Hatay’ın da, üretim ve ihracat performansıyla, AKİB içinde lider kentlerden biri olduğu narenciye konusunda konuşan Nejdat Sin, rekabetten karlı çıkmanın yollarını paylaştı.
AKİB’de Koordinatör Başkanlık görevini Huriye Yamanyılmaz’dan devralan, Akdeniz Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı, Hatay / Samandağlı İşadamı Nejdat Sin, Türkiye’nin yaş meyve sebze ihracatında en önemli kozunun narenciye ürünleri olduğunu, rakamları daha yukarı taşımak, pazarı korumak ve genişletmek için de bu meyvelerde “erkenci ve geççi” çeşitlerle üretim sezonunun uzatılmasının büyük önem taşıdığını vurguladı.
-REKABET-
Hatay’ın da, üretim ve ihracat performansıyla, AKİB içinde lider kentlerden biri olduğu narenciye konusunda konuşan Sin, dış pazarlarda; ürünün kalitesi, tutundurma faaliyetleri, taşıma şekilleri, ürünü fiyatlandırma şekilleri ve ithalatçı ülkenin veya müşteri isteğinin karşılanmasının rekabetçilikte etken olduğunun altını çizdi. Başkan Sin, “2019 verilerine göre, Türkiye’nin toplam narenciye rekoltesi 4,3 milyon tona ulaştı. Sektörümüz, 2020 yılında 1,8 milyon ton narenciye ihraç etti ve ülkemize 933 milyon dolar döviz kazandırdık. Rekabetin yoğun olduğu narenciyede, küresel pazarlarda tercih edilebilirliği artırmamız için ürünlerin kalitesini veya verimliliğini artırmaya yönelik çalışmalara çok daha fazla yönelmeliyiz. Çünkü narenciye ihracatında rakip durumda olan ülkelerdeki hasat dönemi, Türkiye’nin hasat sezonuyla çakışıyor. Ayrıca İspanya gibi ülkelerdeki çeşitlerin geniş hasat sürecine yayılmış olması da rekabetçiliğimizi olumsuz etkiliyor. Bu nedenle, yıl boyu taze narenciye talep eden büyük ithalatçı şirketlerin istekleri doğrultusunda, özellikle mandarin, portakal ve limon gibi türlerde üretim sezonunun ‘erkenci ve geççi’ çeşitlerle uzatılması, verimli ve daha kaliteli meyve oluşturan yeni çeşitlerle pazarların korunması ve genişletilmesi büyük önem taşıyor. Öte yandan, boylama ve standardizasyonunda ihracata uygun olmayan ürünler ile depolama, ambalajlama ve taşıma sırasında kalite kaybına uğrayan ürünlerin gıda sanayisinde daha fazla değerlendirilmesi de, hem üreticilerimizi hem de ihracatçı firmalarımızı rahatlatacaktır” diye konuştu.
-KOTA SORUNU-
Nejdat Sin, Rusya ve Suudi Arabistan pazarlarında yaşanan sorunlara da değindi. Yaş meyve ve sebze ihracatında en büyük pazar olan Rusya’nın Türk domatesine uyguladığı kotanın tamamen kaldırılması gerektiğini ifade eden Başkan Sin, Moskova’daki ürün dağıtım ağının da gümrük işlemlerinden dolayı yavaş çalıştığını, bürokratik işlemlerin sadeleştirilmesi konusunda girişimlerde bulunulmasına ihtiyaç olduğunu anlattı. Suudi Arabistan’da yaşanan sıkıntılara dikkat çeken Başkan Sin, yaş meyve sebze sektörüne de sertifika ve analizler konusunda güçlükler çıkarıldığını ifade etti. -Tamer Yazar-