Hatay’dan Adana’ya, Osmaniye’den Mersin’e, Çukurova’nın eli maharetli kadınlarının yöresel telaşında, bugünlerde nar var, nar ekşisi var. Çukurovalı kadınlar, yemek ve salatalara lezzet katan nar ekşisini hazırlamak için yoğun mesaide.
Bugünler, Çukurovalı kadınların tat yolculuğunda nar var, narın ‘ekşi’ yolculuğu var. Peki, Nar’ın Ekşi’ye dönüştüğü bu yolculukta tam olarak ne mi oluyor?
İlk aşama, en kolayı gibi gözükse de, aslında en zor aşaması… Bu ilk aşamada, narların, küçük oklavalarla taneleri ayıklandıktan sonra, elle kontrol edilen bir makine yardımıyla suyu çıkartılıyor. Ardından çıkan nar suyu, temiz bir bez ya da pamuklu çuval yardımıyla dikkatli bir şekilde süzülüyor, ki son aşama olan, kazanlarda kaynatılma süreci başlıyor. Odun ateşinde harlanan ateşte kaynatılmaya bırakılan nar suyu, bakır ya da kalaylı kazanlarda kaynatılıyor. Ama kaynamasıyla bitmesi aynı olmuyor. Çünkü “ekşi” elde etmek kolay değil, ki var olandan daha fazla sabır ve itina istiyor. Bunun anlamı ise, ortalama 8 saatlik bir kaynama süresi… Elde edilen ve iyice kaynatılan nar suyu, finalde de şişelere konularak kullanıma hazır hale geliyor.
-SALATADA!-
Bu keyifli, ama bir o kadar da yorgun telaşın içindeki isimlerden, Fatma Türkmenoğlu, salata ve çorbalarda kullandıkları nar ekşisinin şifa deposu olduğunu dile getirirken, “Dalından toplanan narları dilimlere ayırarak, leğenlerde tanelerini kabuğundan ayırıyoruz. Daha sonra çuvallara katıp, tepelemek suretiyle suyunu çıkarıp bakır kazanlarda odun ateşi üzerine kaynatıyoruz. Bu şekilde ekşi oluyor” diye konuştu.
-KABUKLAR-
Nar’ın suyundan elde edilen ekşinin yolculuğundan geride ise kilolarca nar kabuğu kalıyor. Ama bu kabuklar da asla ziyan edilmiyor. Aksine, topraktan gelen yeniden toprağa gidiyor. Yani, bunca nar kabuğu, ağaçların bulunduğu arazilerde gübre niyetine kullanılıyor, hatta kurutulup, kış döneminde yakacak olarak geri dönüşü sağlanıyor. Tamer Yazar / AA
