Dündar’ın “Arena” programında gündeme gelen konuları derinlemesine ele alırken, Hatay’ın tarihsel önemini ve güncel sorunlarını çarpıcı ifadelerle dile getirdi.

Hatay’ın tarihi ve Atatürk’ün “şahsi meselesi”

Babüroğlu, Hatay’ın tarih boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yaptığını hatırlatarak, Mustafa Kemal Atatürk’ün bu bölgeye verdiği önemi vurguladı. Hatay’ın 1918’de Fransız işgaline uğramasıyla başlayan süreçte, Atatürk’ün bu toprakları Misak-ı Milli sınırlarına dahil etme mücadelesini detaylandırdı. 1936’da bölgeye “Hatay” adının verilmesi, 1938’de Türk askerinin bölgeye girmesi ve sonrasında kurulan Hatay Devleti’nin Atatürk tarafından çizilen bayrağı, yazıda yer bulan tarihî dönüm noktalarından yalnızca birkaçı.

Babüroğlu, Atatürk’ün bu mücadelede sağlığını dahi hiçe saydığını, ağır hastalığına rağmen Hatay meselesini bir vatan davası olarak gördüğünü şu sözlerle ifade etti:
“Hatay, Atatürk’ün şahsi meselesiydi ve bu uğurda son nefesine kadar mücadele etti. Onun liderliği sayesinde Hatay, tek kurşun atmadan anavatana katıldı.”

Demografik yapıda tehlikeli değişim

Günümüz Hatay’ına odaklanan Babüroğlu, özellikle Suriyeli sığınmacıların bölgeye yoğun şekilde yerleşmesiyle demografik yapının ciddi şekilde değiştiğini belirtti. Reyhanlı ilçesinin bu durumdan en çok etkilenen yerlerden biri olduğuna dikkat çekti. Babüroğlu, 6 Şubat 2023’teki Kahramanmaraş merkezli depremlerin yarattığı yıkımın da bu sorunu daha karmaşık hale getirdiğini ifade etti.
Babüroğlu’nun şu tespiti dikkat çekti:
“Hatay, şu anda kurulma aşamasında olan sözde Kürt devletinin sınırları içinde görülüyor. Suriyeli sığınmacıların bu yapıya mı yoksa Türkiye’ye mi bağlanmak isteyeceği sorusu, büyük bir tehlikenin habercisi.”

Sivil toplumun rolü ve çözüm önerileri

Gaziantep’te 41 sivil toplum kuruluşunun yaptığı saha çalışmasına atıfta bulunan Babüroğlu, Hatay’daki sivil toplum örgütlerinin benzer bir çalışma yapmasının önemine vurgu yaptı. Depremin yarattığı travmanın bu alanda bir eksiklik yarattığını belirten yazar, şu çağrıda bulundu:
“Hatay’daki demografik değişim yalnızca bu bölgenin değil, tüm Türkiye’nin sorunudur. Bu konuda kapsamlı bir alan çalışması yapılmalı. Çünkü mesele yalnızca Hatay değil; Atatürk’ün emaneti, Türkiye’nin geleceğidir.”

“Ezan, Çan, Hazzan meselesidir”

Babüroğlu, Hatay’ın farklı inançların ve kültürlerin bir arada yaşadığı medeniyetler beşiği olduğunu hatırlatarak, bu yapının korunması gerektiğini vurguladı. Yazısını Nazım Hikmet’in bir dizesiyle sonlandırdı:
“Kaldır başını kan uykulardan… Sel suları bastığın toprağı dönüm dönüm, Alıp götürmeden büyük denizlere, Çabuk ol…”

Muhabir: Yusuf Cemil Karaçay